Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

AZERBAYCAN'IN MİLLİ MÜCADELE SAVAŞI

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

27 Eylül 2020 tarihinde, Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırısı…

Bu ne kadar pişkinlik, ‘hem suçlu hem güçlü’ olacaksın!

Zalimlerin, mazlumları suçlaması… Ne kadar büyük saçmalık!

Tarihte hem soykırım yapacaksın ve hem de,

Mazlum bir milleti ‘darağacına çekmek isteyeceksin’

O zihniyetin ‘kara propagandası…’

O propagandaya kapılıp gidenler zulmün maşasını taşıyanlar!

 

Asrımızda batının şımarttığı işgalci, müfteri zihniyet…

Müfteri sözlükte, “karacı, kara çalan, iftiracı…”

‘Ermenistan’ devlet gibi durmuyor/ duramıyor!

Duramadığı gibi de, ‘devlet olamıyor’

Geliniz birlikte, yakın tarihimize 30 yıl öncesine gidelim…

Rusların desteğini alan Ermeniler ne yapacaktır?

1991’de Hankendi’ni,

1992’de Şuşa ve Hocalı ’yı işgal edecekler!

İşgaller, sadece Rusya’nın değil; ‘İran’ın de desteğiyle’ devam edecek…

“Lâçin, Hocavent, Kelbecer, Ağdere…” işgal acılarını yaşayacaklar!

1993’lerde, “Ağdam, Cebrayıl, Fuzuli, Gudablı, Zengilan İlleri…”

Kanlı çizmeler altındadır… Türk Dünyası derin bir yastadır!

Hürriyet sevincinin kurşunlandığı Can Azerbaycan…

1992 tarihinde, ‘asrın katliamı’ Hocalıdan yükselen feryat arşa yükselir!

“Er meydanından kaçar, Ermeni!”

Onun gücü, masumlara, mazlumlara, korumasız insanlaradır…

Onun gücü, ‘tarihe, kültüre, bilumum değerleredir’

30 yıl sonra gelen sessiz çığlık ne der biliyor musunuz?

“Yarabbi! Yürekliye ver meydanı;

Kalmasın şu âlemde şer meydanı…

1991-1993 yıllarında Dağlık Karabağ İşgal edilirken;

“20 bin Azerbaycan Türk’ü şehadet şerbetini içecek…”

“Bir milyona yakın Azerbaycan Türk’ü yurtlarından olacaklar!”

Dağlık Karabağ, Azerbaycan’ın mukadder coğrafyası…

Yüzölçümü olarak da, Azerbaycan’ın yüzde 20’sini oluşturuyor…

Dağlık Karabağ ve çevresi, ‘yedi bölgeden…’ oluşuyor

Dağlık Karabağ’ın işgalindeki asıl karanlık niyet nedir?

Anayurtla Atayurt’un arasına, ‘duvar örmektir’

 

Bilmezler mi ki, ‘o duvar kızıl dikdatörye ile birlikte yıkıldı’

Artık sözün bittiği yerdeyiz…

Dağlık Karabağ’da, ‘milli istiklal kavgası…’ verilir!

İhanetin bütün unsurları birer birer çökertilir…

1918 tarihinde Azerbaycan Demokratik Cumhuriyetinin Kurucusu,

Mehmet Emin Resulzade ’nin, tarihin ruhuna kaydedilen sözü manidardır;

 “yükselen bir bayrak bir daha inmez”

Azerbaycan’ın, ‘üç renkten oluşan asil bayrağı…’

O bayrağın özünde, “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak”

Muasır medeniyetler seviyesine yükselme azmindedir, Can Azerbaycan!

Bir çarpınca yürekler, ‘bayraklaşır Türk’ün ideali…’

Bahtiyar Vahapzade, milletine seslenir;

“Geçmiş inkâr edilemez; geçmişine taş atanın, geleceğine gülle atarlar”

Ortak tarihi, kaderi, kederi paylaşan bir milletiz biz…

O yürekten yükselen söz, “Biz bir millet, iki devletiz!”

Türkiye elbette, “Can Azerbaycan’ın yanında olacaktır!”

AGİT Minsk Grubu Ülkelerine olan güven de kalmadı!

30 yıldır, “işgalciyle mağduru aynı kefeye koydular!”

Tarihi bir rezalete de artık son verilmelidir!

Ermenistan Başbakanı Paşinyan skandal sözlerle;

‘şer ittifakını…’ devam ettirmeye çalışıyor!

Artık, ‘tarih tekerrür etmeyecek’ inşallah!

Hocalı katliamının hesabı sorulacak!

Batının, ‘çifte standardı!’ kendi yüzlerine tokat olarak inecektir!

Bahtiyar Vahapzade’nin o nezih şiirinden;

 “Bir ananın iki oğlu,  Bir âmâlın iki kolu.

O da ulu, bu da ulu Azerbaycan-Türkiye…”

Ahmet Cevat Ahundzade ’nin, ‘gönül dünyamızı birleyen dizeleri’

“Çırpınırdı Karadeniz Bakıp Türk'ün bayrağına

Ah ölmeden bir görseydim Düşebilsem toprağına…”

Kafkaslarda, ‘hürriyet rüzgârları…’ rahmet bulutları taşır!

O rahmet bulutları ki, ‘zalime yıldırımlar…’ gönderir!

Dağlık Karabağ’da, ‘Milli Mücadele Şuuru…’

O şuur, gecenin zifiri karanlığını yırtmaya başlamıştır, bile…

Öyle ki, o mücadelenin ruhunda, ‘milletin misakı/ yemini’ vardır!

Artık sözün bittiği yerde; gaza meydanlarında, ‘şehadet vaktidir’

Ermenistan, ‘devlet olamadı’

Bu anlayışla, bu zihniyetle olamayacak da…

Neden mi, ‘terörle devlet bir arada olamaz da ondan’

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan konuştukça;

‘zulme memur ittifaklarını birer birer dillendiriyor’

Kan kusar misali Türk’e olan düşmanlıklarını kusuyorlar!

Artık, ‘ok yaydan bir kez çıkmıştır’

Paşinyan’a sormalı, ‘Ruslara mı güveniyorsunuz’

Yoksa ‘Fransa’ya mı, Eset’e mi, terör gruplarına mı’?

“Güvendiğin dağlara kar yağdığını bilmez misin?”

Zulmün, ‘payidar olamayacağını…’ bilmez misin?

Putin ne diyor, “Ermenistan kendi toprağında savaşmıyor!”

En büyük müttefikin bile, ‘işgalcisin…’ diyor!

İhanetin parçası, “İran bile çark etti…”

Dağlık Karabağ’da verilen mücadelenin adı,

“Milli Mücadeledir…”

Dağlık Karabağ’ın, “Kurtuluş Savaşıdır!”

Bilinmelidir ki, bu tarihi mücadele/ tarihi savaş;

“Türk ve İslam Dünyasını alakadar eder!”

Tarihi kökleriyle Anadolu, Atayurt’una; ‘müşfik bir köprüdür’

Bu mücadelenin neticesinde, ‘tarihi köprüler güçlenecektir’

O köprüler, Türklüğün gönül dünyasına açılacaktır (inşallah)

Yazarın Diğer Yazıları