Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

HABER ANALİZİ

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

 

Haber analizini doğru yapabilmek için şu kaideye dikkat edeceğiz;

Hucurat Suresi 6 ayette şöyle buyrulur;

“Ey iman edenler! Eğer size bir fasık, bir haber getirirse,

Onu araştırın (doğruluğunu anlayıncaya kadar tahkik edin)

Değilse bilmeyerek bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza pişman oluşunuz!”

Gazeteci, her haberle beraber büyük bir vebali de yükleniyor!

Bizler Medyayı/ Basını tarif ederken ilkeli ifadeler kullanırız;

Medya, “Her çeşit bilgiyi bireye ve topluluklara aktaran;

Eğlendirme, bilgilendirme ve eğitme gibi üç temel sorumluluğa sahip;

Görsel, işitsel ve hem görsel, hem işitsel araçların tümüne medya diyoruz.”

Günümüzde,  “sosyal medyayı da…” bu tarifin içerisinde düşünebiliriz.

Önemli olan nedir; “Medyayı, doğru/ dürüst/ adil/ sağlıklı/ ilkeli kullanmak…”

Basın, “Her çeşit haberi ve fikri, belirli aralıklarda basarak,

Topluma ulaştıran tüm yayın ürünleridir.”

Medyanın bütününde çok geniş kitlelerin ‘eğitimini…’ düşüneceğiz

21 asrın, ‘bilgi toplumu’ olduğunu düşüneceğiz

Milli Kültürümüzü gelecek nesillere nasıl taşınabileceğini düşüneceğiz!

Basında en büyük vahim olabilecek tehlike, “bilgi kirliliğidir’

Her gazeteci, ‘bir vakanüvistir’

Vakaları/ olayları günübirlik yazan kişidir!

Her haberle, kaleme aldığınız her yazıyla,

“Tarihe şerh düşüyorsunuz!”

Gelecek nesiller sizleri, ‘yazılı kaynak…’ olarak kullanacak!

İlkemiz nedir, “doğruluk emanet, yalancılık ihanettir!”

Aman Allah’ım, ‘yalancılık’ münafıklık alametidir!

Öyle ki, ‘yalan haberle’ aldatan da olmayacağız!

İnancımız, “aldatan bizlerden değildir!” buyuruyor

 

İçerisinde yaşadığımız şehrimizin ‘gündemini…’

Ülkemizin gündemini, ‘sağlıklı analiz etmeliyiz’

‘Afaki bilgilerle…’ gündemi işgal etmeyelim!

Afaki sözlükte, “belirli bir konu ve maksattan uzak;

Boş, lüzumsuz (söz vs.)

Bardağın dolu tarafını da, boş tarafını da göreceğiz!

İnancımız bizlere, ‘vasat yolu’ emrediyor

‘ifrat’ ve ‘tefrik’ gibi aşırılıklardan sakınmamızı istiyor

Gazeteci her şeyden önce, ‘aydın insandır’

İçerisinde yaşadığı şehrin/ coğrafyanın, ‘hafızasıdır’

Basının 4. Kuvvet oluşunun ana kaynağında;

“Bilgiye ulaşan/ o kaynakları toplumun istifadesine taşıyan!”

Ortak aklın oluşmasında, ‘roller üstlenen’ dinamizmine sahip oluşundandır.

Bir masayı düşününüz, ‘dört temel ayak üzerinde…’

O temel ayakları önceliğinde içerisinde yaşadığı topluma;

“Doğru ve dürüst, güvenilir ve emin, rol model, saygı-sevgi…”

İletişimin temelinde de, ‘sevgi-saygı, hak ve hukuk’ yer alır.

Biz isteriz ki, ‘güvenilirlik’ oranında, “Basın ilk sırada” yerini alsın!

1800’lü yıllardan 2020 yıllarına, ‘tarihi serüvende’

En önemli yazılı kaynak şüphesiz ki, ‘yazılı basınımızdır’

Bu dönemler içerisinde çok çarpıcı bilgilere ulaşabiliyorsunuz!

Muhabirinden Muharririne kadar günümüz basınında;

 ‘ihtisas alanları’ oluşmuştur.

Gazeteci, ‘kendi ihtisas alanının…’ Bilge Kişisi olacaktır!

Dış politikasından Ekonomiye…

Sporundan Magazin Haberine/ veya yorumuna…

Kültür ve Sanattan Siyaset Bilimine…

“Halka Doğru!” esprisiyle sağlıklı, istikrarlı köprüler…

O köprüleri, ‘Milli Şuur Çizgisinde’  kurabilme başarısı kimlere aittir?

Öncelikle de, muhabirinden muharririne kadar, ‘basınımıza…’

“Yarın geçilecek yolları bugünkü nesiller inşa ederler!”

Ecdat ne diyorlar, “ne ekerseniz onu biçersiniz!”

Hiç kimse, ‘sorumluluktan kaçmasın’

Sorumlulukları üstlenmek de, ‘milli şuur/ veya heyecandır’

Aman ha! O şuuru öldürmeyelim!

‘Gaflet…’ basiretin kapanması veya ‘göz körlüğüdür’

İnancımız, “bu dünyada gözü kör olanın ahirette de gözü kördür!”

Basın, ‘milletin sesi ve vicdanıdır”

O ses ve vicdan bizlere, ‘illa ki sağduyu’ diyor

Sağduyu; “Aklıselim, hissiselim”

“Doğruyu yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü”

 Ne diyoruz, “Sağduyu şüphe/ veya kuşku duvarlarını yıkar!”

Gazeteci, ‘haber hamalıdır’

Necip Fazıl Kısakürek Sakarya Türküsünde ne diyorlar;

“insandır sanıyordum mukaddes yüke hamal

Hamallık ki sonunda ne rütbe var, ne de mal…”

Anadolu Basınına, “Gazi Basını…” diyoruz!

İki Kavram, “Milli Hâkimiyet” ve “Milli İrade”

Her sözümüz, her yazımız, eksenimiz; “vatan soluklayacak!”

Rütbelerin en güzeli,  Vatan çarpan yüreklere merhabalar…

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları