Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

BAĞLARI GÜÇLENDİRMEK

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Günümüzde en fazla şikâyetçi olduğumuz konuların başında;

‘Aile, akraba ve toplum bağlarının zayıflaması…’ gelmektedir!

Ayet “Ve onlar ki, Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi

 (akrabalar ve mü’minler arasında olması gereken bağı) birleştirirler; Rablerinden korkarlar

Ve hesabın kötüsünden endişe ederler” (Ra’d, 21)

İnancımız ne diyor, “…Ey iman edenler! Kötülük, düşmanlık

 Ve günaha girmede yardımlaşmayın” (Maide, 2)

Hadis, “Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız ve haset etmeyiniz.

Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.

Bir Müslüman’ın, din kardeşini üç günden fazla terkedip küs durması helal değildir.”

Her zaman için söyleriz,

‘Camide saf duran insanlar…’

Sosyal hayatta, o safları nasıl bozabilir ki!

Birbirlerine, nasıl ‘kötülük…’ düşünebilir ki?

Gerçekten anlamak mümkün değil!

Maalesef günümüzde giderek artan ‘bölünmüşlüğü’

Sosyal, Kültürel, Ekonomi ve Siyasi hayatımızda yaşamaktayız!

Özde olmayan sadece sözde kalan;

“Birlik, beraberlik, dirlik, dirilik, irilik şarkıları…”

Hadis, “Kim, din kardeşini bir yıl terkedip küs durursa, onun kanını dökmüş gibi günaha girer.”

Sokakta, caddede, pazarda yürürken, ‘Selamlaşmak…’

Karşımızdakine;

Kalbi bir nazardır,

Barış ve esenlik dilemektir,

Güven ve emniyet vermektir,

Sevgi dolu bakışlarla, hayata tebessüm etmektir,

Sabır ve sükûnet istemektir…

Bir selamın yaydığı sinerjiyi…’ düşünün!

Toplumda, ‘pozitif enerji…’ oluşur!

Ayet “Ve onlar ki, Rablerinin rızasını arzu ederek sabrederler, namazı hakkıyla kılarlar,

Kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden gizlice ve açıkça (Allah yolunda) sarf ederler

 Ve kötülüğü iyilikle savarlar; işte onlar var ya,

 Onlara (dünya) yurdun(un güzel) akıbeti vardır” (Ra’d, 22)

“Kötülüğü, iyilikle savmak”

“İnsanlara yardımda bulunmak”

Müslüman nedir denildiğinde;

Kendisinden, ‘emin olunan/ güvenilen’ kimse anlamına geliyor!

Bu bir hayat felsefesidir!

‘Ben merkezli…’ bir edayla dünyaya bakamayız!

‘Biz olacağız…’

Toplumu, cemiyet hayatını güçlendireceğiz…

Birleştirici bir rol üstleneceğiz!

“Bağları Güçlendirmek…”

Burada, ‘ilahi ikaz…’ var!

O ikazı, gereği gibi alabilmeliyiz.

 

GÖZ KÖRLÜĞÜ/ GÖNÜL KÖRLÜĞÜ

Kur’an buyuruyor, “Kör olan ile gören (kâfir olanla iman eden) bir olur mu?

Yahut karanlıklarla nur bir midir?” (Ra’d, 16)

Bilgisiz insanlar, tıpkı körler gibidirler.

“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” (Zümer,9)

Kur’an sıklıkla ne buyuruyor; “ancak ilim sahipleri anlar”

“Allah’tan gereği gibi saygı ile ancak ilim sahipleri korkarlar”

Kur’an, “körle göreni,

Karanlık ile aydınlığı,

Köle ile efendiyi,

Kâfirle mümini,

Kötü ile iyiyi,

 Tuzlu acı su ile tatlı suyu,

Murdar ile temizi, cahil ile âlimi…” karşılaştırır!

Her birinden bizlere, ‘örnekler’ verir!

Bizlerden, ‘hadiseleri derinliğine tefekkür etmemizi’ ister!

“Bir saat tefekkür, bir yıllık nafile ibadetten daha hayırlıdır” der!

Ramazan ayının en güzel tarafı da, ‘tefekkür ayı’ oluşudur…

Ayet, “Hem göklerde ve yerde bulunan kimseler ve onların gölgeleri, sabah-akşam (bir kısmı) isteyerek, (bir kısmı da) istemeyerek (de olsa) Allah’a secde eder.” (Ra’d, 15)

Ayet, “Yedi gök ve yer ile bunlarda olan kim varsa Onu tesbih eder.

Hiçbir şey yoktur ki Onu hamd ile tesbih etmesin. Lakin siz onların tesbihini anlamıyorsunuz.

O ise hilim sahibidir ve çok bağışlayıcıdır.” (İsra, 44)

Kur’an’ın bir diğer adı, ‘Zikir ’dir.

O’nda, insanoğluna kâinatın bütün şifresi, bütün manaları verilmiştir…

Herkes, nasibine düşeni; ‘ilmi ölçüsünce…’ alacaktır!

“İlimde derinleşmek…” bizleri en fazla heyecanlandıran bir kavramdır.

 

 

             

 

Yazarın Diğer Yazıları