Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

İÇİMİZDEKİ SES, BARIŞ MANÇO

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

(DOĞUMUNUN 77. YILINDA RAHMETLE anıyoruz)

O soğuk bir kış/ veya ‘savaş ortamında’

2 Ocak 1943 yılında, dünyaya geldi…

11. Dünya Savaşı’nın en çetin yıllarıydı!

İnsanların birbirlerini boğazladığı,

Şehirlerin yerle bir edildiği yıllardı!

Anne ve Babası O’na, “Barış” ismini verdiler!

Hazırladığı Televizyon programlarıyla,

Ülkeleri dolaşacak,

5 kıtada, Türkiye’yi anlatacaktı…

O sebepledir ki, asrın “Barış Çelebi ”si olacaktı!

O, çocukların da sevgili muallimiydi.

200’ün üzerinde bestesinde;

Halkın, ‘sözlü dili’ olacaktı!

Eserleri günümüzde de en fazla;

“Arapça, Almanca, Fransızca, İngilizce, Japonca vesaire”

Farklı dillerde de sevilerek yorumlanan bir sanatçımız!

 

Bugün (02 Ocak 2020)

Barış Maço’nun aramızdan ayrılışının,

“21. Yılındayız…”

Doğumunun ise, “77. Yılındayız…”

Bu, usta sanatçıyı daha yakından tanımak için,

Özellikle ‘onun eserlerini’ yorumlamak;

Ve de, ‘aldığı ödülleri’ değerlendirmeliyiz!

1987 yılında, ‘Belçika’ hükümeti tarafından;

“Türk Kültür Elçisi” unvanı veriliyor!

Ülkesini dışarıda, en iyi şekilde temsil ediyor!

1991 yılında, “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı” Ödülü!

Gerçekten de, ‘hak edilen’ bir ödül…

1991 yılında, Japonya Şoka Üniversitesi,

“Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü”nü veriyordu!

Gerçekte bu ödül, Türkiye’yi, “temsil” ödülüdür!

Türkiye’nin önde gelen Üniversitelerinden, Hacettepe Üniversitesi;

“Sanatta Onursal Doktora” Unvanını veriyordu!

Buna bizler, ‘akademik kariyer ödülü’ de diyebiliriz!

1992 yılında, “Fransız Edebiyat ve Sanat Şövalyesi” ödülünü alacaktır!

Kocaeli Üniversitesinin 1994 tarihinde verdiği ödül anlamlıdır;

“Türkiye’yi çalışmalarıyla dünyaya tanıttığı…” sebebiyle,

“Barış Diploması” Ödülü…

Ve Denizli Pamukkale Üniversitesi,

“Çocuk Eğitimi Alanında Onursal Doktora” Unvanı…

O unvan, “Barışa…” ne kadar da yakışıyor!

1995 yılına, Japonya Min-On Vakfı tarafından;

“Yüksek Şeref Madalyası…” ödülünü alacaktır!

Ve bir anlamlı ödülde,

Türkmenistan Cumhurbaşkanı Saparmurat Türkmenbaşı’ndan;

“Türkmen Vatandaşlığı” Unvanı…

Belki de, en güzel ödül kimlerindir;

“Çocuklarımızın…”

O’na ve Sanatına Besledikleri,

“Sevgi ve Muhabbet Ödülüdür…”

 

TRT’de daha yakından tanımıştık, Barış’ı…

“Adam Olacak Çocuk” programlarıyla!

Eserlerinin her biri, “Anadolu” kokar!

Halktan nağmelerdir!

“Sakla Samanı Gelir Zamanı…”

“Sözüm Meclisten Dışarı…

“Estağfurullah… Ne haddimize!

“Darısı Başınıza…

“Müsaadenizle Çocuklar…

“Kağızman…

“Bolu Dağları…

“İşte Hendek, İşte Deve…

“Dağlar Dağlar…

“İnce İnce Kar Yağar…

“Nenni Bebek/ Çıt Çıt Çedene…

“Dut Ağacı…

“Ağlama Değmez Hayat…

“Gül Pembe…

 

1988 yılının Ekim Ayıdır…

TRT’de, ‘Çocuk ve Aileye…’ Yönelik;

“7’den 77’ye”

Dikkatle izlediğimiz ve ‘gönülden alkışladığımız’ programlardı!

“Ekvatordan Kutuplara” isimli programla;

100’den fazla yöreye gidecek;

600 bin km yol kat edecekti!

O yollar, ekranlarda;

Paydaşları bizlerdik!

 Akademik çevreler, Barış Manço’nun eserleri için,

“Âşıklık Geleneğinin Çağdaş Temsilcisi…”

Bu görüşe tamamen katılıyorum;

O’nun eserlerinde,

O’nun üslubunda,

O’nun kullandığı dilde,

“Halkın kendisi…” öz varlığı yer alıyordu!

Unutmadık seni…

İçimizde ki, “Barış”sın!

Bu milletin yaşayan, ‘Sesi’sin!

“Adam Olacak” Çocukların ‘Sevgilisi’sin!

Ruhun Şad, Mekânın Cennet Olsun…

 

 

Yazarın Diğer Yazıları