Ahmet KIZILKAYA

ELAZIĞSPOR'UN GECİKMİŞ DOĞRULARI

Ahmet KIZILKAYA

Bugünlerde 50. kuruluş yıldönümünü kutladığımız Elazığspor’un neredeyse son 30 yılını, acı ve tatlı tüm boyutuyla sezon sezon hatırlıyorum. Liseye başladığımız ilk zamanlarda bazen okulu asarak bazen de hafta sonu tatillerinde stadyumun yolunu tutup nasıl tribün mesaisi yaptığımızı asla unutamam. Hayatımız boyunca hiç gitmeyeceğimiz, hiç görmeyeceğimiz, kuş uçmaz kervan geçmez yurt köşelerinde hangi şartlarda deplasman yaptığımızı, bazen şen şakrak bazen de hüzünle dolu yol hikâyelerimizi, hafızamın derinliklerinde ilk günkü canlılığıyla muhafaza ediyorum. Çatısız ve korunaksız tribünlerde yağmura, fırtınaya ve tipiye inat coşkuyla söylediğimiz marşları, yaptığımız tezahüratları ve yaşadığımız heyecanı satırlara dökmeye kalksam birkaç ciltlik bir ansiklopedi olur. Benim tanıklık ettiğim bu 30 yıllık serüven içerisinde kulübü zora sokan nice başkanlar, yöneticiler, futbolcular geldi geçti. Tabi bir o kadar da değerli insan taşın altına ellerini koyup risk aldılar ve kulübü yaşatmak adına olanca enerjileriyle çaba ortaya koydular. Kimileri bu koca kulübü siyasete ve ticarete kurban ederken kimileri de bir taraftar duygusallığıyla hareket edip Elazığspor’un bir ‘baba çiftliği’ değil kamunun ortak malı olduğu prensibine saygı gösterdiler. * * * * *           ****** Komşu kent takımlarının neredeyse tamamının amatör kümelere kadar düştüğü futbol arenasında, her şeye ve herkese rağmen bugün bu takım ayaktaysa, hem yapılan doğrulara vurgu yapmak hem de yapılması gerekenlere dair düşüncelerimizi, öznel yaklaşımımızı paylaşmak boynumuzun borcudur. Bu anlamda kulübü içine düşürüldüğü girdaptan çıkarmak, FIFA’nın verdiği puan silme cezalarını kaldırmak ve kulübü yeniden var etmek adına yapılan hamleleri takdir etmek bir görev ve vicdanî sorumluluktur. Sağduyu da bunu gerektirir. Bununla birlikte, son bir yılda ortaya konan emeklerin boşa gitmemesi ve risk faktörünün en aza indirgenmesi için yapılan doğruların artarak devam etmesi, hatadan ve yanlıştan olabildiğince uzak kalınması şart. Kulübü tekrar borç batağının içine sürüklemek, hesapsız kitapsız, plânsız programsız işlere muhatap etmek, transfer hovardalığına kapılmak, küllerinden doğmaya başlayan Elazığspor’u ölümcül bir  girdaba sokar ve bu kez kurtuluş mümkün olmaz. Bu anlamda Sedat Karataş başkanlığındaki mevcut yönetim, ortaya koyduğu yol haritasında bu türden yanlışları yapmayacaklarını net bir biçimde ortaya koydular. Bazılarınız diyebilir ki bir kulüp yönetilirken elbette ufak tefek hatalar olacaktır ve bunlar birtakım doğru hamlelerle negatif etkisi en aza indirilebilir işlerdir. Bu düşünceyi anlayışla karşılarım, ancak özellikle son iki üç sezondur yapılan büyük yanlışların tortusu henüz tam olarak kaldırılamamıştır ve bu durum bugünkü yönetime küçük hatalar yapma avansı dahi vermemektedir. Elazığspor yönetiminin mecazi anlamda sırat köprüsünden geçme gibi bir durumu söz konusu. Sevindirici olan şu ki geride kalan 1 yıllık süreçte kurtuluş adına önemli bir yol alındı. Herkesin, bu takım artık iflah olmaz, kimse kurtaramaz dediği bir ortamda bana göre kısa zamanda iyi iş çıkardılar ve tüm kamuoyunu şaşırttılar. Eksikleri olmadı mı oldu tabiki, ama bu kadar zor bir süreçte futbolumuzda pek örneği görülmeyen FIFA cezasının bir kısmını kaldırmak için yapılan ciddi girişimin sonuç vermesi, kulüp tarihimizde de Türk futbol tarihinde de ender rastlanan türden bir başarıdır. Bu sezon sonu yaşanan bazı talihsizlikler ve kulübün yeniden sahipsiz kalma ihtimali ve kayyum hikayelerinin yeniden gündeme gelmesi gibi talihsiz ara dönem bir tarafa bırakılacak olursa Elazığspor’un son 1 yılında hem finansal hem de sportif parametrelerde belli bir standarda ulaştırıldığı apaçık görülmektedir. Bu, göz ardı edilecek bir durum değildir. Ancak, sponsorluk- kalıcı gelir ve kurumsallık adına henüz güçlü ve somut gerçekleşmeler göremedik. Bu sezonla birlikte bu anlamda da bazı adımların atılma ihtimali olduğunu var sayıp yönetime güvendiğimizi belirtmek isterim. Tabi bu anlamda yükü sadece yönetim kuruluna bırakmayıp şehrin il içindeki ve il dışındaki tüm dinamiklerinin devreye sokulması lazım. Her şeyi yönetim kurulunu omuzlarına yüklemek vicdani değildir. Bu tür beklentiler karşılanırsa yönetimin de enerjisinin artacağı ve daha güçlü hamleler yapacağı açıktır. Yarım asırlık bir maziye ulaşan güzide kulübümüzün, bugün süper ligde olmasını  ve Avrupa kupalarını hedeflemesini herkes gibi ben de isterdim. Ancak kulübün onca  büyük badirelerden çıkarılıp bugünkü noktaya taşınması, Elazığspor ve Elazığsporlular adına büyük bir kazançtır. Süper lig ve süper ligde önemli işlere imza atma hayalimiz, yapılan işlere bakılınca gerçekleşme ihtimali olan hayaller gibi duruyor. * * * * *       * * * * * Yönetimin 50. yıl kutlamaları kapsamında arka arkaya düzenlediği etkinlikler, genel anlamda olumluydu. Kamuya açık olarak yapılan kutlamalarda şehir halkının organizasyona dahil edilmesi fikri ve türlü mekânlarda yapılan coşkulu gösteriler önemliydi. İl dışında olduğum için ne yazık ki bu kutlamalara katılamadım ama ekranlardan gördüğüm tablo 1 yıl içerisinde nereden nereye geldiğimizin somut bir ifadesiydi. Hele o çocukluğumun kahraman futbolcularını sahnede görmek beni son derece mutlu etti, eminim benim gibi düşünen on binler var. Şehrin sınırları içinde kalıp dış dünyaya yeterince sesimizi duyuramasak da eski futbolcular ve hocaların ve başkanların sahnede onore edilmesi camia olmak adına yapılmış doğru işlerdi. Bu türden dayanışma gösterileri artarak devam etmeli, bunlar camiayı daha güçlü kılacak işlerdir. * * * * *      * * * * * Yeni sezon hafta sonu başlıyor. Ekonomik darboğazı tam olarak aşamayan Elazığspor, temennimiz odur ki transfer tahtasının açılması da dahil sezona sorunsuz bir giriş yaparak başlasın. Bir ve beraber olmanın, acıyı, sevinci ve zorlukları paylaşmanın bizi güçlü kılacağı muhakkak. Bu anlamda hepimize sorumluluk düşmektedir. Bu birlikteliği sağladığımızda sezon sonu çok iyi yerlerde olabilir, şampiyonluk kupasını bu şehre getirebiliriz. Elazığspor’un yeni transferlerine dair görüşlerimi bir sonraki yazımda kaleme alacağım. Hazırlık maçlarında aldığımız mağlubiyete bakarak karamsarlık girdabına girmeye gerek yok. Aynı şekilde aldığımız galibiyetlerin ayaklarımızı yerden kesmesi de gerekmiyor. Son Erzurum Büyükşehir maçında gördük ki bazı mevkilerde eksiğimiz olsa da iyi bir takıma sahibiz ve takımın başında doğru seçilmiş bir teknik direktör var. Sabırla bekleyelim ve destekleyelim, gerisi gelecektir. Yeni sezon tüm takımlarımıza hayırlı olsun ve Elazığspor’a uğur getirsin. Yeni sezonun bu ilk yazısıyla, yeniden sizlerle buluşmaktan son derece mutluyum. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle sevgiyle ve huzurla kalın..  

Yazarın Diğer Yazıları