İPSİZİ BEY EDER,
Para denen meret, ipsizi bey eder
Şatafatı seyret, soysuza kul eder
Alımlı çalımlı yürüyen biçare;
Şu dünya lanet(?) gözleri kör eder..
KAPTANSIZ GEMİ BATAR,
Başıboş bırakılmış sürüye dalıp gitme
Kaptansız gemi batar, sakın aldanıp gitme
Bizi korkutan körlük, göz değil, gönül körlüğü;
Bulunduğun yeri gör, fazla ileri gitme!
İFTİRA AT, İZİ KALIR,
Atalarımız, 'iftira at, izi kalır'
Karanın karası, doğrunun izi kalır
Malum sanatı kendine yar edenin
Ebedi lekesi, silinmez izi kalır.
GECİKEN ADALET,
‘Geciken adalet’ adaletsizliğin kendisi
Cürmü meçhul cinayet, sahipsizliğin kendisi
Ayak sesleri soluklarıyla uzaklaşmada;
Gel gör ki kaldırımlar takipsizliğin kendisi…
ÖRTÜLÜ PUSU,
Kafkaslarda örtülü bir pusu var.
Görün, kimin kimlerin hevesi var.
Kaynar, kaynarmış ta derinden Hazar;
Türk’ün bitmek bilmeyen davası var
İKİ KAVRAM,
İki kavram; Özenmek ve kıskanmak
Birinde güzeli hayırla anmak
Dağlar gibi sabit, içinde ahenk
Diğerinde nefsini sultan sanmak…
İNSAN, İNSANIN KURDUDUR,
“İnsan, insanın kurdudur” denildi
Öfke, şeytanın yurdudur denildi
Nefsine hâkim, öfkesini yenen;
Zafer kazanmış ordudur denildi! ..
KALP GÖZÜ AÇIK,
Kalp gözü açık, bütün ilimlere yakın
Toprak gibi mütevazı ol, cimrilikten sakın
İman etmek için bütün deliller kâinatta,
“miskale zerretin” ayeti taşır Hakk’a yakın
MÜSLÜMAN’IN YİTİK MALI.
İlim, “Müslümanın yitik malı” denildi
Akılsız baş, ‘bedenin hamalı’ denildi
İbret almayana, şu dünya zelil-rüsva
Amelsiz ilim, hiç olmamalı denildi…
HALKLA BARIŞ…
Dinle, tarihle, halkla barış
Hizmette, zamanla yarış
‘Zinde bir mazinin izinde;
İmar et vatanı karış karış
YANGIN…
‘Yangın…’ diye bağıran biçare
Almadın ki, zamanında çare
Afet gelip bacayı sarınca,
Aklın başına gelmiş, ne çare…
YALANCININ NARASI!
Dinleyin yalancının narasını
Açarmış iki kardeş arasını
Yalan kılıfına sarılan dünya
Dökermiş iki de bir safrasını
ADALETE ŞAŞARIM!
Türk töresinde işlenmeyen suçu
Şimdi nasıl da işlerler şaşarım
Yuva yıkmaya uzanan namahrem
Eli, kesmeyen adalete şaşarım.
GAVUR GİBİ ADAM,
Bizde, kan dökücü için, ‘gâvur gibi adam! ’ derler
Bir işe yaramaz için, ‘çamur gibi adam! ’ derler
Bütün marifet pişmede, ‘adam olmadan…’ geçmede;
Akıldan öte gidene, ‘zulme memur adam! ’ derler…
İNSAN ÂLEMDE BİR SIR
İnsan, “âlemde bir sırdır” sırrı döküldü
Hayâ ve iffet kalkınca, âdem döküldü
Yerine bir garip yaratık çıktı da,
Yandı, yıkıldı cemiyet; tel tel döküldü!