Piri Türkistan-i Ahmet Yesevi ’nin sözüyle,
‘gönül sofrasına…’ oturmak istiyorum;
“Sonsuz bir bozkırdır bu yürek, orduların karargâh kurduğu!”
Bozkır Anadolu’da, ‘yürekli bir seda…’ yükselir!
O seda da, ‘vatan muhabbeti’ canlar içredir…
Malazgirt Kahramanı Gazi Alpaslan asırlara seslenir;
“Size öyle bir vatan aldım ki; ebediyen sizin olacaktır!”
O tarihi zaferde, ‘ilmi, hikmeti, marifeti…’ bir arada bulursunuz!
Coğrafyayı vatan yapan zırh, ‘adalettir, yüksek bir ahlaktır’
O kutlu yürüyüşün terbiyesinde ne vardır;
“Biz Türkler temiz Müslümanlarız. Bid’at nedir bilmeyiz.
Onun için Allah bizi aziz kıldı!”
Bozkır Anadolu’da, ‘yürekli bir seda…’ dedik!
Ahmet Yesevi, “Muhabbet, sevgi ve aşk olmadan iman da kâmil olmaz!”
Osmaniye’de, “Muhabbeti, sevgiyi, aşkı birleştiren…”
Nitelikli bir dergi, “Yenises Dergisi 25 Yaşında…”
Yirmi beş yaş, ‘bir nesildir…’
Dün ile geleceği birleştiren bir nesil…
Ali İmran Suresi 104 ayette şöyle buyrulur;
“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden,
Bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir”
O sebepledir ki dergilere; ‘irfan ocakları…’ diyoruz!
Anadolu’da çıkan dergileri yakından takip ederim…
Cemil Meriç, “Dergi hür tefekkürün kalesi”, diyecekler
9 asır bu coğrafyayı birleyen nehirler, çağlayanlar…
O kadar gür akacaktır ki, ‘rüzgârlar misali…’
Onlar, ‘rahmet bulutlarını aşılayacaklar…’
Nisa Suresi 69 ayette buyrulur;
“Kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse işte onlar;
Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler,
Sıddıklar, şehitler ve salih kişilerle beraberdir.
Bunlar ne güzel arkadaştır!”
Yunus ne diyecektir; “Gelin canlar bir olalım!”
“Birliğe, dirliğe çağrı!” inancımızın fermanıdır…
Sözü, özünden, riyadan uzak söylersek, ‘dua olur, yakarış olur’
Ahmet Kabaklı’nın; Türk Edebiyatı Dergisi…
Av. Fikret Memişoğlu’nun; Yeni Fırat Dergisi…
Av. Nevzat Türkten ’in, Erciyes Dergisi…
İsmail Özmel’in Akpınar’ı…
İzzetpaşa Vakfı’nın, Bizim Külliyesi…
Dr. Oğuz Paköz’ün, Alkış Dergisi…
Hasan Akar’ın, Kümbet Dergisi…
Dergiler… Dergiler… Dergiler…
Kaleler… Kaleler… Kaleler…
Ve Hasan Bölük’ün; Yenises Dergisi…
Tefekkür dünyamızın ana limanlarıdır…
Peyami Safa, “İyiler asla kaybetmez, kaybedilir!”
Fert olarak, şehir olarak, toplum olarak, ‘birlikte olacağız’
Abese Suresi 16 ayette şöyle buyrulur;
“(Ki onlar,) Üstün değerli, iyilik ve dürüstlük sembolü!”
Bir bilge, “Değişim ebedi, ölümsüzlük kalıcıdır!”
Buradan nereye geleceğim, “YENİ” kavramına…
Sözlükte Yeni, “O güne kadar söylenmemiş, görülmemiş,
Gösterilmemiş, düşünülmemiş olan…”
Hz. Mevlana, “Dün dünde kaldı cancağızım,
Bugün yeni şeyler söylemek lazım”
Yenises Dergisi, “her sayısında yeni bir ses, yeni bir nefesle” çıkıyor.
Yenises Dergisiyle, ‘tefekkür dünyamıza yolculuk yapıyoruz’
Derviş Yunus ne der;
“Söz ola kese savaşı, / Söz ola bitire işi,
Söz ola ağılı aşı, / Bal ile yağ ede bir söz”
Bizler, ‘söz meclisinin insanlarıyız’
Edebi gönlüne misafir eden, ‘sohbet kültürüyle geliyoruz’
O kültürle, ‘dergileri inşa ettik..’
O kültürle, ‘dergileri ilim, irfan meclisi/ okulları biliriz’
Yenises Dergisinin 25 yıl değişmeyen formatı;
Derginin ilk dört sayfası, “Türkiye’den Haberlere…” ayrılır.
Bu haberler, Osmaniye’den Türkiye’ye açılan penceredir!
O pencereden, Türkiye’mize; Türk Dünyasına; ‘ufuk turu…’ yapılır!
Nerede kültür, sanat, edebiyat haberi varsa; “Yenises” oradadır!
Nerede, bu coğrafya için bir güzellik/ erdemlik varsa; “Yenises” oradadır!
Yenises Dergisi; Türkiye’nin, Gönül Coğrafyamın, ‘hoş sedasıdır’
Osmaniye’nin sıcak ve insana ‘tebessüm eden yüzü…’
Bütünüyle dergiye yansımış!
“Yenises Dergisi…” İlk çıktığı 05 Ocak 1996 tarihten itibaren;
Takip ettiğimiz bir fikir ve aksiyon hareketinin sesi!
Çalışma konsepti, tıpkı, “Bal Arıları…” gibidirler;
Çiçekten çiçeğe konarlar!
Tıpkı, “Karıncalar…” gibidirler;
Omuzlarında taşıdıkları yükü, kutsal bilirler!
O bilgileri, ‘olduğu gibi…’ sizlere, ‘haber sofranıza…’ ikram ederler!
25 Yıl boyunca, Yenises Dergisinde;
Elazığ’ın bütün kültür ve sanat faaliyetlerini okuyabilirsiniz!
Yenises bizim, ‘gönül coğrafyamızdır…’
O coğrafyanın ‘çağlayan sesi/ soluğu…’
Anadolu Dervişlerini bilirsiniz!
Kâh, Horasan Erenleri deriz onlara…
Kâh, Alperen ruhlu derviş gazileri deriz onlara…
Coğrafyanın asıl, ‘manevi fatihleridir…’ onlar!
Bir kavram kullanırız, “Sahabe Duruşlu…”
Bizleri asıl etkileyen de, O vakar, O edeptir…
İşin gerçeğini söylememiz gerekiyorsa,
Bizleri, “Yenises” Dergisine aşina eden de,
Kendini ve ‘kimliğini bilen’ o tavrıdır!
O tavır, Aytmatov’un ifadesiyle; “Kendin Ol!”
Bizim Yunus, “Kendin Bilmektir!”
O yürekle, Yenises Dergisinin 25.yılını kutluyoruz!
