Ahmet KIZILKAYA

FORVETSİZ TAKIMLAR

Ahmet KIZILKAYA

Bir tarafta attığı 4 golle  TFF 1.liginin en az gol atan, ama içeride oynadığı Adana Demirspor, Sivasspor ve Altınordu maçlarında gol yemeden berabere kalmayı başarmış, takım savunmasını , yardımlaşmayı olabildiğince beceriyle yerine getiren ev sahibi ekip Samsunspor ; öte yandan oynadığı iyi futbolu ve girdiği pozisyonları golle taçlandırmada yetersiz , ama aynı zamanda ligin en az gol yiyen üç takımından biri olan  konuk ekip Elazığspor. Bu parametreleri  baz aldığımızda  skor anlamında kısır geçmeye aday bir maçtı Samsunspor – Elazığspor maçı .. Hem kadro yetersizlikleri  hem de  hamle oyuncusu anlamında yeterli zenginliğe sahip olmayan iki takımdan Samsunspor’un  Distel Zola ve Canberk Aydın ‘dan yoksun olması onlar adına kazanmanın ne kadar zor olacağının işaretiydi. Elazığspor ise geçen hafta net bir skorla kazanarak hem Bayram Bektaş hocanın gelişini kutlamış hem de bu sezon ilk kez bir maçta üç gol atmanın özgüveniyle hayli mutlu olmuştu ve maça daha moralli başlayan taraftı. Bayram Bektaş’a  katıldığı bir televizyon programında Mehmet Yiğit ile Tom Wellington’un olmadığı hafta, sahaya sürdüğü takımın başarılı olduğunu, deplasmanda  oynanacak Samsunspor maçında başarılı olmuş takımı değiştirip değiştirmeyeceğini sormuş ve Elazığspor’da kimsenin gücenmeye darılmaya hakkının olmadığını dolayısıyla herkesin zaman zaman forma giyebileceği yanıtını almıştım. Maça da geçen haftaki kadrodan Gilles Binya , Lamjed Cheoudi ve  Ali Fırat olmaksızın başladı Bayram Bektaş’lı Elazığspor. Sağ bekte Hakan Bilgiç, sol önde Berk Yıldız, sağ açık pozisyonunda da Tom Wellington tercihi  Elazığspor’un önceki haftadan farklı bir görüntü vereceğini akıllara getirmişti. Aslında bu tercihler, Elazığspor’un çok da yadırganmayan hatta alıştığımız bir kadro şekillenmesiydi. Maça her iki takım da kontrollü başladı. Ancak ilerleyen dakikalarda ayağında daha çok top tutan, atak oynamaya çalışan ve cılız da olsa hücum etmeye çalışan bir Samsunspor gördük. Elazığspor’un  ise orta sahayı kalabalık tutarak, rakibin üzerimize geldiği dakikalarda kontratak futboluyla sonuç almaya çalışan bir görüntüsü vardı. İlk ciddi atağımızı 21. dakikada geliştirdik. Onur Güney’in soldan yaptığı etkili ortayı Ömer Yıldız değerlendirebilse her şey bizim lehimize gelişecekti ama olmadı. Daha sonra 27 ilâ 37. dakikalar arasında çok etkili olmasa da ataklarımız oldu. Samsunspor ‘un ise biri serbest vuruş olmak üzere ilk yarı boyunca üç tehlikeli pozisyonu vardı kalemizde. Maçın ilk devresinde  gol atma anlamında  ne kadar kısıtlı bir takım olduğunu gördüğümüz  Samsunspor’un , yoruldukça oyundan düşeceğini ve Elazığspor’un  ikinci yarıda maça ağırlığını koyacağını düşünmüştük. Aslında öyle de oldu. 43.dakikada Ömer Yıldız- Lamjed Cheoudi  değişikliğini yaparak ilk hamlesini gördüğümüz Bayram Bektaş  67. Dakikada Hamidou Traore – Mesut Saray, 85. dakikada da Murat Kayalı- Gilles Binya değişikliklerine imza atarak maçı lehimize çevirmeye çalıştı. Elazığspor bu yarıda  fazlaca gol pozisyonu üretti, ama ceza sahası içine kadar top taşıma becerisi olan takımımız, son vuruşlardaki beceri eksikliği, zamanlama hatası ve topla gereksiz  oynama gibi negatif yönleriyle  maçı lehine çevirecek golü bir türlü bulamadı . Oysa, hamle oyuncusu olmadığı için 90. dakikaya kadar maça başladığı kadroyla devam eden ve ilk oyuncu değişikliğini ancak 90.dakikada yapabilen Samsunspor  hayli yorulmuş ve 75. dakikadan sonra   ancak uzun toplarla etkili olmaya  çalışan bir takım görüntüsüne bürünmüştü. ŞUT  EKSİĞİMİZ Bir hafta önceki Mersin İdman Yurdu maçında maç boyunca şutlar atan ve yayın önünden atılan  şutlarla goller bulan Elazığspor’ un bu maçta şut atmayı unutması hele ilk yarı boyunca tek bir şutta kalması anlaşılır şey değil. Gerçek anlamda etkili bir santrafora sahip olmayan Elazığspor’un deplasmanda bolca gol pozisyonuna  girdiği halde hiçbirini değerlendirememesi, sadece ceza alanı beceriksizliğiyle açıklanamaz. Bunun bir sebebi de takımın maç boyunca şut atmayı çok  düşünmemesiyle izah edilebilir. Hele rakibin kalesinde genç ve deneyimsiz bir kaleci varken bunu yapmamak, kazanmamızı engelleyen faktörlerden birisiydi bana göre.  Teknik direktör Bayram Bektaş’ın deplasmanda 1 puanın kötü olmadığı yönündeki açıklamasını zorlu bir rakiple oynasak kabul ederim de kendi eksikliğimiz ve oyuna yapılan hamlelerdeki hataları görünce makul karşılayamam. BU MAÇIN BİZE GÖSTERDİĞİ *Bayram Bektaş hocanın Ömer Yıldız’ ı Lamjed Cheoudi ‘yle değiştirmesi doğru bir karardı ama değişikliğin zamanlaması doğru değildi. *Üstümüze çok da etkili gelemeyen bir rakip karşısında Hakan Bilgiç’i sağ bek bölgesine hapsetmek onun meziyetlerinden yararlanamamamıza neden oldu diyebiliriz. Genç Ali Fırat da o bölgede yeterince sağlam durabilirdi. Hakan Bilgiç ilerleyen dakikalarda daha ön bölgede inisiyatif alabilen bir pozisyona kaydırılabilirdi. *Tom Wellington bu maçta hem rakibin alanını iyi kapatması hem de kendisinin yetersiz oyunu nedeniyle hücum anlamında yeterince katkı sağlayamadı. Oyundan çıkması gereken oyuncu Hamidou Traore değil Tom Wellington ‘du. *Mesut Saray oyuna alınınca sol öne monte edilip Berk Yıldız daha etkili olacağı sağ kanada çekilebilir ve ters ayaklı çizgi oyuncusu olarak kendisine şut alanı yaratmasına imkân tanınabilirdi tıpkı Mersin İdman Yurdu maçında olduğu gibi.  *Hem Lamjed Cheoudi’nin hem de Gilles Binya’nın oynadıkça daha iyi olacaklarına ve bu takıma en azından devre arasına kadar katkılarının olacağını düşünüyorum. *Bayram Bektaş hocanın bu maçtaki okumasının, Mersin İdman Yurdu maçındaki kadar doğru ve başarılı olduğuna inanmıyorum. Tanıdığımız Bayram Bektaş hoca bir puana razı olmasa bu maçı lehimize değiştirecek şablon değişikliğini ve hamle zamanlamasını daha iyi yapabilirdi diye düşünüyorum. Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle sevgiyle ve huzurla kalın…

Yazarın Diğer Yazıları