Ahmet KIZILKAYA

DOĞRULARIN EFENDİSİ ELAZIĞSPOR

Ahmet KIZILKAYA

  Elazığspor’un mevcut kadro kalitesini ve kapasitesini düşündüğümde Göztepe maçının 5-2 kazanılmış olmasını abartmaz ve Elazığspor maça iyi hazırlanmış, maçı istemiş ve kazanmış, der geçerdim. Ancak haftalardır oynadığı futbol ve aldığı saha sonuçları eleştiri konusu olan, kendisinden beklenen patlamayı bir türlü gerçekleştiremeyen, kenar yönetiminin hamleleri ve tercihleri tartışmalara neden olan ve dahası kendi evinde oynadığı maçlarda vasat takımlara dahi puanlar kaptıran üstelik de hafta boyunca teknik direktörünün geleceği hakkında türlü spekülasyonlar üretilen Elazığspor’u yorumlamam gerektiğinde söyleyecek birkaç sözümün olacağını biliyorum. İki hafta önce içeride oynadığımız Eskişehirspor maçında baskılı oynamamıza rağmen golü bulamamış ve beraberliğe razı olarak iyi oyunla teselli bulmuştuk. Oysa haftalardır puan kaybeden Elazığspor’un rakip kim olursa olsun kazanma gibi bir zorunluluğu vardı. Geçen hafta Giresunspor maçında da beraberliği koruyamayarak maçtan 2-1 mağlup dönülmesi ‘nereye gidiyoruz?’ sorusunu getirmişti akıllara. Bu anlamda Göztepe’nin puantajdaki  yeri  ne olursa olsun kazanmaktan başka çaremiz yoktu. Ama bu nasıl olacaktı ?  Devre arası transferleriyle eksik bölgelerini tamamlayan, alternatifli bir kadro oluşturan takımımız, uzun zamandır bir arada oynamanın avantajını kullanabilse her maçtan puan ya da puanlar alacak potansiyelde bir ekip. Ama bu avantajımızı bugüne kadar kullanabildiğimizi söylemek mümkün değil. Oysa öteden beri elimizdeki oyuncu kadrosundan yeterince verim alamamamızın temel gerekçesi oyuncularımızın mevkilerinde ve saha içi dizilişlerindeki tercih hatalarıydı. İç saha ve deplasman oyun stratejilerimizin tartışma götürür yanlarının olması da bir başka negatif yönümüzdü. İzmirli Göztepe karşısına Çağlar Şahin Akbaba,  Hakan Bilgiç, Mehmet Yiğit, Ozan Tahtaişleyen, Onur Güney, Çağrı Ortakaya, Hamidou Traore, Tom Wellington, Yossef Yeşilmen, Aldin Cajic ve Muhammed Kehinde’den kurulu kadroyla çıkan Elazığspor, 4-2-3-1 dizilişiyle yer aldı sahada. OYUNCU MEVKİLERİNDEKİ DEĞİŞİM Göztepe karşısına çıkarılan bu kadro eleştirilecek bir kadro değildi, ama Bayram Bektaş’ın yaptığı asıl doğru, oyuncuları doğru mevkilere yerleştirmesiydi. Çağrı Ortakaya ve Hamidou Traore’nin ikili ön liberoda değerlendirilmesi; sol kanatta Yossef Yeşilmen’in, sağ kanatta Tom Wellington’un ve nihayet forvet arkasında Aldin Cajic’in yer alışı uzun zamandır beklediğimiz bir hamleydi. Takımın beyni durumundaki bu bölge doğru kurgulanınca tek forvet olarak ileride oynayan oyuncumuz Muhammed Kehinde, hiçbir maçta girmediği kadar gol pozisyonuna girip en verimli maçlarından birini çıkardı. GÖZTEPE’NİN İKRAMI Tabi bu bölgede bu kadar üretken olmamızda ve ilk 23 dakikada üç gol bulmamızda Göztepe teknik direktörü Okan Buruk’un yaptığı taktik yanlışların da önemli payı var. Elazığspor haftalar sonra en doğru tercihlerle maça başlarken aksine Göztepe de bir o kadar hatalı bir stratejiyle başladı maça. Kendi sahasında bile çift forvet tercihini kolay kolay düşünmeyen Okan Buruk’un, bu maça Adis Jahovic ve Umut Nayır’dan kurulu çift forvetle başlaması, orta alanda da Hakan Barış,-Murat Akın-Tayfur Bingöl tercihi ekmeğimize yağ sürdü. Jean Gosso ve Prince Segbefia gibi oyun kurabilecek ve oyunun temposunu ayarlayabilecek oyuncuların olmaması, Elazığspor’un orta alanı çok çabuk geçmesine ve kanat bindirmelerini çok seri gerçekleştirmesine yol açtı. İLK YARIDA GOL SAĞANAĞI Henüz maçın 5.dakikasında uzun bir taç atışıyla topu önünde bulan Halil Akbunar’ın ceza alanımıza girip attığı şutla golü bulmasının dışında ilk yarı boyunca hiçbir varlık gösteremeyen Göztepe, Elazığspor’un orta alanda kaptığı toplarla hem ortadan hem kanat bindirmelerinden bulduğu golleri seyretmekten başka bir şey yapamadı. İlk 23 dakikada kazandığımız üç gol ve ilk yarı sonunda edindiğimiz 4-1’lik üstünlük Elazığspor’un futbol adına yapılması gereken tüm işleri saha içinde yaptığının bir göstergesiydi. İKİNCİ YARI İlk yarı yaptığı hataların farkına varan Okan Buruk, ikinci yarıya ikinci oyuncu değişikliğiyle başlayıp Jean Gosso’yu oyuna alsa da bana göre içeride iki forveti  varken Sinan Özkan’ı sahaya sürmesi yine bir hataydı. Üstelik atı alan Elazığspor, Üsküdar’ı çoktan geçmişti. İlk yarı skor üstünlüğünün verdiği rahatlıkla oyuna başlayan Elazığspor, ikinci yarıda da daha çok pozisyona giren taraftı. Murat Akın’ın ayağından yediği 90 artı 1.dakikadaki gole bile razı olmayan takımımız hemen bir dakika sonra 90 artı 2. dakikada Tom Wellington’la bir gol daha bulup maçı farklı kazanan taraf oldu. ÇIKARILACAK SONUÇ Elazığspor bugüne kadar kadro gücü ve takım kapasitesiyle örtüşmeyen kötü sonuçlar alırken kadro tercihleri ve oyuncuların doğru mevkilerinde oynatılmaması bunda çok belirleyiciydi. İlk defa bir maçta bu kadar doğru stratejiyle ve sağlam tercihlerle sahaya çıktık ve neler yapabileceğimizi gördük. Hep eleştiri konusu yaptığımız statik oyun şablonu ve hamleler değişince Elazığspor’un saha içi gücü önemli ölçüde arttı, kanatlar çalıştı ve pas kalitesi yükseldi. Oyuncu değişiklerindeki anlamlı hamleler ve zamanlama, maç erkenden lehimize kopmuş olsa dahi doğruydu. Şimdiye kadar yapılmayan doğrular arka arkaya yapılınca daha önceki maçlarda alabileceğimiz puanları nasıl kendi hatalarımızla kaçırdığımızı düşünüp hayıflandık. Bu galibiyet, takımın kaybolan özgüvenini tam zamanında olarak yeniden kazanmasını sağlar ve gelecek haftalar adına güçlü umutlar beslememize sebep olur. Elazığspor taraftarıyla ve diğer tüm bileşenleriyle inançlı bir şekilde sahaya çıktığında neleri başarabileceğini bir kez daha tüm spor kamuoyuna gösterdi. Bu galibiyette emeği geçen herkesi yürekten tebrik ederim. Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle sevgiyle ve huzurla kalın.        

Yazarın Diğer Yazıları