Cemre sözlükte, “yanmış kömür parçası, kor.” olarak geçer
Arapça kökenli bir kelime olan “Cemre’nin sözlük anlamı kor yani ateştir.
Halk arasında ise sıcaklığın artması olarak bilinir.
7 gün arayla düşen cemreler sayesinde hava, su ve toprak ısınır.
Cemre düşmesiyle birlikte Hıdırellez ve nevruz kutlamaları başlamaktadır.
Divan edebiyatımızda, “cemreviye…” şiirleri yer alır!
Bizim geleneksel halk takviminde yıl,
”Kasım günleri” ve ”Hızır günleri” olarak kış ve yaz diye ikiye bölünüyor.
Kasım günleri, Miladi Takvime göre 8 Kasım’da başlıyor
Ve 179 gün sonra 5 Mayıs’ta sona eriyor.
Hızır günleri ise 6 Mayıs’ta başlıyor ve 7 Kasım’a kadar 186 gün sürüyor.
Cemrelerin düşmesi, Kasım günlerinden Hızır günlerine,
Kıştan bahara geçişin sembolleri olarak ifade edilir.
Cemre ateş ve kor anlamlarında kullanılan eski bir tabirdir.
Sıcaklık artışlarını anlatmak için kullanılır. İlk cemre havaya düşer.
7 gün sonra suya ondan 7 gün sonrada toprağa düşer.
Birinci Cemre, (19-20 Şubat) tarihinde Havaya,
İkinci Cemre, (26-27 Şubat) tarihinde Suya,
Üçüncü Cemre, (5-6 Mart) tarihinde toprağa
Bahara merhaba anlamında cemreleri bir dörtlükte ifade edersek;
“Önce kapınıza üç defa vurulur…
Maveradan bir hoş seda duyulur…
Hava, Su, Toprak, latif bir lisanla;
Gündönümünde, hal hatır sorulur…”
Mevlana ne diyecektir,
“Aşk-ı zikretmek için; söz dudağa gelmeden önce, cemre gibi yüreğe düşmelidir.”
Cemreler, ‘insanlığa düşsün…’ Sadece, İNSANLIĞA…
Cemreleri, Anadolu’da ‘sevgi bağıyla…’ misallendirirler.
“Havaya düştüğünde umut,
Suya düştüğünde gurbet,
Toprağa düştüğünde özem…”
Dirilişe yol yürüyüşün tatlı serüveni…
Adnan Yücel bir şiirinde şöyle seslenecekler;
“Ellerimde kış, saçlarımda kar cemre olup düşer misin toprağıma.”
Yağmur Şairimiz Nurullah Genç,
“Cemre olmalıydın aşk aşiyanımda benim,
Düşmeliydin suyuna, toprağına ömrümün,
Neden ötemde çoksun, böyle azsın yanımda.”
Koray Avcı, aşk ile ilişkilendirir cemreyi,
“Aşkında üç tane cemresi vardır.
Önce göze sonra gönle en son ruha düşer.
Gönle düşerse aşk olur.
Ruha düşerse vazgeçilmezin olur.”
Cemreler, bizlere dirilişi tasvir eder;
“Bahar bir çiçek gibi!
Çiçek vuslatın nur perdesi…
Cennet bir bahar gibi!
Bahar Hak’tan rahmet muştusu…
Ağaç çekirdek gibi!
Çekirdek varlığın hülasası…
Kâinat bir ağaç gibi!
Âdem kâinatın soyağacı…”
“Cemreler Düşer” şiirimizden;
Cemreler düşer, yedi adımda bir
Ateş topu düşer, canlara tekbir
"Ölümlü-Dirimli" dünyadır, hak bir,
Zikir terazisinde mizan bulur
Her mevsimin bir rengi, bir yüzü var
İlk Baharın, "çiçekten çelengi" var
İnsanın, "dirilişe özlemi" var
Özlemini, "kalbine çizen" bulur
CEMRE DÜŞÜNCE…
Buz üstünde ne düş kalır ne de iz
Cemre düşünce buzlar çözülürmüş
Başından duman eksilmeyen dağlar
Gözyaşları sel olur karılırmış
Yıldızlar öksüz, kışın ayazında
Güneş tat vermeyince üzülürmüş
Öper, toprağı beyaz duvaklarla
Bir mahşerin kaderi yazılırmış
Geceler perde perde açılır hüzne
Dertlerim, damar damar gezinirmiş!
Cemre; ışık, su, ateş ve nişandır
Arzın rahminde hayat kazınırmış
CEMRE DÜŞTÜ TOPRAĞA…
Kor düştü yüreğime maveradan
Gün döndü, mevsim döndü zaman hey!
Cemre düştü toprağa sessiz sessiz
Bu bir vuslat şarkısıdır aman hey!
Bir müjdedir, perde ötesi hakikat
Diriliş rahlesindedir, devran hey!
“Ölümlü dirimli dünya” deriz ya,
Solan gül değil, bahtım yaman hey!
Nasıl örtüyor, geceler gündüzü?
Ak duvakların öptüğü ferman hey!
Garip bir dünyanın izdivacında
Sürme çeker gibi, toprağ sürmen hey
Düşer gönlüme düşer ilk cemreler
Işıktan sel olur yürek, iman hey!