Ahmet KIZILKAYA

PAYLAŞMAYA HAZIR MISINIZ ?

Ahmet KIZILKAYA

 

Kadim zamanların Doğu bilgeleri der ki ‘Rabbine benzemek isteyen başkalarına yardım eder.’ Temelde dayanışmanın ve yardımlaşmanın önemine vurgu yapan bu ifade, özelde de paylaşmanın yüce bir birlik ve ilahi bir yasa olduğunu ortaya koyar.

Bu ilahi yasadır ki birbirlerini hiç tanımayan insanları, bir şemsiye altında birleştirip bütünleştirir. İnsana hizmet etmeyi ve varlığını başka insanlarla paylaşmayı bilenler, ilahi düzenin sonsuz mutluluk zincirinde bir halka olurlar. Zira paylaşma, bir şeyin azalması değil bilakis çoğalması, artması, bütünleşmesidir.

Bilge Konfüçyus  ‘ Sende bir yumurta var bende bir yumurta var. Sen bana bir yumurta versen, ben de sana bir yumurta versem ikimizde de yine bir yumurta olur. Sende bir bilgi var bende bir bilgi var. Sen bana bir bilgi versen, ben de sana bir bilgi versem ikimizin de iki bilgisi olur.’ derken paylaşmanın çoğalma olduğunu anlatır.

Temel insanlık değerleri bağlamında bakıldığında da paylaşma bir erdem, dahası bir zorunluluktur. Toplumsal barış için, varlığın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için bireyler arasındaki duygusal gerilimlerin önüne geçebilmek şarttır. Elbette ki bir toplumda varlıklıların ve yoksulların olması bir realitedir. Lakin bu kesimler arasında paylaşmanın esaslarına dayalı bir bağlantı kurulamazsa tehlike o zaman başlar ve ortaya çıkabilecek sosyal bir gerilim, potansiyel bir tehlikeye işaret eder.

İçinde bulunduğumuz kutsal Ramazan ayının manevi ikliminden bakacak olursak, paylaşmanın bir toplum için ne denli önemli olduğunu kavramak mümkün. Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de yukarıda bahsettiğim potansiyel tehlikenin varlığı ima edilerek bunun önlenmesi için çeşitli uyarılar ve düzenlemeler mevcuttur. Nitekim ideal insan modeline vurgu yapılırken ‘Onlar, varlıkta ve yoklukta infak ederler.’ buyurulur.

Varlık sahiplerinin, toplumun yoksul kesimleriyle paylaşma özverisini taşımalarının ne denli önemli olduğunun, dahası bir mecburiyet olduğunun keskin ve net ifadesidir bu.

Kuşkusuz bu çağın insanının yardımlaşma ve paylaşma adına gurur abidesi sayılacak bu tablodan alacağı çok dersler var.

Aslında Türk toplumu olarak geçmişten günümüze bir tabak yemeğini komşusuyla paylaşan bir gelenekten geliyoruz. Ancak adına modern çağ dediğimiz ve içinde bulunduğumuz bu devirde birçok konuda olduğu gibi paylaşma davranışında da sınıfta kaldığımızı söyleyebiliriz. İnsanların sosyal medya platformlarında gün içerisinde yediklerini içtiklerini paylaşmaları, insanların paylaşma davranışını anlamadaki yozlaşmış ve bozulmuş algılarının nereye vardığını göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Alt komşusunun ne yediğinden ne içtiğinden habersiz olan insanoğlu, uzak diyarlarda hiç tanımadığı insanlarla kendince birtakım paylaşımlarda bulunarak bu duygusunu tatmin etmektedir belki de.

Paylaşmaktan kasıt, salt ekonomik değerler üzerinden bir verme olayı değil kuşkusuz. Empati yapan, iletişim kuran, otobüste, tramvayda, vapurda yan yana oturup iki cümleyi bir araya getiren insan da bir paylaşım yapmış olur. Yaşam koşullarının, özümüzde var olan insani değerleri en alt düzeye indirdiği şu zamanda yeniden kendimize güvenmek, insanları hatırlamak, bozulmuş dostluk temellerini yeniden atmak ve çıkar ilişkilerini geride bırakmak zorundayız. Şu gök kubbenin altında paylaşılmayacak ne var? Yüce Yaradan’ın içimize koyduğu cömertlik duygusundan niye bu kadar uzağız? Güneşin bize verdiği ışığı, suyun bereketini, çiçeğin kokusunu, kuşların cıvıltısını kimden, niçin saklıyoruz?

Geç olmadan güne severek ve paylaşarak başlayalım. Sevginin, yaşamın kendisi olduğunu unutmayalım. Paylaşmaya hazırsanız eğer, yazıya büyük şairimiz Behçet Necatigil’in dizeleriyle son verelim.

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle sevgiyle ve huzurla kalın..

 

SEVGİLERDE

Sevgileri yarınlara bıraktınız

Çekingen, tutuk, saygılı.

Bütün yakınlarınız

Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden

(Siz böyle olsun istemezdiniz)

Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi

Kalbinizi dolduran duygular

Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz

Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.

Yılların telâşlarda bu kadar çabuk

Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde

Açan çiçekler vardı,

Gecelerde ve yalnız.

Vermeye az buldunuz

Yahut vaktiniz olmadı.

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları