Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

GEÇ KALMIŞ BİR YAZI

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Virüs nelere engel olmadı ki;

Elinizi, kolunuzu bağladı…

Hiç akla, hatıra gelir miydi?

Öyle bir bela ki, ‘düğüne, nişana, derneğe…’

Dahası, ‘Sıla-ı Rahme…’ engel olacak…

Acıları da, sevinçleri de, ‘iletişim teknolojileriyle’ paylaşacaksınız!

Farkında mısınız, ‘farklı bir kelepçe…’ sizleri tutsak almış durumda…

2020 Yılının Şubat Ayında, “EMKD’ne ziyaretimiz olmuştu!”

Elazığ tarihinde, ‘derin izler bırakan bir dernek…’

“Elazığ Musiki Konservatuarı Derneği…”

1970’lerde kurulan, ‘Kamu Yararına Çalışan!” bu derneğimizi,

Yeni Yönetimini tebrik ziyaretine gitmiştik…

O ziyarette kimler yoktu ki?

EMKD’nin geçmişten günümüze başkanları…

“Naci Sönmez, Nihat Gazezoğlu, Adnan Çamlıbel, Doğan Sever,

Fethi Ahmet Deniz, Şener Bulut, Fadıl Ülgen…”

Elazığ’ın, (1970-2020) yarım asırlık ÇINARI…

Ve bu şehirde, ‘zirve yaptığı yıllar’

EMKD, Türkiye’nin en canlı, en diri, en verimli ‘Sivil Okulu…’

2000’li ve öncesi yıllarda sıklıkla kaleme almıştık;

“Bağrından Devlet Sanatçıları çıkaran İrfan Ocağı…”

Bu soylu, asil, tarihine, kültürüne, sanatına, edebiyatına bağlı,

Sivil kurumdan, ’30 bin öğrenci yetişecekti’

Musikiyle birlikte; iyi insan olma yolunda; ‘ahlak dersi, edep dersi’

Bütün bunlar, ‘azim, irade, kararlılık, vefa, fedakârlıkla’ olacak şeylerdi…

Başarının en büyük kaynağı, ‘sevgi, saygı, dürüstlük, samimiyet…’

Hafızamda, ‘İstasyon Caddesi, Gazi Caddesi ve Saim Çotur İş Merkezi…’

Rahmetli Evren’i, Turgut Özal’ı, Süleyman Demirel’i, misafir eden kurum…

O yıllarda, ‘Cemiyetin her konseri şehirde önemli gündemdi…’

İşte, ‘Sosyal Mühendislik’ budur!

 İşte, ‘Sivil İnisiyatif’ budur!

İşte,  ‘Şehirle bütünleşme’ budur!

Sormak isterim?

Şehrin Valisinin, Belediye Başkanının, Rektörünün Gittiği…

Veya dışarıdan gelen misafirlerini götürdüğü ‘sivil mekân var mı?’

Milletin Efendisi Kimdir, efendim?

“Milletine Hizmet Edendir!”

Fedakârlık, ‘Vakıf İnsan Olmak’ kolay değil?

Bu şehirde, “İshak Sunguroğlu’ndan, Av. Fikret Memişoğlu’ndan,

Fethi Gemuhluoğlu’ndan, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’ndan,

Ahmet Kabaklı’dan, Nurettin Ardıçoğlu’ndan ve daha niceleri…

Niye sıklıkla söz edilir?

Kendi insanını, toprağını, şehrini, ‘karşılıksız sevdiler’

Mal, makam, mülk, şan, şöhret, itibar istemediler…

Nefsimiz, “en büyük düşmanımız olduğunu!” biliyor muydunuz?

Kahramanlar, “nefislerine esir/ veya yenik düşmezler!”

“Sadıkların, Sıddıkların, Şehitlerin, Ariflerin, İyilerin Yolu…”

Temiz, berrak, lekesiz, ‘gönül insanlarının yolu…’

Farkındalık budur, İşte…

Gerisi teferruat…

2020 Yılının Şubat Ayında, ‘Yeni Yönetimi Ziyarete Gitmiştik’

EMKD’nin Yeni Yönetiminde Başkan Hakan Çağlar,

Başkan Yardımcısı Zekai Akılotu, Sayman Ahmet Fuat Sevim,

Sekreter Murat Suiçer, Üye Nadir Kara, Üye Yaşar Dabakoğlu,

Üye Bahattin Kavak…

 

Musikiyi severek dinlerim!

O sevgide, tabiatın rengârenk bir senfoniye sahip olduğunu sürekli düşünürüm.

Rüzgârın fısıltısında, suların şırıltısında, yaprakların hışıltısında, kuşların cıvıltısında,

Daha büyük mahlûkatın homurtusunda vs. ses ahengi, sessizliğin ıslak senfonisi vardır!

Musiki konusunda ilk önemli adımları da bu millet atmıştır.

Nota kavramı olsun, musiki makamları olsun,

Türk İlim Âleminin bizlere en bahtlı hediyesidir.

Dostlarla birlikte EMK’ dayız. Burada ki dostlarımızın belirttikleri gibi,

Çankırı’da, ‘yaren meclisi’ Diyarbakır’da, ‘eyvan gecesi’

Şanlıurfa da, ‘Sıra gecesi’ bilinir.

 Elazığ’ımızda, ‘kürsü başı’ yarenlerin sohbet sofrasıdır.

Musiki sofrasının müstesna anında; Rast, Uşşak, Hüseyni, Hicaz makamlarını dinlerken,

 Bu toprağın insanının psikolojik yapısı ile musikinin nasıl örtüştüğünü düşündüm!

Farabi(870–950) tam 13 asır önce makamlar üzerinde yaptığı çalışmada;

“Rast makamının: İnsana sefa(neşe, huzur), Neva makamı: İnsana lezzet ve ferahlık;

Uşşak makamının: İnsana gülme; Saba makamının: İnsana şecaat (cesaret, kuvvet);

Hicaz makamının: İnsana tevazu (alçak gönüllülük );  

Hüseyni makamının: İnsana sulh ( sükunet, rahatlık) verdiğini söyler!.”

Harput/dolayısı ile Elazığ insanının belli özellikleri vardır ki,

Musikimizle bir noktada bütünüyle örtüşmektedir.

Elazığ insanı her halükarda, ‘neşelidir’ Gam ve kederi büyük bir soğukkanlılıkla karşılar!

Hayata ve olaylara karşı, ‘cesur ve kuvvetlidir’

Özellikle en fazla takdir toplayan yönü ise, ‘alçakgönüllü’ oluşudur.

Musikiye vakıf olursanız, ‘bakış açınız da değişecektir’

Sizleri her hâlükârda, ‘tefekkür dünyanıza taşıyan’ bakış açısı…

Yıllarca hayalimden geçen nedir?

“Türk Dünyası Musiki ve Folklor Kurultayı…”

Şunu iyi bilelim, “bizim coğrafyamız ses coğrafyasıdır!”

Harput, Urfa, Kerkük’le, ‘Hoyrat Esintilerini’ dinlersiniz…

O ses sizleri, Fırat Boylarına taşıyacaktır…

Bugünkü yazımızda, ‘geçmişi bugüne taşımak’ istedim!

Değerli Dostlar, ‘bugün…’ o kadar önemlidir ki…

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları