Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

ADAY OLMAK

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Sözlüğü açtığınızda, “aday olmak” şöyle tanımlanır;

“Herhangi bir işe alınmak veya seçilmek için istekli olmak!”

İlkeleriniz vardır, hedefleriniz vardır,

Hayata geçirmek istediğiniz düşünceleriniz vardır.

Sivil hayatta olsun, Kamu da olsun,

Bu düşüncelerinizi, ‘idari görevler alarak’ gerçekleştirebilirsiniz.

Kıyamet Suresi 36 ayette şöyle buyrulur;

“İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?”

Hadis, “İki günü eşit olan ziyandadır!”

O halde marifet nedir?

“Bulunduğunuz makamın hakkını verebilmektir!”

Nisa Suresi 58 ayette de şöyle buyrulur;

“Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi,

Ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.

Allah size ne güzel öğütler veriyor.

Mutlaka Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir.”

Kendi şehrimiz açısından da düşünelim,

81 İlimiz için de birlikte geliniz düşünelim?

“Erdemli İnsandan, Erdemli Şehre…” gidebilirsiniz.

Ali İmran Suresi 110 ayette şöyle buyrulur;

“Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz.

İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarsınız Ve Allah’a inanırsınız.”

 

17 Üniversitemizle Fırat Üniversitesi’nde de, “Rektörlük Seçimi”

Öncelikle bu yarışa katılan İlim Adamlarımıza, ‘başarılar diliyorum’

Niyetlerinin halis olacağına da inancım tamdır.

“Hizmeti, ibadet bilme şuuru!” çok önemlidir.

Sadakat ve Samimiyet, Adaleti Gözetmek,

İlmiyle Amil Olmak, İzzet, İffet, İkram Sahibi Olmak…

Bizim yetiştiğimiz aile ortamı, ‘bir mualla ilim ve irfan okulu…’

Nesillerin verdiği, ‘yüksek bir terbiye…’

Kültürlü, Erdemli, Okuyan bir aileden gelmek…

3 veya 4 nesil gittiğimizde, Harput’ta medrese mezunu…

Devlet Kademesinde görevler…

Ailemizin bulunduğu Saraycık Konaklar Mezrası…

Üç büyük Konaktan oluşan bu Mezranın özelliği,

Ağın’a, Arapkir’e, Kemaliye’ye, Keban’a yakın oluşu…

“Hayrı söyleyen, hayırda yarışan bir topluluk…”

Makamı Harput’ta bulunan İmam Efendi Hazretleri,

Yöre halkını irşat, vazü nasihatlerde bulunmak için,

Yılın belli aylarında misafir edilirler…

1900’lü yıllarda, “kâmil insanların da uğrak yeridir!”

İlmin, İlim Hakikatlerinin konuşulduğu mekânlar…

İnsani değerlerin zirvelere taşındığı dönemler…

O dönemlerin huzur veren iklimi…

O iklim, sizlere her şeyden önce; ‘güzel ahlak…’

“İlmiyle amel eden şahsiyetler…”

“Sabrı selamet, nimete şükreden bir zihniyet”

O dönemlerin, ‘kadim dostlukları…’

O dostluklar ki, Allah rızasını gözeten erdemliğe haiz…

 

Halen hayatta bulunan 96 yaşındaki, ‘AK saçlı Babamız…’

86 Yaşında bulunan, ‘izzet ve iffet abidesi Anamız…’

Biz beşkardeşe, ‘önce yüksek bir ahlak’ dediler.

Bizlere, her dem, “Dede Korkut’ça nasihatlerde” bulundular.

Nesillerin terbiyesini günümüze büyük bir edeple taşıdılar…

“Devleti sev oğul, İnsanı sev oğul, milletini sev oğul,

Bayrağı sev oğul,  Ezanı sev oğul,

Sevgi, imandan cüzdür oğul”

İnsanlar; ilmiyle, irfanıyla, edebiyle, adabıyla sevilir…

Böyle bir, ‘halet-i ruhiye içerisinde…’ yetiştik

Büyük Kardeşim, Fahrettin Keleştemur,

İki Dönem Kayseri Erciyes Üniversitesinde Rektörlük yaptılar…

Erciyes Üniversitesi, ‘çok önemli mesafeler kat etti…’

Hizmetleriyle sevildiler, sayıldılar, takdir edildiler…

Bütün bunlar, ‘iz bırakan hizmetlerdir’

Bu hizmetler, ‘fırsat ve imkân verildiği için gerçekleşti’

Prof. Dr. Haluk Keleştimur, 40 yıla yaklaşan akademik birikimi…

Ulusal ve Uluslararası makalelerle İlim Dünyasının yakından tanıdığı bir isim…

Ulusal ve Uluslararası meslek örgütlerinde aktif görevler…

Yurtdışında, önemli üniversitelerde akademik çalışmalar…

Fırat Üniversitesinde idari görevler…

Birçok İlmi Projenin Yürütücülüğünü Üstlenmek…

Görev verildiği takdirde,

“Milli Savunma Araştırma Merkezinin Kurulması”

“Aşı Geliştirme Merkezinin Kurulması”

“Bilim Elçisi Prosesinin Hayata Geçirilmesi…”

Fatır Suresi 35 ayette şöyle buyrulur;

“Kulları içinden ancak âlimler, Allah’dan (gereğince) korkar.”

Bütün mesele nedir, “İlmi terbiyeyi verebilmek…”

İlimde derinleşmenin huzurunu, güvenini, ihlasını yaşatabilmektir…

Öncelikle, “bilim ahlakına…” o kadar çok ihtiyacımız var ki?

O ahlakı yaşayan/ yaşatabilen bir dönüşümü hızlandırmalıyız…

İnşallah, 21. Asır; ‘bu milletin diriliş asrı’ olacaktır.

Selam ve Muhabbetle

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları