Beyler, Efendiler, Hayat Dersinizde;
Göz ile birlikte, ‘gönlünüz’
Akıl ile birlikte, ‘vicdanınız’
Aşk ile birlikte, ‘hicabınız’
İlim ile birlikte, ‘ameliniz’
‘Ben’ ile birlikte, ‘biz olma’ kaygınız olacaktır!
SÖZÜN ÖZÜ…
Ne aldatan olunuz,
Ne de aldatılan olunuz…
Ne zulmediniz,
Ne de zulme uğrayanlardan olunuz…
Adalet, sizin en kadim dostunuzdur…
Adalete, O’nun dostluğuna bağlı kalınız
ÇORAKLAŞAN GÖNÜL
Eflatun, “Boş bir kafa, şeytanın çalışma odasıdır” der!
Bütün sinirleri alınmış,
Bütün değerleri çalınmış,
Köklerinden koparılmış…
Bir garabet!
Kendi içinde zaafiyet,
Yaşam eserleri ölmüş;
Çoraklaşan gönül Veya çoraklaşan toprak misali…
VEFA BORCUNU
Gözlerin her damlasında hicran var
Dünyanın her imlasında hüsran var
Sözlerin cümlesinde hayran var
Vefa borcun eda etmeye gel
MEŞK İLE DÖNER
Rağbetimiz aşk ile yanar bizim
Hayretimiz meşk ile döner bizim
Hasretimiz, şerha şerha kanar bizim
Ziyasız bir hayat nar olur dedim
BEN OLMASIN
Al yanakta ben olmasın
Sen var iken, biz var iken
Her sözün başı ben olmasın
SORULMAN GÜZEL
Kırık söze, nasıl doğru saz olur
Öz ile sözü bir tutan az olur
Hicabın sevda da, adı naz olur
Taş yerinde ağır, durulman güzel
Hay dedik ektik, Hu dedik biçtik biz
Koca bir ömrü, su gibi içtik biz
Sabırla yandık, şükürle kandık biz
Sırat köprüsünde sorulman güzel
YÜKSELMEK
Yükselmek; ne dalsız, ne budaksız olur
Yükselmek; ne kolsuz, ne kanatsız olur
Ümitler fışkırır dalgalar kadar sert;
Yükselmek; ne alsız, ne yüreksiz olur
DURUN DURUN KALABALIKLAR
Durun durun kalabalıklar!
Alık alık yürümeyin!
Alınız,
‘Akıl bulutlarını’ üzerinize
Alınız,
‘Çile heybesini’ sırtınıza
Kum taneleri gibi,
Serilsin sevdanız önünüze, Işık olup aksın, İdrakiniz!
ELAZIĞ’DAN SESLENİŞ
Elazığlıyım, azığı bol ilden
Sesim ta Tuna’dan gelir ta Nil’den
Fuzuli’nin, Nedim’in konuştuğu,
Asırları nefeslenen bu dilden…
Fırat, dağları aşan bir atlıdır
Bilir misin katığı Muratlıdır
Temiz, berrak yüreği Ferhatlıdır
“Gam kervanıdır yürür…” bu dilden
Güneyim Yemen, inler Çanakkale’m
Sarıkamış’tır, özümdeki Kalem
Ağlar mısın hey, boynu bükük lalem
Gönül çağlar, derdine bizim ilden
Öfkeni yuttun, sükûtu yar ettin
Yüreğinle âleme nazar ettin
Kendini olanca yıl göçer ettin
Artık gözyaşı süzülür bu dilden
Bedri, eskileri aradık durduk
O ne güzelim hülyalar kurduk
Vefalı dostlarla geçmişi yorduk
Sesin sohbetin bal aksın bu dilden