Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

KÖTÜLÜĞE KARŞI İYİLİK!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Öyle manzaralarla karşı karşıyasınız ki, “aman Allah’ım!”

İnsanımızın kullandığı dil…  Dili, edeple, adapla kullanmalıyız!

Dil, kırıcı, incitici, yüz kızartıcı bir üslupta asla olmamalı…

Dil, ‘fitne, fesat tohumlarını toprağa saçmamalı…’

Dil, bu toplumda şiddeti çağrıştırmamalı…

                                 

“Kötülüğe karşı iyilik…”

Olur, mu efendim?

Fussilet Süresini okuyun ve bu sürenin üzerinde,

Tefekkür ediniz!

Ayet ne buyuruyor;

“Çünkü iyilikle kötülük bir olmaz.

(Sen kötülüğü) en güzel olan (iyilik) ile def ‘et;

Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse,

Sanki sıcak bir dost olmuştur.” (Fussilet, 34)

İyilik kalplerde, muhabbeti artırır!

Husumeti veya öfkeyi;

Güneşin buzu erittiği gibi eritir!

İyilik, kötülük yapan bir kimseye,

Nedamet/ pişmanlık getirir…

Ayet, “Eğer bir iyiliği açıklar veya onu gizlerseniz,

Artık şüphe yok ki Allah,

Afüvv (çok affedici olan)’dır,

Kadir (her şeye gücü yeten)’dir.” (Nisa, 149)

Bir kimseye nasıl karşılık verirsiniz;

Ya misliyle,

Ya affederek,

Veya iyilikle!

Güzel olanı nedir?

Affedici olmak veya iyilikle mukabelede bulunmaktır!

Bunun neticesinde neler vardır?

Sulhu yani barışı ve huzuru getirir.

Önemli ve üzerinde titrediğimiz bir hadis şöyledir;

“Adamın biri Hz. Ebubekir’e gelerek sürekli hakaret etti,

O hakaret ettikçe Hz. Ebubekir dinledi, cevap vermedi.

Orada bulunan Allah’ın Resulü tebessüm ediyorlardı.

Nihayet Hz. Ebubekir dayanamayıp sert bir şekilde karşılık verince,

Allah Resulünün çehresi değişti, oradan ayrıldılar.

Hz. Ebubekir Allah Resulünün peşinden koşarak ayrılmasının sebebini sordular;

Allah Resulü buyurdular, “Sen sükût ettikçe bir melek senin yerine ona cevap veriyordu.

Ama sen ağzını açınca yanına şeytan geldi.

Ben Şeytan’ın olduğu yerde bulunmam” buyurdular.

Kötülüğe kötülükle cevap vermek, ancak şeytanı sevindirir…

Şiddetten kaçan bir toplum olabilmek!

İyilik denizine doğru yelken açabilmek…

Her birimizin muradı olmalıdır

Ayet, “(Ey Habibim!) Af (ve kolaylık) yolunu tut;

İyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.” (A’raf, 199)

Birbirimize sabrı tavsiye edelim…

Birbirimizle selamlaşalım…

 

İSTİŞARE!

Demokrasi kültürü gerçekte, İslam’ın özünde vardır!

Bu kültürü en iyi yaşayan ülke de, Türkiye’dir!

Türkiye’nin, tarihten süzülerek gelen,

Çok güçlü ‘geleneksel…’ bir alt yapısı vardır.

Ayet “Ve onlar ki, Rableri(nin davetine) icabet ederler.

Onların işleri de aralarında şuradır (istişare iledir).

Ve (onlar) kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden

(Allah yolunda) sarf ederler.” (Şura, 38)

Herhalükar da, ‘yardımlaşma kültürü…’

Anadolu insanın da güçlüdür!

O kültür ki, bu toplumu bütün zorluklara karşı,

Dirençli bir şekilde ayakta tutmuştur.

Ayet “Ve kendilerine zulüm vaki olduğu zaman,

Onlar yardımlaşarak (intikamlarını alan) kimselerdir” (Şura, 39)

Bizim inancımız ısrarla ne diyor;

“Zulme rıza zulümdür!”

Ayet, “Zulmedenlere de meyletmeyin! Yoksa ateş size dokunur!

Hem sizin, Allah’dan başka hiçbir dostunuz yoktur;

Sonra size yardım edilmez.” (Hud, 113)

Yardımlaşma, bir hukuktur!

İnsanı değerleriyle koruyan ve yücelten bir hukuk!

Ayet, (Hakkında vahiy gelmeyen bir) iş hususunda,

Onlarla istişare et!” (Ali İmran, 159)

İstişare de, ümmetin ittifakı vardır!

Ortak bir akıl vardır!

İstişare, Kur’an’a isim olmuş bir ayetin,

“Şura…” ayetinin adıdır!

“İstişarede…” özümüzü, sözümüzü, muhabbetimizi koruyalım…

Bizler, millet olarak o kültürün özünden süzülerek geldik…

O kültürü, koruyarak gelecek nesillere taşımak da,

Bizlerin, ‘ahlaki ve vicdani sorumluluğu…’

 

SALİH AMEL!

Kur’an da, Salih amel ile ilgili tahmini olarak

114 ayet geçiyor!

Kur’an da ki, süre sayısı ile eş!

Salih amel sözlükte,

“İyi, güzel, faydalı, sevaba ve Allah rızasına sebep olacak davranışlar”

Ayet, “İman edip, Salih amel işleyenler,

İşte öyleleri cennet ehlidirler” (Bakara, 82)

Bir başka ayette,

“Şüphesiz ki iman edip Salih ameller işleyenler,

Namazı hakkıyla eda edenler, Ve zekâtı verenlerin,

Rableri katında mükâfatları vardır.

Onlara hiçbir korku yoktur,

Onlar mahzunda olmazlar…” (Bakara, 277)

İman ve Salih amel,

Kökleri derinde, sürekli meyve veren bir ağaç!

O güzel kavramla birlikte;

Sabır gösterenler,

Rablerine karşı, ‘edepli olanlar…’

Güvenen ve itimat edenler…

Hak yolda sebat gösterenler…

Temiz ve Helal şeylerden yiyenler…

Allah’ı çokça ananlar… Şükredenler…

Bağışlanma dileyenler… Takva sahipleri…

“Ben gerçek Müslümanlardanım” diyenler…

Çokça istiğfar ve tevbe edenler…

Birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenler…

Allah’a ve Peygambere itaat edenler…

Yazarın Diğer Yazıları