Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

İÇİNİZDE HAYRI SÖYLEYEN…

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

 “içinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun.

 İşte onlar kurtuluşa erenlerdir” (Ali İmran, 104)

Her zaman ve her dönem için kimlere ihtiyacımız var?

“iyiliği emredip, kötülüklerden meneden…”

Manevi Önderlere ihtiyacımız var!

Onları bizler, “aksaçlılar”

Onları bizler,  “toplumun bilge kişileri” olarak tanımlıyoruz

Şair Ali Akbaş bir şiirinde ne diyorlar;

 “Gördüm ki,

Her şehrin bir sahibi var

Her sahibin bir naibi var

Hacı Bayram, Hacı Bektaş

Adım adım, taş taş

 Mülkü tapulamışlar

  ...Ve bizi himmetlerine alıp,

 Bekleye-durmuşlar”

Anadolu’nun, “manevi fethini…” iyi okuyalım!

O gönül erenlerini, “Horasan Erenlerini…” iyi tanımlayalım.

Onlar, “yetmiş iki millete bir gözle bakan…”

Mensubu bulunduğu toplumu ; “hayra ve iyiliğe çağıran…”

“Allah Dostları…”  “Kamil İnsanlar…”  “Veli İnsanlar…”

 

Günümüzde, 21. Asırda; “gönüllü kuruluşlar…”

“sivil toplum örgüleri…”  “edebi mahfiller…” bu olgunluğa erişmeliler!

Hz. Kur’an’da ki, “ayetin çağrısını…” yorumlayabilmeliler!

 “Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazı kılarlar.

Onların işleri, aralarında danışma iledir.

Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar” (Şura, 38)

Toplumda,  “ortak akıl…” oluşturma;  “şura- istişare!” iledir.

Keyfilik yoktur; sorumluluklar vardır…

İnananların, “bir akıl ve bir yürek olmaları…” ne demektir?

 “Hepiniz birden Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, sakın ayrılıp bölünmeyin.

Allah’ın üzerinizdeki nimetini anın; heni bir zamanlar birbirinize düşmandınız,

Kalpleriniz arasını uzlaştırdı da, O’nun bu nimeti sayesinde kardeş oldunuz.

Ateşten bir çukur kenarına geldiniz de Allah sizi ondan kurtardı.

Doğru yolda yürüyesiniz diye Allah size böylece ayetlerini açıklar” (Ali İmran, 103)

Bu ayette bir nev’i  “asrımızın tarifini…” görebiliyoruz?

Bu ayeti  “tefekkür bile…” bizleri doğru bir istikamete taşıyabiliyor!

 

Birgün İngiliz Meclis-i Mebusanı’nda Gladiston elindeki Kur’an’ı göstererek şöyle diyecektir;

“Bu Kur’an’ı Müslümanların elinden kaldırmalıyız. 

Veya Müslümanları Kur’an’dan soğutmalıyız…” mealinde hitap ederler.

Burada ifade edilen nedir?

Bu milleti,  “Kur’an ahlakından…” veya  “Resulünün ahlakından…” uzaklaştırmak!

Din ile ilim ile hikmet ile marifet ile  “bağlarını kesmek!”

Özellikle şimdi,  “içinizde hayra çağıran bir topluluk bulunsun…” ayetine kulak verelim.

“iyiliği emredip, kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun…” diyor, Hz. Kur’an!

“ Bu dünyada kör olan kimse ahrette de kördür;

Üstelik iyice yolunu şaşırmıştır!” (İsra, 72)

Basiretin kapanması,  “manevi körlük!” ne demektir?

Hadis, “Mü’minin ferasetinden sakının! Çünkü O, Allah’ın nuruyla bakar!”

Kur’an ahlakının Mü’mine verdiği en güzel hediye; “feraset!”

Feraset sözlükte;  “anlayış kabiliyeti,  zihin uyanıklığı,  yüksek sezgi…”

Bunu bizlere, “Kur’an terbiyesi…” öğretiyor

 “Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır.

Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır” (İnşirah, 5-6)

“sıkıntılara ve zorluklara karşı…” dirençli olmak!

 

Bir Müslüman öncelikle de, “Allah Resul’ünün (asv)  hayatlarını bilecekler!

Bilmeme gibi bir mazeretimiz kesinlikle olamaz!

Bir Müslüman öncelikle,  “Kur’an Mealini…” elinden düşürmeyecek!

O, bütün inananların “başucu kitabı!”

Kur’an’la, “tefekkür eden…” bir toplum olabilmek!

 “Gecenin yarısı veya ondan biraz eksilt ya da biraz artır.

Kur’an’ı güzel ahenkli tane tane oku” (Müzemmil, 4)

İnancımız, “aldatan bizden değildir!”

İnancımız, “ne zulmediniz ve ne de zulme uğrayınız!” diyor!

 “muhakkak ki biz, bu Kur’an’da insanlara her türlü misali;

Çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu,

İnkârcılıktan başkasını kabullenmediler” (İsra, 89)

İnsan, “zaaflarıyla…” bilinir.

Asıl mesele nedir?

O zaafları “asgariye…” minimum seviyelere indirmektir.

“yanlışları kabullenme…” olgunluğuna ermek!

Şu ayeti de dikkatle okuyalım ve üzerinde düşünelim;

“Şüphesiz ki Allah’ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip

Onu az bir değere değiştirenler yok mu?

İşte onlar karınlarında ateşten başka bir şey yemezler.

Kıyamet günü Allah onlarla konuşmaz, onları temize çıkarmaz

(ayıp ve günahlardan temizlemez); onlara elem verici bir azap vardır” (Bakara, 174)

Hadis, “Allah’ım! Bana doğru olanı ilham et ve beni nefsimin şerrinden koru”

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları