YARALARIMIZ SARILIYOR

Elazığ, cuma günü yaşanan depremin ardından büyük çaplı bir yıkımın olmamasına rağmen depremde vefat eden 40 hemşerimizin yasını tutuyor.

Genelde kentsel dönüşüm alanı olarak ilan edilen bölgelerin dışında oluşan yıkımlar, hem dönüşümün alanını hem de gerekliliğini bir kez daha gündeme getirdi.

Geçmiş yıllarda Kızılay, Karşıyaka, Aksaray, Sürsürü gibi mahallelerin kentsel dönüşüm kapsamına alınmasına rağmen, dönüşüm konusunda adı bile geçmeyen Mustafa Paşa mahallesinde 2 binanın yıkılması, birçok binanın ağır hasar alması, gözlerin tüm eski yapılara çevrilmesine sebep oldu.

KENTSEL DÖNÜŞÜM HEMEN

6.8 gibi şiddetli bir depremin yıkıcı gücüne şimdilik dayanan birçok eski yapıların bu depremle oldukça yorulduğunu ve yıprandığını ifade eden uzmanlar, bu deprem de gösterdi ki, 2000 yılı öncesi yapılan tüm binaların dönüştürülmesinin şart ve elzem olduğunu belirttiler.

KÜÇÜK HESAP ÖNEMLİ DEĞİL

2000 yılından önce mevcut deprem yönetmeliğinin yürürlükte olmadığı dönemlerde yapılan ve birçoğunun yaşı 30 ve daha yukarı olan binaların dönüşümüne tüm mülk sahiplerinin ittifakıyla hemen başlanılması gerektiğini ifade eden uzmanlar, bu konuda mülk sahiplerinin de sistemi tıkayacak daha fazla rant elde etme ısrarlarından vazgeçmeleri gerektiğini belirtiyorlar.

MEZARDA PARAYA İHTİYAÇ YOK

Kat sahiplerinin kentsel dönüşüm pazarlıkları esnasında süreci tıkayacak, müteahhitleri anlaşmadan vazgeçme noktasına getirecek, kendi evinin değerinden daha çok bir kazanım taleplerinin doğru olmadığını belirten uzmanlar, buna karşın müteahhit firmaların da vatandaşı boğacak bir sözleşme ile mülk sahiplerinin karşısına çıkmaması gerektiğini ifade ediyorlar.

Mülk sahiplerinin yaşanan depremle birlikte kendi çürük dairesi karşılığında güvenli bir daire almaktan daha fazla bir talepte bulunmalarının yanlış olacağını ifade eden uzmanlar, çok kar edeyim diyen vatandaşların bu dönüşümün önünde engel olacağını ve olası bir depremde de yıkımdan kaçamayacaklarını belirtiyorlar.

REVİZE İMAR PLANI GELECEĞİ GÖRDÜ

Elazığ’da geçtiğimiz yıllarda yapılan ve birçok kesimden tepki alan imar revize planının, vatandaşlara ada bazlı bir dönüşümü getirdiğini, Nailbey, Kültür, Mustafa Paşa, İzzetpaşa, Rızaiye ve İcadiye gibi  eski yerleşim bölgelerindeki binaların birçoğunun 1980 ve 90 yıllarda, deprem yönetmenliğinin olmadığı dönemlerde inşa edildiğini belirten uzmanlar, bu plana dönüşün şart ve çok gerekli olduğunu ifade ediyorlar.

Yeni imar revize planının olası depremler düşünülerek hazırlanmış, binaların dönüşümü ile birlikte cadde ve sokakların genişletilmesi, sosyal donatı ve yeşil miktarının artırıldığı bir plan olduğunu ifade eden uzmanlar, bu konudaki en büyük handikabın ada bazında yaşayan yüzlerce kat sahibinin anlaşmasının zorluğu olarak gösteriliyordu.

BAŞKAN ŞERİFOĞULLARI DİKKAT ÇEKMİŞTİ

Geçtiğimiz hafta Kanal 23 ekranında yayınlanan ajanda programına katılan Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları da 2017 yılında yapılan imar revize planının şehrin geleceği ve depremsellik açısından başarılı bir plan olduğunu, ancak buradaki en büyük sorunun ada bazlı yapılacak dönüşümde o bölgede yaşayan ve mülk sahibi olan insanların bir araya gelerek ortak karara varmalarının zorluğu olduğuna dikkat çekmişti.

MUSİBETTEN DERS ÇIKARMAK

Elazığ Belediye Başkanının da en önemli handikap olarak gördüğü tarafların bir araya gelerek ortak bir karara varma sorunu, 6.8 şiddetini yaşayan tüm hemşerilerimiz tarafından artık sorun olarak çıkması gerekiyor. Küçük hesaplar yaparak fazla rant elde etmenin zamanının geçtiğini ifade eden uzmanlar, bu konuda kamu kurumlarının da desteğiyle dönüşüme acilen başlanması gerektiğini ifade ediyorlar.

SİSTEM KURULMALI

Eski yerleşim bölgelerinde bulunan ve dönüştürülmesi gereken binaların bir an önce yıkılarak yeni imar revize planına göre yapılması konusunda vatandaşlarla müteahhitler arasında uygulanacak ve metrekare bazlı olarak hesaplanacak bir sistemin Elazığ Belediyesi tarafından belirlenmesi ve bunun ilan edilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, bunun gerçekleşmesi ile kısa sürede birçok binanın yıkımına başlanacağını ifade ediyorlar.

Vatandaşların kendi eski dairelerinin konumu, cephesi ve avantajlarının pazarlık unsusu yapılmasının doğal olduğunu, bu sorunu da mevcut her bir daireye belirli kriterler gözetilerek puanlar verilmesi, binaların tamamlanmasının ardından da aynı puana denk gelen dairenin kat sahibine verilmesinin süreci oldukça hızlandıracağını ifade ediyorlar.

DEVLET, TÜM VARLIĞIYLA ELAZIĞ’DAYDI

Depremin ardından birkaç saat içinde 3 bakanın şehrimize gelmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cumartesi günü ilimize gelip depremde hayatlarını kaybeden hemşerilerimizin cenaze namazına katılması, ardından da yıkımın yaşandığı mahallere gitmesi devletin tüm hatlarıyla ilimizde olduğunun bir göstergesi oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ardından çok sayıda devlet görevlisi, son başbakan Binali Yıldırım, birçok yeni ve eski bakanlar, milletvekilleri ve bürokratlar şehrimize geldiler.

BELEDİYE TÜM HATLARIYLA SAHADA

Depremin ardından tüm kurumlar gibi Elazığ Belediyesi de tüm iş makinaları, arama kurtarma ekipleri, itfaiye teşkilatı, altyapı ile ilgili tüm birimler ile halkımıza ihtiyacı olan tüm malzemeleri ulaştıran birimleri ile tam kadro sahadaydı.

Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, hem afet koordinasyon merkezindeki alınan kararları sahaya yansıtmak, hem çalışan ekipleri koordine etmek, hem de arama kurtarma faaliyetlerini takip etmek için hep halkın yanında oldu.

TÜRKİYE, ELAZIĞ’A NEFES OLDU

Yaşanan depremin ardından yaraların sarılması için tüm ülke sathından yardımların yağmur gibi yağması da hemşerilerimiz duygulandırdı. AFAD’ın yardım kampanyası ile ACUN’un Tv 8 ekranlarında başlattığı yardım kampanyasında oldukça yüklü miktarda bağış toplandı.

Acun’un bağış kampanyasına telefonla bağlanan ilimizin yetiştirdiği genç işadamlarından har Holding Yönetim Kurulu Başkanı Av. Burak Soylu’nun 2 milyon bağışta bulunması tüm Elazığlıları gururlandırdı.

Burak soylu ile birlikte birçok işadamı ve sanatçılar da bağışta bulundular.  Elazığ depremiyle birlikte tüm ülke insanının ve kurumların bir ve beraber olması ülkemizin geleceği ve bekası için de önemli bir gösterge oldu.