Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

HADDİNİ BİLMEK

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Sözlükte Had, “sınır, uç”

Had, “İslamiyet’te miktarı kesin olarak bildirilen ceza”

“Beş günah için ‘had cezası’ vardır.

Bunlar; “zina, şarab içmek, alkollü içki ile sarhoş olmak,

Kazf (iffetli erkek veya kadına zina etti diye iftirada bulunmak),

Hırsızlık, yol kesicilik” (İbn-i Abidin)

A’raf Suresi 55. Ayette ne buyruluyor;

“Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin.

Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez.”

Merhum Şeref TAN bir şiirinde şöyle yakarır;

“Ya Rab, bizi haddini aşanlardan eyleme

Ya Rab, bizi yolundan şaşanlardan eyleme

Sevgimiz vatan-millet potasında ergisin

Yürekleri kin dolup taşanlardan eyleme”

 

Sözlükte Haddi aşmak, “Ölçüyü kaçırmak, aşırı gitmek!”

Kur’an da buyruluyor, “Allah haddi aşanları sevmez.” (Maide, 87)

Gerçekte hayat, “ölçülü ve dengeli davranmakla” güzelleşir.

İşimizde, gücümüzde, söz ve davranışlarımızda;

“Ölçülü davranmak…” dengeleri iyi kuran insan başarılıdır.

Ölçüsüz ve dengesiz insanlar; “hayatta başarısız ve mutsuzdur!”

Ayet, “Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri

(kendinize) haram etmeyin ve (Allah’ın koyduğu) sınırları aşmayın.” (Maide, 87)

İbadette de,  günlük çalışmalarımızda da,  “ölçülü…” davranmak!

En güzeli ve sağlıklı olanı, “orta yolu…” tercih etmeliyiz!

Ayet, Sonra onlara (verdiğimiz) sözü yerine getirdik de,

Kendilerini ve dilediğimiz kimseleri kurtardık;

Haddi aşanları ise helak ettik” (Enbiya, 9)

Bir diğer ayette ise, “Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin.

Çünkü O, haddi aşanları sevmez.” (A’raf, 55)

Duamız nedir, “Allah’ım bizleri haddi aşanlardan eyleme!”

Ayet, “Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve denge ile yarattık” (Kamer, 49)

Kulaklara hoş gelen bir kavram, “ölçülü ve dengeli…” olmak!

O dengeleri, “kendi iç ve dış dünyamızda da…” korumak!

Evet! Her türlü,  “aşırılıklar…” insana ve topluma zarar veriyor.

 

Mevlana’ya sormuşlar; “O kadar okursun, o kadar yazarsın, ne bilirsin?

Mevlana şu cevabı verir, “Haddimi bilirim!”

Hz. Ali (ra.), “Haddini bilen kimse, helak olmaz!”

Ali Suad, “Rabbini bilen, haddini bilir.”

Seneca, “Mutluluk bile haddini aşarsa azap olur!”

Sözün özü, “Her şeyi bilmene gerek yok haddini bil yeter.”

Haddini bilen insan, ‘tevazuu sahibidir’

Haddini bilen insanın, ‘kalbi mutmaindir’

Ecdat Sözü, “Haddini bilen insan hatırda kalır!”

Zümer Suresi 53 ayette şöyle buyrulur;

“De ki; Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım!

Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin!

Çünkü Allah bütün günahları bağışlar.

Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”

Her ne olursa olsun, ‘sınırları zorlamamalıyız’

İfrat ve Tefrikten uzak, ‘ölçülü’ kararında hareket etmeliyiz…

Kur’an bizleri uyarıyor (Zuhruf, 5 ayet);

“Siz, haddi aşan kimseler oldunuz diye,

Sizi Kur’an’la uyarmaktan vaz mı geçelim?”

Merhum 11. Abdülhamit,

“Bilmek güzel şeydir hele haddini bilmek çok daha güzeldir.”

Aksaçlı güngörmüş bilge insanların sözleri önemlidir…

O insanlar, ‘feraset sahibi…’ insanlardır.

“Ufku geniş insanlar…” haddini bilen insanlardır.

Sadi Şirazi, “Ne kadar bilirsen bil, bilmediğin haddinde, bence hiçsin!”

Haddini bilmeyenler, kendilerini ‘helake sürüklemişlerdir’

Akif, “İnsan iki şey bilmelidir; Biri haddini, bir de hesabını!”

Hayat serüveninde, ‘selamete çıkmanın yolu-yordamı…’

Kendi elimizle kendimizi niye ateşe atalım?

Ecdattan, “İslam’ın şartı beş, altıncısı haddini bilmek!”

Necip Fazıl Kısakürek şöyle yakaracaktır;

“Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten,

Affet senden habersiz aldığım her nefesten…”

Sadi Şirazi ne diyecektir;

“Günahtan kaçınmayan bilgin, meş’ale tutan bir kördür.

Doğru yolu gösterir, kendisi görmez…”

Had, sınır anlamına geldiği gibi, ‘hayatın da koruyucu zırhıdır’

Asıl özgür ve mutlu insanlar, ‘haddini bilenlerdir’

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları