Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

ALİ COŞKUN'DA AĞIN SEVDASI

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Sayın Bakanımız nezaket göstermişler.

Kaleme aldığımız, “Ağın’a Sahiplenelim” yazımıza katkıda bulunmuşlar.

Eski Sanayi Bakanımız Ali Coşkun Beyefendinin duyarlılığını paylaşmak istedim;

“Ağın’a Sahiplenelim” yazınızı okudum ve çok memnun oldum.

Ben Eğin İlçesi Başpınar nahiyesindenim.

İlkokul hocam Ağınlı merhum Hasan Özmen için yazdığım bir şiirimi,

Eğinli hemşehrimiz Burhan Tarlabaşı bestelemişler

Hem Ağın kaymakamlığına hem de Belediye Başkanlığına göndermiştim.

Bu yazınızı okuyunca size de göndermeğe karar verdim. Umarım beğenirsiniz.”

Şair, Yazar, Sanat ve Edebiyat dostu Ali Coşkun Beyefendiye müteşekkiriz…

Muhterem insan, Asst Prof. Burhan Tarlabaşı tarafından bestelenen,

Güftesi Ali Coşkun’a ait eserin sözlerini birlikte okuyalım;

“Yıllar var gitmedim Şirin Ağın’a,

Özledim çıkmaya maya dağına.

Bülbülü ötmeyen viran bağına,

Yanar ağlarım neden öksüz kaldık,

Ona yanarım ona ağlarım.

Tarihe mi küstün Şanlı Ağın’ım,

Nerede düğünlerin hani halayım.

Uzakta olsam da sana hayramın

Neden öksüz kaldık ona yanarım.

Oğuz boylarından gelen Türk’lerdir,

Ağında öz lehçe arı Türkçedir.

Derindir kültürü hem de zengindir,

Gurbette hasretle yanar ağlarım

Neden öksüz kaldık ona yanarım”

Ağın Kaymakamlığına, Ağın Belediye Başkanlığına,

Başta Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere;  diğer illerimizde bulunan,

‘Ağın Kültür ve Dayanışma Derneklerine’ çağrımız olacak,

“Ağın’a Hasretlik Türküsü…”  isimli eseri dinledim…

Gerçekten etkilendim… Ağın İlçemizin güzellikleri renklendi…

Gönüllerde tomurlandı…

Gönül dünyamıza nakış misali işlendi…

Sözleri Ali Coşkun’a, Bestesi Burhan Tarlabaşı’na ait bu eseri,

Ağın’a, Ağınlı Hemşerilerimize taşıyalım…

Ağın’a Hasretlik Türküsünün sözleri o kadar etkileyici ki,

“Oğuz boylarından gelen Türk’lerdir,

Ağında öz lehçe arı Türkçedir…”

Ağınlı Öğretmenlerimiz, “Hasan Özmenlerimiz…”

Sadece Elazığ Şehrimizin değil, “Türkiye’nin muallimleri!”

Müderris Hüseyin Efendiden Tahtasız Hocaya…

Dünden bugünlere yüzlerde muallimimiz;

İlmiyle amil olarak coğrafyamıza ışık oldular…

Aynı zamanda onlar birer, ‘gönül erenleri…’

Türkiye’mizin, ‘hakiki mimarları…’

“Ağın’a Hasretlik Türküsü…”

O türküyü besleyen yürekli muallimlere selam ve dua ile…

25-26 Ekim 2013 tarihinde Elazığ’da gerçekleştirilen;

“Elazığ- Kazan Kültür Sanat Buluşması…”

O buluşmada kimler yoktu ki,

Ali Coşkun (Eski Sanayi ve Ticaret Bakanı)

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş (21-22 Dönem İstanbul Milletvekili)

Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu (AÜ. Genel Destek Koordinatörü)

Servet Kabaklı (Türk Edebiyatı Vakfı Bşk.)

Robert Minnulin (Tataristan Milli Meclis Üyesi-Şair)

Prof. Dr. Ferit Yusupov (Kazan Federal Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Fenzile Cevherova (Tataristan Kültür Bakanlığı)

İlmir Yamalov (Sanatçı)

Tarihi bir geceyi soluklayan güzel insanlar…

Tarihi buluşturan bu nezih gecenin vesilesiyle de,

Kısa bir ömürde efsaneleşen Abdullah Tukay’ı (1886-1913) anıyorduk…

Tukay kimdir? Özellikle de ‘genç nesil bilmeli…’

Abdullah TUKAY (1886-1913)

Kısa bir ömürde, Efsaneleşen bir büyük yıldız, O!

Daha küçük yaşta anne ve babasını kaybeden bu kahraman insan;

Medrese eğitimi alır… Bu arada, Rus sınıfına da devam eder…

İstanbul’dan gelen gazeteler ve dergileri yakından takip eder…

Dönemin fikir akımlarını inceler;

“Hürriyet, eşitlik ve kardeşlik…” taraftarıdır!

Tanzimatçılar gibi, “Fransız Edebiyatına…” ilgilidir.

Abdullah Tukay’ın şiirlerinde; “vatanın kurtuluşu…”

“milletin hürriyet…” içerisinde ilerleyip gelişmesi düşüncesi vardır!

Abdullah Tukay, ‘kendilerini milletine vakfeden yiğit bir insan…’

Milletiyle bütünleşmek, en büyük rüyasıdır şairin;

“Bütün fikrim, gece gündüz size aittir milletim

Sıhhatindedir sıhhatim, hem, illetindedir illetim

Sen mukaddessin, muhteremsin indimde bütün her şeyden

Değiştiremem bütün kâinata milletimi, milliyetimi

Bahtiyarım, bendeni etseler eğer sana nispet

Vardır niyetim, acizâne şairin olmağa

Sever benim kalbim “milli” kelimesini, bilmem neden?

Eyle milli milletimi, bahşeyle memnuniyetimi

……..

İşte budur maksadım, emelim ve saadetim

Eyledim muhabbetimi arz ben sana, ey milletim

Dost bilirsin sen beni, var buna emniyetim.”

“Ağın’ın Hasretlik Türküsü…” milli hislerimizi bir daha kabarttı!

Abdullah Tukay’ın mısralarında; Şiiriyatın manevi rıhtımında;

O geceyi bir daha yaşar gibiydim…

Bu diyarın insanında, ‘su misali…’ berrak, duru, temiz bir duruş vardır

O vakarlı duruşu bizlere yaşatan bütün dostlar sağ olsunlar…

“Ağın’ın Hasretlik Türküsü…” çok güçlü bir hissiyatın eseridir!

O hissiyatı bizlerde yaşatan; Ali Coşkun, bir siyaset adamıdır…

22 dönem Ak Parti İstanbul Milletvekilidir

59. Hükümetin Sanayi ve Ticaret Bakanıdır

O bir mühendistir, O bir akademisyendir

O bir işadamıdır,  O bir sanayicidir…

O bir yöneticidir, TOBB Başkanıdır

O bir Vakıf insandır…

Birçok Dernek, Oda, Vakıf kurucusu/ veya başkanıdır

O bir araştırmacı yazardır, çizerdir; dahası, ‘ŞAİRDİR’

Şiirin ilham kaynağında; ilim, hikmet, marifet…

Aşk ile Sevgi ile çağlamak…

Karasu Vadisi, O Vadi üzerinde tebessüm eden yüzleriyle;

Ağın, Kemaliye (Eğin)  ülkemin ‘vuslat limanlarıdır’

O limanlarda, tevazuu kanatlanmış görürsünüz…

“Ağın’ın Hasretlik Türküsü…”

Hasret kokulu, bir yanık sedadır;

O yanık seda bu coğrafyanın bir bakıma, ‘içli romanıdır’

“Gurbette hasretle yanar ağlarım

Neden öksüz kaldık ona yanarım”

Yazarın Diğer Yazıları