Her on Kasım geldiğinde tarihi tefekkür ederim
10 Kasımlar, tarihin anıldığı gün
Koca Türkü bir daha,
Düşüne aldığı gün
Kutlu hatıraların
Emanet kaldığı gün
10 Kasımlar
Tarihin destanlarla
Uyandığı gün
Atanın destanlarla, anıldığı gün
Hürriyet bedelinin
Kanla okunduğu gün
57 yıla sığan bir hayatı,
Bir daha düşlüyorum
Bir gergef misali
Ruhuma isliyorum
Milletin muradı onda,
Onda çarpıyor yüreği
Çanakkale’deki ruhla,
Erzurum’a tasınmış…
Sivas’taki yürekle,
Sakarya’da yıkanmış…
O akınlar tevhitle,
Bezm-i eleste okunmuş
Zorun çığlık çığlığa kaldığı,
Esarete isyanı…
Cephelere kağnı yoluyla vardığı,
Onurlu duruşa hasret
O hasretin yazdığı destan, 10 Kasımlar
Milletin topyekûn cepheye,
Cepheden Cumhuriyete,
Toprağın kutsi örtüsünden
Bir çelik irade örgüsünde
Devlete yürüyüşün destanı…
O destanı bir daha
Ezberden okuyorum bugün
O iradeyi özleyerek
Yüreklerimizde anarak”
SAKIN UNUTMA GAZİ ATANI
“Tarihler ismini andığı vakit”
Bir devre mührünü vurdu diyecek
Düşman bağrına dayandığı vakit
Bir metin dağ gibi durdu diyecek
“Ya İstiklâl, Ya Ölüm” parolası
Hürriyete giden yolda molası
Milletin özünde yaşar kalesi
O kaleler, vatan yurdu diyecek
Türk’ün başında yaşayan bir deha
Bu millet topyekûn kalkıyor şaha
Dualar! Açılır eller Allah’a;
Yarabbi! aziz kıl yurdu diyecek
Kökün üstünde gövde, dal verecek
Her dalda çiçek, nice bal verecek
Ey yükselen nesil, bedel verecek!
Canı, kanıyla yuğurdu diyecek!
Bak bir ömre, kim bilir kaç asra bedel
Koyma Yarab! Şu vatanda bir yâd el
Çalış, hizmet eyle, güzel bir ad al
Adıyla yürüyen ordu diyecek!
Her On Kasım, hüzün sarar vatanı
Sakın unutma ha, Gazi Atanı
Hele binlerce kefensiz yatanı
Dualar, âminler sordu diyecek