Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

KORONAVİRÜS VE DEPREM

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Türkiye’miz, 2020 yılına;

“Acılarla, felaketlerle girdi!”

24 Ocak 2020 Tarihi, ‘Elazığ Depremi…’

Çin’den yerküresine yayılan, “Koronavirüs…”

Deprem, aileleri bir araya getirmişti…

Koronavirüs, insanları birbirinden uzaklaştırdı!

Koronavirüs,  bizleri “yeni bir döneme” hazırlıyor

Daha fazla, ‘bireysel ortama çekileceğiz’

Evlerimiz, zaman içerisinde ‘işyeri ofisine’ dönüşecek

Artık, ‘uzaktan eğitime…’ geçiş süreci

Gazeteler, tamamen dijital ortamda çıkacak

Elinizde, ‘para olmayacak’

İnternet Bankacılığı daha da gelişecek!

Ödemelerinizi, ‘bank kartla…’

 

Koronavirüs sizleri ister istemez, ‘evlerinize kilitledi…’

Sosyal hayat bir anda çöktü…

İki insan arasında, ‘mesafe…’

Aileler arasında, ‘mesafe…’

Kahveler, Kafeler, Eğlence Yerleri…

‘toplu mekânlar…’ yok!

Camiler, Mescitler, İbadet Mekânları…

O iç huzuru yaşadığınız, ‘saflar…’

Belli bir müddet hayatınızdan,

‘birlikteliklerin…’ hasretinde kalacaksınız

Bu millet,  Milli Mücadelenin o çetin yıllarında;

“Ya İstiklal, Ya Ölüm!” dedi

Günümüzde, öyle bir konuma geldik ki,

“Ya Yaşam, Ya Ölüm!” diyeceğiz!

Hayatta kalmak için, “Sabrı ve Sükûtu…” öğreneceğiz!

Sabrın, ‘kendi nefsimizle’ Cihat olduğunu da bileceğiz!

Yunus Suresi 87. Ayette şöyle buyrulur;

“Musa’ya ve kardeşine, “Kavminiz için Mısır’da (sığınak olarak)  evler hazırlayın

Ve evlerinizi namaz kılınacak yerler yapın.

Namazı dosdoğru kılın. Mü’minleri müjdele” diye vahyettik”

Salgın bir hastalık karşısında;

“Allah’ın kaderinden yine Allah’ın kaderine sığınıyoruz!”

Evlerimiz… Her ailenin mahremiyeti…

Her ailenin en içli romanı…

Evlerimiz, ‘şefkat yuvalarımız…’

Evlerimizi çok amaçlı olarak değerlendireceğiz!

Kâh, ‘eğitim yuvası’ irfan ocakları olacaktır…

Kâh, ‘namaz kılınan yerler…’ ibadet mekânımız olacak!

Kâh,  dijital ortamda ‘dünyaya açılan penceremiz’

 

Sıklıkla ifade ettik, bizim inancımızda;

“Ümitsizlik…” diye bir kavrama yer verilmez!

Hayatımızın her safhasından, ‘farklı dersler…’ çıkaracağız!

Yüksek bir ahlak, moral, bilgi, iradeyle geleceğe yürüyeceğiz!

Her toplumun belli hesapları/ veya kurguları olabilir…

Bizim önceliğimiz, “birlik ve beraberlik şuuru…”

O şuuru her zaman için uyanık/ yani diri tutmaktır.

Elbette ki, “Her gecenin bir sabahı vardır!”

Tıpkı, “Her kışın bir baharı…” olduğu gibi…

 

“ORTA DİREK…”

Koronavirüs Salgın Hastalığının olduğu şu günlerde;

Sağlıkla birlikte, ‘ekonomiyi de…’ birlikte düşüneceğiz.

Ecdat ne diyor, “can boğazdan geçer!”

“Sağlıklı bir Toplum!” güçlü bir ekonomiyle mümkündür!

Yüksek bir ahlak, moral, şuur, irade, ilim, hikmet, marifet…

Orta direk sözlükte; “toplumun küçük memur, emekli, küçük esnaf,

Küçük çiftçi gibi ‘düşük ve sabit gelirli’ kişilerden oluşan kesim…”

Bu kesim toplumun en geniş kesimidir…

Bu kesim, siyaseti de, ekonomiyi de derinden etkiler…

Çadırın/ Otağın en meşhur direği, “çadırı ayakta tutan!” orta direktir.

Orta direk, bizim kültürümüzde de, ‘ana direktir’

Siyaset dilinde de, ekonominin dilinde de ne diyoruz;

“Orta Direği…” yani ‘milletin binasını…’ güçlendirelim!

“Fakirlik nerdeyse küfür olacaktı!” hadisi bizleri uyarıyor.

Sosyal Yardımlaşma Kültürü! Diğer adıyla, ‘infak kültürü’

Şu toplumda, ‘Benliği…’ terk edeceğiz; “Biz olacağız…”

Milli Geliri daha fazla tabana yayacağız…

Bu ülkede, “13 milyon emekli…” diyoruz!

“İşsiz evladına bakan…” emekliler!

Ek Ödemeler; (yüzde 5’lerden yüzde 10’lara)  ‘yükseltilsin…’

2018 yılından itibaren emeklilere verilen;

Bayram İkramiyeleri, “bin liradan iki bin liraya…” çıkarılsın!

Şubat Ayı itibariyle dört kişilik bir ailenin;

“Açlık Sınırı, 2 bin 257 lira”

“Yoksulluk Sınırı, 7 bin 353 lira”

Orta Direği, ‘yoksul bir Türkiye’ istemiyoruz!

Lütfen, ‘bütçe imkânlarını…’ zorlayalım!

83 milyonun en büyük muradı nedir;

“Sağlıklı bir Toplum…” Başka söze hacet yok efendim…

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları