Ahmet KIZILKAYA

MÜCADELE

Ahmet KIZILKAYA

Futbol kazanmak üzerine kurgulandığında ve bir futbol takımı sahaya kazanma stratejisiyle çıktığında, ortaya konan mücadele, seyredenlere fazlasıyla keyif verir. Ancak bu mücadele kimi zaman da rakibin kurguladığı oyunun sahada gerçekleşmesine engel olmak ve rakibin oyununu bozmak şeklinde olabilir. Sonuçta, kendi oyununu oynamaya çalışmak, rakibin oyununu bozmak, saha ve zemin koşullarına göre oyun içi strateji geliştirmek bu güzel oyunun hep birer parçası.

Giresun’daki Akın Çorap Giresunspor - Elazığspor karşılaşması da bütün bu planların saha içinde uygulanmaya çalışıldığı bir oyun şeklinde geçti.

Bir tarafta güçlü ve alternatifli kadrosuyla lige önceki yıllardan çok daha iyi bir giriş yapıp 5. haftada liderlik tahtına oturan A.Ç. Giresunspor, öte yandan zirveden kopmak istemeyen ve ligin ilk haftasından itibaren coşkuyla, kazanma isteğiyle belli bir futbol ritmi yakalamış Elazığspor.

Bütün bunlara ev sahibi takımın seyirci desteği, içerideki maçları kazanmış olması gerçeği ve şehrin bu yıl süper lige olan özlemini ve enerjisini güçlü bir şekilde yansıtması gibi faktörleri de eklediğinizde Elazığspor açısından zorlu bir maç olacağı muhakkaktı. Tabi A.Ç. Giresunspor cephesinden bakıldığında da Elazığspor’un daha önceki deplasman maçlarını gollü kazanması, hücum oyununu belli ölçüde başarıyla uygulaması dikkate alınması gereken parametrelerdi.

                                                                                  * * *

Maça hızlı başlayan taraf doğal olarak A.Ç. Giresunspor oldu. Enerjik tribünlerinin güçlü desteğini arkasına alan ev sahibi takım, erken gol bulup maçı kendisi açısından rahat bir konuma getirmeyi düşündüyse de sahanın ağır zemini, teknik kapasitesi yüksek oyunculardan kurulu Giresun takımına bu olanağı tanımadı. Kuşkusuz Elazığspor’un takım halinde savunma becerisini önceki maçlara oranla daha iyi uygulaması, iyi alan paylaşımı ve rakibin etkili ayakları olan Dmytro Korkishko, Junior Dale ve Diabang Dialiba’nın iyi marke edilmeleri de ev sahibi takımın bütün bir maç boyunca istediği tempoyu yakalayamamasında etkili oldu.

Elazığspor’a gelince. Savunma hattının önünde oynayan ikili Elmar Bjarnason ve Alparslan Öztürk’ün maç boyunca ayakta kalmaları ve rakibin güçlü hücum oyuncularının oynayacağı alanları iyi kapatmaları, kanat oyuncularımız Jeffrey Sarpong ve Tom Wellington’un takım savunması prensibinin gereği olarak sık sık geriye gelip bek oyuncularımıza yardımcı olmaları, hücum oyununda çok fazla etkili olmamamıza ve oyunu ileride kuramamamıza yol açtı. Bu oyun planı içerisinde oyun kurucu pozisyonundaki Andreas Tatos  da rakip tarafından iyi marke edilince topu ileriye taşıma becerimiz diğer maçlara göre daha azaldı. Buna rağmen ilk yarıda her ne kadar topla daha fazla oynasa da  A.Ç. Giresunspor iki, Elazığspor ise üç gol olabilecek girişimde bulundular.

 

İKİNCİ YARININ GÖRÜNTÜSÜ

İlk yarı boyunca hem ağır zeminle hem de birbirleriyle mücadele eden iki takım oyuncuları ikinci yarıda da yüksek mücadelenin içinde hayli enerji harcadılar. Karşısında beklediğinden daha dirençli ve oyun bozan bir Elazığspor gören Metin Diyadin, elindeki tüm hücum oyuncularını Recep Aydın’ı, Sinan Özkan’ı ve Mehmet Akyüz’ü 63. dakikadan itibaren sahaya sürüp skoru kendi lehlerine çevirmek istese de, özgüveni ve fizik kondisyonuyla ayakta kalan Elazığspor’a karşı çok etkili olamadı. Karşı hamle olarak Mehmet Altıparmak’ın yaptığı Mertan Caner - Ahmet Aras ve  Anreas Tatos - Kadir Bekmezci değişiklikleri ise oyuna zinde oyuncuları almak ve güç anlamında geriye düşmemek mantığını içeriyordu bana göre. Kenarda oturan Murat Kayalı’nın Kadir Bekmezci hamlesinin yerine daha doğru bir tercih olacağını düşünüyorum, çünkü ağır zeminde oyunu iki yönlü oynayan Murat Kayalı, bence daha iyi bir seçim olurdu. Maçın uzatma dakikalarındaki Jeffrey Sarpong - Emre Öztürk değişikliği ise tamamen oyunu soğutma ve zamana oynama hamlesiydi herhalde. Nihayetinde  maçın ikinci yarısında da gol pozisyonu az, mücadele gücü yüksek bir karşılaşma seyrettik.

OYUNUN BİZE GÖSTERDİKLERİ

Bu karşılaşma aynı zamanda ilklerin gerçekleştiği bir oyun oldu. Giresunspor evinde, Elazığspor da deplasmanda ilk kez kazanamadılar. Yine Giresunspor’un bu sezon gol atamadığı ilk maça tanıklık etti futbolseverler. İki takım adına 0-0 biten ilk maç olarak da kayda geçti bu karşılaşma.

                                                                        ***

Elazığspor, Teknik direktör Mehmet Altıparmak’ın ‘’içeride ve dışarıda kendi oyunumuzu kabul ettirip kazanmak istiyoruz.’’ düşüncesinin dışında olarak A.Ç. Giresunspor maçında daha çok rakibi bozan, oyunu kilitleyen ve hücumu ikinci plâna alan bir mantıkla oynadı. Buna rağmen Tom Wellington ve Jeffrey Sarpong’la içeri katederek gol girişiminde bulunan klasik Elazığspor hücum denemelerinin birkaç örneğini de gördük.

                                                                           ***

A.Ç. Giresunspor maçına kadar kolay gol yiyen ve pozisyon hatası yapan Elazığspor’un ligin en formda ve istekli takımı karşısında fazla açık vermemesi, rakibi ciddi gol pozisyonlarına sokmaması ve takım savunmasını önemli ölçüde başarması ve bütün bunları moralsiz biten Balıkesirspor Baltok maçı sonrası başarması takdir edilecek bir gelişmedir.

                                                                             ***

Elazığspor’un oyun planına önlem alan bazı takımlar Elazığspor’un oyunu bozar demiş ve geride kalan haftalarda bunun birkaç örneğini görmüştük. Bu maçta gördük ki Elazığspor da her ne kadar hücumu seven oyunculardan kurulu olsa da rakibin oyununu bozmada belli yetenekleri gösterebilen bir takım. Bu, uzun lig sezonu boyunca takıma avantaj kazandıracak bir gelişme.

                                                                             ***

Sonuç olarak Giresun’da ligin liderine karşı ciddi gol pozisyonları vermeden dönmek, zirveden kopmamak ve her hafta farklı oyun yetenekleri geliştirmek gelecek adına umut verici gelişmeler.

Bu takım bazen 1, bazen 3 diyerek yoluna devam edecek. İnancım ve ümidim hayli yüksek. Koşmaya ve mücadeleye devam.

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere sevgiyle ve huzurla kalın..

 

Yazarın Diğer Yazıları