(Yaşanmamış umutlar)
Geçmişin ayak izlerini bulsam,
ömrün çıkmaz sokaklarında;/
Yeniden koklasam,
bahar dallarında kalan,
O mahsun anılarımı./
Hüznün ortasından uzaklaşıp,
Geçmişe uzanabilse gözlerim,/
Kurtarsam mazinin dehlizlerinden,
tozlanan umutlarımı./
Katlanan yanlızlıklarımı,
savursam baykuş kanatlarına,/
Alıp götürseler beni,
o gençlik yıllarıma./
Göğsüme yıkılan geceleri,
hançerlerle parçalayıp,/
teslim etsem bahar şafaklarına./
Ve...
Billur akan çeşmelerinden,
Su içsem kana kana../
Uyansam memleketimin
gül bahçelerinde,/
Başucumda mavi menekşelerle;/
Dinlesem yeniden,
sevişen bülbül seslerini./
Yem yeşil çimenler üstünde,
açsalar yine/
pembe beyaz kar çiçekleri/
Yeniden selamlasa bizi,
yol kenarlarından masum çalı gülleri.
Heyhat...heyhat.. mümkün mü?/
Mümkün değil elbet./
Silmiş sanki gündüzü güneş,
Geceyi siyah,/
Hiç bir şey kalmamış yaşananlardan,/
Bahar gülüşleri gitmiş,
Eser yok eskilerden./
Yüzler,bağ bozumundaki yapraklar hali,/
Zaman yarmış çehreleri,
su taşıyan ark misâli./
Bundan böyle önemi yok mutluluğun sevgilerin,/
Yeter artık boş hayâller,
Hayat sahnemden siz de çekilin./
Benden hiç bir şey bırakmadın,
Ey doyumsuz ömür.../
En son geriye kalan;
Belki bir anlık zaman..../
Borçlu kalmam sana ömür,
al sana hediyemdir,
istersen al onu da götür./
Kumaş alsınlar gece karanlıklarından,/
Dikip doldursunlar memleket toprağıyla yorganımı.../
Ve......
Alıp beraberimde götüreyim,
Yaşanmamış umutlarımı.