Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

İLK MECLİS'DEN GÜNÜMÜZE!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

TBMM’nin Açılışının 100. Yılındayız…

23 Nisan 2020 tarihinden, ecdadın izinden;

23 Nisan 1920 tarihine; “zaman tünelinden…” yolculuk yapmak!

100 öncesine giderek; O tarihi anları bir daha ‘tefekkür…’ edebilmek;

O ruhu,  halden hale günümüze taşıyabilmek…

O anı, “idrak…” edebilmek!

Bir, “şuur fırtınasına…” dönüştürebilmek!

O fırtına,  “gönüllerdeki yangına…” sebep olmadı mı?

Bizlere, “vatan sevgisini…” mübarek kılmadı mı?

Nemrutların,  “ateşe attığı...” İbrahimlerin misali;

O sevgiye şahadet eden canları, “gül bahçesinde…” buluşturmadı mı?

Çanakkale’den Kocatepe’ye;  “sabır yolculuğu…”

O yolculuğun; “hüzün yağmurlarıyla…” beslendiği özlemi!

Şefkatin, Merhametin, kollarına aldı sardı, sarmaladı…

Tahammülü emzirdi, Metaneti besledi, Sadakati büyüttü

Ey Çilem!  “Uğruna feda olacağım kutsallarım için…”  var ol!

Varlığında, “yaşamak…”  “bayraklaşmak…” isterim!

 

Tevatürle, tarihi karıştırmayalım…

Tarihimizi, “şüphelerle…” lehimlemeyiniz!

Tarihi, ‘şahsi kanaatlerinizle…’ yorumlamayınız!

Tarihi,  ‘varsayımlarla…’ değerlendirmeyiniz!

Şüphesiz ki, tarih bu milletin içerisinde yaşadığı ‘doğrulardır…’

Bir milletin, “hatıralarla dolu yaşanmış…” hafızasıdır!

Tarihe, ‘yalan katmak…’ kadar büyük bir vebal yoktur!

Tarih, kendisine ait olmayan  “boyaları…” kabul etmez;

Üzerinde derhal sırıtır!

Tarih, bir milletin, “vicdanıdır…”

O halde,  “eğil de kulak ver!” vicdanın sesini dinle!

 

23 Nisan 1920’lerden 29 Ekim 1923’lere…

TBMM’nin Kuruluş Yılından Cumhuriyetin İlanına…

“Ayağa Kalkan Bir Ülke…”

Milletin İradesiyle Döşenen; Ülkemin temel taşları…

Türk Tarihinin,  “yeni bir sayfası…”

“Milli Devlet…” dönemi başlayacaktır!

Tarihte, ‘devamlılık…’ esastır…

İlk Mecliste,  “2 bin yıllık tarihin yürüyüşü…” iradesi okunur.

İlk Meclis, “kurucu meclis…” özelliğindedir!

İlk defa,  “düzenli ordu…” bu meclis döneminde kurulur.

İstiklal Savaşını, ‘yöneten…’ bir meclistir.

“Milli İradenin…” temsil yeridir,

Onun dışında,  “başka bir iradeyi…” kabul etmez!

İlk, “kurucu anayasayı…” yapan meclistir.

“İstiklal Marşını…” kabul eden meclistir.

“Mudanya ateşkes antlaşmasını…” bu meclis imzalar!

Anadolu,  “işgalden ve işgalcilerden…” temizlenir!

11 Ağustos 1923’lerde, 2. Meclis açılacaktır…

Coğrafyanın tekrar, “imar ve inşa harekâtı…” başlayacaktır.

O sebepledir ki, 2. Meclis ‘yenilikçidir…’

Milletler ailesi içerisindeki, “haklı yerini…” alacak,

Ve tarihimizin, ‘soylu yürüyüşünü…’ devam ettirecektir.

 

 “MİLLİ HÂKİMİYET…”

23 Nisan 1920 tarihi,  “TBMM’nin Açılış Tarihi…”

Bu açılış günü, ilk defa 1927 tarihinde, Gazi’nin himayelerinde;

“Hâkimiyet-i Milliye Bayramı…” olarak kutlanır.

Çocuk Bayramı, bu düşünce nasıl gelişti?

Savaş sırasında, “yetim ve öksüz kalan çocuklara…”

Bir, “bahar şenliği…” marifetiyle moral değerlerinin yükseltilmesi…

Onların, ‘hayata ve geleceğe…’ hazırlanması keyfiyeti!

Atatürk’le birlikte 1933 tarihinden itibaren başlayan bir gelenek;

“Çocukları makama kabul etme…”

Onları kısa süreli, “devlet kurumlarının başındaki memurların yerlerine oturtma…”

“Ey yükselen nesil, gelecek sizlerin olacaktır…”

Memlekette, aklıselim bir irfan ordusu yetiştirmek arzusu!

Ve “çocuk sevgisi…” o sevgi üzerinde titreyen nazarlar;

1979 tarihinde, “TRT tarafından Uluslararası bir organizasyona…” dönüştü!

UNESCO, 1979 yılını; “çocuk yılı…” ilan etmiştir!

Çocuktaki,  “masum ifadeyi…” elbette, “ilim, hikmet ve marifetle…”

Birlikte, ‘güçlendireceğiz’

Ahmet Kabaklı, çocuklar için, “adam ufağı…” derlerdi.

Sürekli olarak,  “milli…” kavramını;

“eğitimin, kültürün…” ve bilumum değerlerin, ‘başında…’ kullanırım!

Şunu gayet iyi bileklim ki, o kavramın sıcaklığı;

Çocuklarımızı, “eziklikten…” kurtarmaktadır!

Kendisine, “asli rolünü…” oynaması için ufuk açmaktadır.

 

İLK MECLİSİN PROFİLİ…

İlk Meclis, Hacı Bayram Veli Camiinde Cuma namazı kılındıktan sonra,

Dualarla açılacaktır! İlk Meclise şöyle bir baktığımızda;

Coğrafyanın müstesna isimlerini bir araya getiren ihlaslı, iradeli, imanlı MECLİS…

Bu güzide meclisin profiline baktığımızda; Yüzdeler Olarak,

Yüzde 23 Sivil İrade,/ Yüzde 15 Asker,/ Yüzde 5 Eğitim,/Yüzde 13 Hukuk,

Yüzde 4 Doktor,/ Yüzde 2 Gazeteci,/Yüzde 1 Veteriner,/ Yüzde 12 Ticaret,

Yüzde 6 Tarım,/ Yüzde 1 Bankacılık,/ Yüzde 17 Din,/ Yüzde 2 Diğerleri…

Birinci Dönem Milletvekillerinin 288’i yükseköğrenim görmüştür.

 94’ü orta öğretim mezunudur.

Yukarıda da belirtildiği üzere meslek dağılımında;

162 serbest meslek, 133 devlet memuru, 54 asker, 32 din adamı, 30 aşiret reisi,

7 teknik eleman, 16 sağlık görevlisinden oluşuyordu!

İlk Meclisteki Milletvekillerinin o dönem ülke şartları dikkate alındığında;

Toplumun bütün kesimlerinin temsil edildiğini,

Yüksek bir Eğitim düzeyine sahip oldukları görülür!

Mecliste, Avrupa’da tahsillerini yapmış; Birkaç üniversite bitirmiş;

Doktora yapmış milletvekilleri vardı!

O dönem milletvekillerinin yüzde 30’2’si bir yükseköğrenim kurumunu bitirmiştir.

İlk Milletvekillerinin yüzde 42’si herhangi bir yabancı dil biliyorlar…

 

13 Ekim 1923 Tarihinde, Ankara; “Milli İradenin Merkezi…” olacaktır.

Ankara’nın  ‘Başkent olması…’ öyle sıradan bir olay değil!

Muş İline geliyorsunuz… Müştak Baba derler adına…

1759–1832 tarihlerinde yaşamış bir sufi şairdir!

Aslı Bitlisli… Bu Müştak Baba,  Bu Ulu Zat,

Hacı Bayram Veli’nin türbesini ziyaret sırasında gelen bir ilhamla öyle bir şiir yazar ki,

“Ankara’nın Başkent Olacağı” müjdesini verir…

Veliler Ordusudur, bunlar!  Anadolu’yu aydınlatan nurani iklim…

Müştak Baba, ‘ebcet’ hesabıyla, Ankara’nın Başkent olacağını müjdelediği şiirinde;

 “Me’vâ-yı nâzeninde kim elf olursa efser

   Lâ-büdd olur o me’vâİslambol ile hem-ser

 

  Nun vel kalem başından alınsa nun-i Yunus

  Aldıkta harf-i diger olur bu remz azhar

 Miftah-ı Sûre-i Kaf serhaddi kaf ta kaf

 Munzam olunmak ister ra-yı Resûl Peygamber

 

  Hay huy ile ahir maksud oldu zahir

  Beyt-i veliyy-ül-ekrem el-hâciyd-i ekber

 

 Ey pâdişah-ı fahham sultan Hacî Bayram

  Ruhan ister ikrâm  Müştâkabd-i çâker”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları