Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti,

Kuruluşundan (21 Nisan 1988) itibaren birçok ilklere imza attı…

Sadece Elazığ Şehrimizle de sınırlı kalmayıp,

Türk Basın Tarihinde ismini altın harflerle yazdırmasını bilmiştir…

FHGC 2020 Yılının 10 Ocak Tarihinde;

Öncelikle, ‘basın çalışanları’ ve şehirle bütünleşecek…

Bu tarihte, ‘Yerel Basının Önemine…’ bir daha dikkat çekilecektir.

Güçlü bir Basın, ‘güçlü bir Şehir…’ demektir.

Güçlü bir basın,  ‘şehrin ortak bir akılda buluşması’ demektir.

Elazığ Basın Tarihi, “1860’lı yıllara…”

“Vilayet Matbaalarına kadar…” uzanır.

Elazığ’da ilk yerel Gazete,

“1883 tarihinde yayınlanan Mamuratü’l Aziz Gazetesidir!”

Bugünkü yazımızda, “Türk Basın Tarihini…” sizlerle paylaşmak istiyorum.

Basın Tarihimiz, “160 yılı dolduran tatlı bir serüvenin adıdır!”

 

Bizde ilk matbaayı,  “azınlıklar” getirdi

Musevi Hahamı Gerson, 1493 tarihinde…

İlk Ermeni basımevi 1567 yılında, İstanbul Kumkapı’da…

İlk Rum basımevi, Metaksas adlı bir Rum Papazı, 1627 tarihinde…

İbrahim Müteferrika’nın Matbaası, 1727 tarihinde gelecektir.

 

Matbaa ile ilk akla,  “gazete…” ve “dergi…” gelir!

Ancak, matbaanın gelişinden “bir asır sonra…”

“1 Kasım 1831 tarihinde…” ilk Türkçe Gazete yayınlanır;

 “Takvim-i Vakayi”

Bu gazete,  Padişah 2. Mahmut tarafından çıkartılacaktır.

O sebepledir ki, bu gazeteye  “resmi gazetenin atası” ismi de verilir.

 

Diğer 2.Türkçe Gazete, “Ceride-i Havadis”

Bu gazeteyi, İngiliz Morning Herald’in muhabiri,

“William Churchill tarafından 31 Temmuz 1840 tarihinde” yayınlanır.

Basın tarihimizde,  “Kapitülasyonların hediyesi”  olarak da anılır.

Bu gazetenin apayrı bir hikâyesi vardır.

 

Türk Basın Tarihini ilk yayın hayatıyla birlikte başlattığımız;

“İlk fikir gazetesi,  Tercüman-ı Ahval (21 Ekim 1860)

1860 tarihi basın tarihimizde önemli bir dönemin de başlangıcıdır;

Bu tarih, “Vilayet Matbaalarının da kuruluş tarihidir”

Artık, Türk Basın Tarihinde;

İlk yasaklar (Fransız Ceza Kanunu 1858)

İlk Basın Tüzüğü (1864)

İlk Basın Cemiyeti  (1865)

İlk defa Gazetelerin kapatılması (Muhbir ve Tasvir-i Efkâr-1867)

İlk Sürgünler (Ali Suavi-Namık Kemal- Ziya Paşa) bu tarihlerdedir.

1878-1908 yılları, 30 yıl aralıksız olarak,

Siyasi Tarihimizde, “İstibdat Dönemi”

Basın Tarihimizde,  “Sansür Dönemi” olarak isimlendirilir.

2. Meşrutiyet’in İkan Tarihi olarak bilinen;

“24 Temmuz 1908 tarihi…” Basın Tarihimizde;

“Sansürün kaldırıldığı gün” Basın Bayramı olarak da kutlanmaktadır.

 

Yazımızın bir yerinde ne demiştik;

Bizler basın tarihimizi, “İlk fikir gazetesi Tercüman-ı Ahval” ile birlikte,

“21 Ekim 1860 tarihinde…” başlatıyoruz.

“160 yılı bulan…”

Bir başka ifadeyle,  “6 nesli…” içerisinde barındıran bir;

“Med-Cezir olaylarını anımsatan…” inişli-çıkışlı basın tarihimiz!

Rustov; Türk siyasal yaşamını “genişleme” ve “kısılma” kavramlarıyla izah eder.

Yani,  “demokratik hak ve hürriyetlerin artması veya kısılması…” olarak;


  1. g (1865-1878)

k (1878-1908)


  1. g (1908-1913)

            k (1913-1918)


  1. g (1918- 1923)

k (1923-1945)


  1. g (1945-1954)

k (1954-1961)


  1. (1961 ve sonrası yıllar)

Gazeteciler için sıkıntılarla dolu bir çalışma alanı!

Türkiye’de gazetecilik, “1938 yılına kadar iş yasası kapsamında bile değildi.”

İlk yasa, 1938 yılında “Basın Birliği Kanunu” ile yapılacaktır.

Basın Birliği kurma düşüncesi de,

“25 Mayıs 1935’te toplanan Basın Kurultayı’nda” ortaya atılacaktı!

Kongrede belirlenen eğilim doğrultusunda 3511 Sayılı Basın Birliği Kanunu,

29 Haziran 1938 tarihinde kabul edildi ve 14 Temmuz 1938’de yürürlüğe girdi.

II. Dünya Savaşı, 20. yüzyılda dünya çapında yapılan iki savaştan ikincisi olup,

Dünya milletlerinin çoğunun yer aldığı,

1939'dan 1945'e kadar süren küresel bir askeri çatışmadır.

Bu yıllar, Türk Basın Tarihi açısından da, sıkıntılarla dolu yıllardır.

 

14 Mayıs 1950 tarihinde, “Demokrat Partinin İktidara Gelmesiyle…”

Kısa bir süre sonra, “15 Temmuz 1950’de yeni Basın Kanunu” kabul edilir.

Ve özellikle de, “13 Haziran 1952’de çıkarılan Basın Kanunu…”

“5953 sayılı kanunla…” Gazeteciler ilk defa,

“Sosyal Güvenlik Kapsamı” içerisine alınacaklardır.

Bu kanunla gazetecilerin elde ettiği haklar;

“Sendika kurabilmek,

 Sosyal sigortalardan yararlanmak,

İşverenin gazeteciyle yazılı iş anlaşması yapması zorunluluğu,

 İş anlaşmasını bozmak isteyen gazete sahiplerinin gazeteciye,

 Kıdemine göre tazminat ödemesi,

Haftalık tatil, yıllık ücretli izin kullanma haklardır”

Türk Basın Tarihinde, “bir dönemdir…”

Bu dönem geleceğe ışık yakacaktır!

Çalışan Gazetecilere, ‘geleceğe ait’ yol gösterecektir.

 

27 Mayıs 1960 tarihinden itibaren, “Basın yasakları kaldırılır”

Ve iki önemli kanun çıkarılır;

Bunlardan biri 5953 sayılı Kanunu değiştiren

Ve “Fikir İşçileri Kanunu” olarak isimlendirilen 212 sayılı Kanun’dur.

Diğeri ise Basın İlan Kurumunun kurulmasını öngören 195 sayılı Kanun.

Her iki kanunu da büyük tepkiyle karşılayan gazete patronları,

11–13 Ocak 1961’de üç gün süreyle gazete çıkartmadılar.

Gazeteciler ise 212 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 10 Ocak gününü,

 “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kabul ettiler.

212 sayılı Kanun’la gazetecilere sağlanan hakların en önemlileri şunlardır:

Kıdem hakkı:

Ölüm tazminatı:

Gazetelerin kapanması durumunda gazetecilere tazminat verilmesi:

İstifa eden gazeteciye kıdem tazminatı verilmesi

Aylıkların peşin olarak ödenmesi

Gece çalışanlara haftada iki gün izin hakkı tanınması

Kâr eden gazetelerin gazetecilerine her yıl bir maaş ikramiye vermeleri

İş anlaşmazlıklarının ticaret mahkemelerine değil, iş mahkemelerine verilmesi

Ödemelerin gecikmesinde her gün için yüzde 5 faiz yükümlülüğü getirilmesi

Gazete patronları, bu kanunları protesto etmek için,

 10 Ocak 1961’de yayımladıkları ortak bir bildiriyle

Üç gün gazete çıkarmayacaklarını ilan ettiler.

Bildirilerin altında 9 gazetenin adı vardı:

“Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni Sabah, Hürriyet

Ve Yeni İstanbul

Patronlarının davranışını protesto etmek için yürüyüş yapan gazeteciler,

Ortak bir Basın gazetesi çıkarmaya karar verdiler

Ve üç gün süreyle bu gazeteyi yayımladılar. 1961 Anayasası’nda basınla ilgili düzenlemeler

1961 Anayasası’nda Basın Özgürlüğünü güvence altına alan maddeler konulur;

Basın hürdür, sansür edilemez (madde 22).

Yayın yasağı konamaz (madde 22)

Gazete ve dergi toplatılamaz (madde 22).

Gazete ve dergiler kapatılamaz (madde 22).

 Gazete ve dergi çıkarmak için önceden izin alınmaz, mali teminat gerekmez (md 23).

Haber, düşünce ve kanıların yayınlanması engellenemez (madde 23).

Basımevlerine ve basın araçlarına el konamaz (madde 25).

Düzeltme ve cevap hakkı kötüye kullanılamaz (madde 27).

Basın Tarihimizde,  “10 Ocak 1961 Tarihi…”

“Çalışan Gazeteciler…” için de, ‘emeğe saygı’ günüdür.

Bir ülke, ‘demokratik kültürle’ gelişebilir.

O kültür elbette ki, “milli” olmalıdır.

Milletinin, “değerleri üzerinde” inşa edilmelidir.

 

Yazarın Diğer Yazıları