Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

EMPATİ DERS OLMALI

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

İddialı bir ifade/ veya çağrı değil mi?

Çok benciliz, nefsimize güçlüyüz de…

Ne fedakârlık, ne de affetmeyi düşünemedik!

Geçmişe karşı unutkanız…

Dostlara karşı ihmalkâr…

Ne kadar yazsak, çizsek de,  ‘tevazu sahibi…’ değiliz

Bazen karşımızdakini öfkemizle boğmaya hazırız!

Empati, ‘asil ve soylu bir düşünce…’

Kendinizi, ‘bir başkasının yerine koyabiliyor musunuz?’

Dahası, ‘başkasının acısını duyabiliyor musunuz?’

Duyabilsek,  her daim; ‘nimete şükrederiz’

Duyabilsek, ‘zalimin karşısına dikiliriz’

Duyabilsek,  ‘yere düşeni kaldırırız’

Duyabilsek, ‘adil olmayı/ adaleti gözetiriz’

Duyabilsek, ‘öncelikle insan…’ deriz

Günün beş vaktinde huzurla ‘ezan sesi…’ dinleriz!

Gidiniz, “Doğu Türkistan’a…”

Öyle bir zulüm var ki, “ezanın adı yasak!”

Hürriyet, ‘en büyük nimet…’

Ahmet Cevat Ahundzade bir şiirinde;

“Çırpınırdın Karadeniz/ Bakıp Türk’ün bayrağına!”

İnsana, huzur, güven, emniyet veren mısralar…

O mısralarda, ‘hürriyetin kokusu…’

O koku, ‘mübarek bir koku…’

Yağmur sonrası toprağın kokusu içinize işler değil mi?

Yürekten, kalbi heyecanla;

“Ezan Susmasın, Bayrak İnmesin…”

Allah aşkına! Devletiniz olmazsa ne yaparsınız?

Malazgirt’ten Çanakkale’ye; “Devlet Olma İradesi…”

O irade, “Milletin hür iradesidir!”

Mondros’tan Mudanya’ya; ‘ateş çemberinden geçtik’

Nasıl mı?  

“Benliği yıkarak…” Aşılmaz denen bentleri yıkarak…

“Biz olarak…” geçtik!

Günümüzde, her hususta; her alanda, ‘Empati…’

Soframıza oturduğumuzda, ‘önümüze gelen nimet…’

O nimeti ne kadar düşündük?

Tarlası, bahçesi, bağı, bahçesi…

Bir söz titretir bizleri, “Köylü Milletin Efendisidir!”

Bu milletin efendisi kimdir?

“İnsanına, ailesine, milletine hizmet edendir!”

Gerek göz nuru olsun, gerekse alın teri, “ibadettir!”

“Helal Lokma…” o kadar önemlidir ki?

Empati yapanların, gözü, gönlü, ufku/ basireti açık olur!”

Empati, ‘sizleri hislerine tercüman yapar’

Allah Resulü (sav) buyuruyorlar;

“Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi,

Din kardeşi için de arzu edip istemedikçe,

Gerçek anlamda iman etmiş olamaz!”

İslam öyle ulu bir din ki, ‘kıskançlığı’ ortadan kaldırıyor

Kin, nefret, haset gibi kavramlar,  ‘hakiki Müslümanın hayatında yoktur’

Davranış, bir sosyal iletişimdir…

Davranış bir ilim dalıdır; “tebessüm,  kibarlık, dilde yumuşaklık…”

Bizler, karşımızdaki insanlardan böyle bir davranış bekleriz;

Beklediğimiz ve arzuladığımız davranışı bizler de uygulamalıyız.

Yakarışımız da,  “Yer ehline ve gök ehline bizleri sevdir!”

Her hâlükârda, ‘sevgi tohumunu…’ saçmalıyız!

Yusuf Has Hacip ne diyorlar;

“Bütün işini gücünü anlayış yolu ile yap;

Eline geçen zamanı israftan bilgi ile koru.”

Sosyal huzura, barışa giden yolda,  ‘bilgi, hikmet, marifet ve anlayış’ vardır

Empati, ‘duygudaşlık’

Akli, fikri, zihni, vicdani paylaşım yolunu mutlaka açmalıyız…

Birbirimizi, ‘anlamaya götüren yollarda’ buluşmalıyız.

Sizlere en yakın kimdir, “halden anlayan insan…”

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları