Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

HARPUT'U KONUŞUYORUZ.

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

İlk sözümüz;

“Şol gökleri kaldıranın / Donatarak olduranın

Ol deyince olduranın/ Doksandokuz adı ile…”  

Harput, 9 asrın  “efsane şehri…”

Harput,  coğrafyamın “açık hava müzesi…”

Harput,  toprağının her adımında, “tarihi soluklarım!”

Harput,   “tarihi birleştiren-buluşturan…” şehir

Harput,  tarihte çok önemli rolleri de üstlenen coğrafyan’m!

Harput,  “musikisiyle-divan edebiyatıyla…” coğrafyanın “elit şehri!”

Harput’un Malazgirt zaferinden hemen sonra fethi (1085)

Ve sonrası aldığı roller oldukça önemlidir.

Malazgirt Zaferinden (1071)  11. yy’dan 14. yy’a kadar geçen zaman süreci!

Anadolu’nun,  “vatan oluş…” sürecidir!

Bu süreci iyi okumalıyız!

Malazgirt Zaferiyle birlikte; Türkler büyük bir hızla;

İran, Azerbaycan ve Horasan gibi bölgelerden büyük bir hızla,

Anadolu’ya “göç etmeye…” başlar!

Bu dönem Anadolu’nun “imar ve iskân…” dönemidir.

 

Bütün bu gelişmeler olurken; Tarihi Haçlı Seferleri (1096-1270) başlayacaktır!

Hıristiyan dünyası bu seferlere, “yeniden fetih!” ismi vermişlerdir.

Bu seferlerin başlangıcında, “Belek Gazi’nin…” gösterdiği kahramanlıklar!

Ve Selçuklu Sultanı tarafından, “Türk Orduları Başkumandanı” tayin edilir.

Belek Gazi’nin hayatı, “gaza meydanlarında…” geçecektir.

Tarihin bu dönemi, Harput’u ön plana çıkaracaktır.

Tarihi Miryokefalon Savaşı… 11. Kılıç Arslan.’la Bizans İmp. Arasında;

Denizli Çivril Düzbel geçidi yakınlarında (1174) olur.

Türklerin Anadolu’da hâkimiyetinin kabul edildiği tarihi zaferdir.

1075 tarihinde Süleymanşah İznik Şehrini alarak;

Anadolu Selçuklu Devletini kuracaktır.

 

Malazgirt Zaferinin başladığı dönemin bir durum değerlendirmesi yapacak olursak;

Bu dönemde,  Avrupa’da;  “Derebeylik…”  yönetimlerini görüyoruz!

Bu dönem,  Avrupa’nın da; “karanlık çağı…” olarak da bilinmektedir.

Türk-İslam Coğrafyasına baktığımızda,  “çok yüksek bir kültür…” görüyoruz.

Selçuklu Coğrafyasında,  “9. Ve 11. yy’lardaki)  bilim dünyasına baktığımızda;

“İbni Fazıl (739-805), Harizmi (780-850), Fergani (9. Yy),

Farabi (870-950), İbni Sina (980-1037), Razi (864-925),

Ömer Hayyam ( ? – 1123), İbni Heysem (965-1051), Mesudi ( ? – 956),

 İdrisi (1100- 1166), İbni Rüşd (1126-1198), Zerkali (1029-1087),

Zehravi (936-1013), İbni Türk (9. Yy), Şihabettin Karafi (? – 1285),

Sabit bin Kurra ( ? – 901), Ebu’l Vefa (940-998), Cahiz (776-869),

Cabir bin Hayyam (721-805), Beyruni (973-1051), Battani (858-929), Gazali (858-929)

 

Bu dönemlerin, “manevi dünyası…” aynı ihtişamı taşır.

“Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaşi Veli, Ahi Evran, Karacaahmet,

Kumral Dede, Mevlana, Yunus Emre, Dursun Fakih, Sarı Saltuk,

Emir Sultan, Somuncu Baba, Geyikli Baba,  Şeyh Edebali, Hacı Bayram Veli…

Selçukluların Anadolu’ya girişini kolaylaştırmak için yola koyulanlar…

Ve bunlar arasında, “Ebul Hasan El Harakani…” Şehadeti, 1033

 

Harput, 1085 tarihinde Çubuk Bey tarafından fethedilir!

Harput’un,  “fetih dönemi ve sonrası…” oldukça önemlidir.

O fetihlerde,  “Alp ve Eren Ruhunu…” birlikte görmekteyiz!

O fetihlerde,  “yüksek bir şecaat ve Kuran ahlakı…” vardır.

Onlar, “nefislerini çiğneyerek…” bu coğrafyada, “biz…” oldular.

Bir kilim deseni gibi toprağın üstünü işlediler.

 

Günümüzden 25 yıl önce, Prof. Dr. Mustafa Temizer Döneminde;

1985 tarihinde ilk defa,

“Harput’un Fethinin 900. Yıldönümü…” kutlamaları yapıldı.

Bu vesileyle, “Çaydaçıra Gazetesi” çıkarıldı.

2000’li yıllardan itibaren,

Ankara ve Elazığ’da birçok toplantılar gerçekleştirildi.

Bu toplantılarda,  “milli sinema…” gündeme getirildi!

05 Mayıs 2003 tarihinde, “Belek Gazi’nin Şahadetinin 879. Yıldönümü

Anma Proğramı yapıldı…

01-02 Ekim 2004 tarihinde, “Belek Gazi ve Dönemi Sempozyumu” düzenlendi.

Tarihi daha iyi anlatabilmek için, asrın teknolojisiyle…” buluşma teklifi…

Bu teklifte, “genç nesle yönelişin önemini…” belirttik.

Bir söz vardır, “ne ekerseniz onu biçersiniz!”

Bu coğrafyaya hizmet; herbirimizin boynunun borcu!

Sorumluluklar bizleri bekliyor…

Artık,  “sözün bittiği…” yerdeyiz!

Hizmeti,  “birlikte üreteceğiz…”

Sürekli, “tüketerek yaşama!” olmaz efendim.

Şehrimizin hedef stratejisi nedir,

Öncelikle, ‘deprem yaralarını sararak…’

İnsanımızın birbirine psikolojik destekler vererek,

Yakın bir gelecekte, ‘yüksek bir moralle…’

“2023 Yılında Elazığ’ın Türk Dünyasının Başkenti Oluşu!”

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları