YANGINLARIN YÜZDE 95'İ İNSAN KAYNAKLI

Nisa Yılmaz/Elazığ Orman Bölge Müdürü Ziya Polat, Hakimiyet Gazetesi'ne bölgede ve ülkede meydana gelen orman yangınlarının nedenlerini açıkladı.

YANGINLARIN YÜZDE 95'İ İNSAN KAYNAKLI
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Polat, küresel ısınma ile birlikte orman yangınlarında meydana gelen artışların insan kaynaklı faktörlerden de etkilendiğini söyleyerek, tahrip olan bölgelerde yapılan ağaçlandırma çalışmaları ve mevcut ormanların korunmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Tedbirsizlik sonucu kırsal alanlarda yangın meydana geldiğini söyleyen Polat, “Son günlerde ülkemizde olduğu gibi Elazığ’da da kırsal alan yangınları artmış durumda. Bu tür arazi yangınlarının temelinde tedbirsizlik ve dikkatsizlik yatıyor. Buna ek olarak küresel ısınma ve yüksek sıcaklık da yangınların meydana gelmesine sebep oluyor. İlkbaharın yağışlı geçmesinden dolayı otluk alanlarda artış meydana geldi. Yangınların yüzde 95’i insan kaynaklı faktörlerden meydana geliyor. Geri kalan yüzde 5 ise yıldırım düşmesi ve elektrik tellerinden kaynaklı durumlar.  Yangının en yoğun olduğu bölgeler; ibreli ormanların yer aldığı, insan sayısının fazla olduğu İzmir, Muğla, Antalya, Mersin ve Adana’ya uzanan bölgeler yangın için en hassas olan yerler. Orman Genel Müdürlüğü, hava ve yer araçlarıyla bir ordu gibi gece gündüz çalışıyor.”

ORMAN YANGINLARINDA 100'ÜN ÜZERİNDE ŞEHİT VERDİK

Polat, “Yangın başladıktan ve belli bir aşamaya geldikten sonra felakete dönüşüyor. Özellikle rüzgar faktörlü birlikte büyüyen yangını söndürmek kolay değil. Bu nedenle yangının önünü almak ve nereye doğru ilerleyeceğini kestirmek pek kolay olmuyor. Bu ormanların içerisinde canlı yerleşim yerleri de mevcut; otel, ev gibi… Orman genel müdürlüğü de ilk olarak bu yaşam alanlarını garantiye alıyor. Yangının bu yerleşim yerlerine ulaşmasını engelliyor. Yangın söndürme aşamasında yer alan tüm arkadaşlarımıza kolaylıklar diliyorum, işleri kolay değil. Orman yangınlarında bugüne kadar yangında ve kazada hayatını kaybeden 100’ün üzerinde şehit verdik” şeklinde konuştu.

MANGAL KÜLTÜRÜ, YANGINA SEBEP OLAN EN BÜYÜK FAKTÖR

Piknik alışkanlıklarının ormanlar ve yeşil alanlar üzerinde tahribata neden olduğunu söyleyen Polat, “Orman bir ekosistemdir. İçinde ağaçların, hayvanların, bitkilerin ve mikroorganizmaların yaşadığı bir sistemdir. Ağaçları koruyarak, içerisinde yaşayan canlıları da korumuş oluyorsunuz. Fakat ormanları güçlendirmek için daha fazla ağaçlandırmaya ve bakıma ihtiyaç var. Son yıllarda bölgemizde ağaçlandırma sahaları arttı. Toplumun hayat standartlarının yükselmesiyle birlikte insanlar, hafta sonu ve tatillerde ormanlık alanlara, su kenarlarına pikniğe gidiyor ya da bağ evlerine gidiyorlar. Bazen temizlik, yemek ya da mangal yakarken en ufak bir tedbirsizlik sonucu yangın çıkabiliyor. Bunun yanında ormana atılmış izmaritlerden, cam şişelerden dolayı yangınlar meydana geliyor. Bir yandan anızlar var. Biçer-döver işleminin ardından hemen anız yakanlar oluyor. Biçer-döver işlemesi sırasında da bir kıvılcımdan kaynaklı yangın çıkabiliyor. Anızlarda çıkan yangınlara orman müdürlükleri müdahale ediyor. Belediyelerimize ait itfaiye ekipleri de yangını söndürmede yardımcı oluyor ama daha çok arazözlerimiz olası bir yangına karşı teyakkuzda oluyor. Yangın altyapımızı bu konuda geliştirdik” dedi.

KÖYLERE MİNİ İTFAİYELER DAĞITTIK

Olası bir yangın ihtimaline karşı köylere su tankerleri dağıttıklarını söyleyen Polat, şunları ekledi: “Yangın alanlarında ağaçlandırma sayısında Türkiye’de ikinci derece yangını söndürmede şehirler arasına girdi Elazığ. Elazığ’da 6 arazöz, su ikmal ve il müdahale aracı ile Çakmak, Pincirik, Gezin, Merkez, Harput, Karakoçan, Palu ve Kovancılar’da yangın müdahale ekibimiz var. Elazığ’ın tüm alanına bu şekilde hızlıca ulaşmış oluyoruz. Köylerimize su tankeri dediğimiz küçük itfaiyeleri dağıttık. Bu süreçte çok işe yaradığını gördük. Köy muhtarlarımız bu şekilde çıkan yangınlara çok hızlı bir şekilde müdahale etti. Doğal bitki örtümüz meşe ve mera bitkileri. Ve bu bitki örtüsünü oluşturmak uzun ve meşakkatli bir zaman aldı. Bunun temeli hem erozyona karşı mücadele etmek hem de küresel ısınmaya karşı yeşil alanları artırmak.  Elazığlı hemşerimiz yangın konusunda duyarlı, bu duyarlılıklarını devam ettirmelerini istiyoruz. Zor şartlarda oluşturduğumuz ormanlık alanları ufak bir dikkatsizlik sonucu kaybetmek istemiyoruz. Ormanlık alanları ne kadar artarsa biz de o kadar nitelikli ve kaliteli bir yaşam sürer, miras bırakırız. Yeşili korumak bir vatani görevdir, askere gitmek, vergi vermek gibi… Ne ölçüde emek verirsek insanlık adına o ölçüde sonuç alırız. Yeşil alan en az su kaynakları kadar önemli. Elazığ basını da bu duyarlılığın oluşmasında çok örnek bir hassasiyet gösteriyor. Bu anlamda size teşekkür ediyorum.”

YAŞANABİLİR ALANLARI SÜRDÜRMELİYİZ

Polat ayrıca; “Fabrikalaşma ile birlikte dünyaya salınan karbondioksit ve diğer sera gazlarının miktarı arttı. Bunun artmasıyla iklim değişimi ve ısınma meydana geldi. Bitki çeşitliliği ve flora da buna bağlı olarak değişiyor. Hayvan göçleri yaşanıyor. Hükümet elbette buna karşı kararlar almalı ama toplumun da bu bilinçte olması gerekiyor. Çocuklarımıza emanet edeceğimiz dünyayı geliştirip güzelleştirmek adına yaşanabilirliği devam ettirmemiz gerekiyor. Vatandaşlarımız olası bir duman halinde hemen Alo 177 orman yangın ihbarı hattını arayarak, yangın yerine kısa sürede müdahale etmemize yol göstermeleri ve yardımcı olmamız, temennimiz. Bu hassasiyeti gösteren her alanda 7’den 70’e herkese teşekkür ediyorum” diye ifade etti.

40 BİN DEKAR ALANDA AĞAÇLANDIRMA YAPILACAK

Polat son olarak; “Elazığ’da son beş senede her yıl 70 bin dekar alana ağaçlandırma yapıyoruz. Bu yıl da yine 40 bin dekar alana ağaçlandırma yapacağız. Son yıllarda teknolojiyle birlikte topraklama ve fidan dikmede elde ettiğimiz başarı da güzel. Elazığ’da ormanlık alanlardan ve meralardan tahsis ettiğimiz çoğu alanı diktik. Geri kalan kısımlar da meralardan oluşuyor. Var olan orman alanlarını da iyileştiriyoruz. Elazığ’ın ormanlık alanı son 15 yıllık süreçte yüzde 15’lerden yüzde 20’lere yaklaştı. Bu romanların hepsi nitelikli orman şekli değil, bozuk ormanlar da içerisinde yer alıyor. Bu alanları da iyileştirmeye çalışıyoruz. Genel müdürlüğümüzün kuruluşunun 180. yılı kapsamında en fazla fidan diken ve tüplü fidan üreten il Elazığ oldu ve yılın enleri seçildik. İşletme ve fidan müdürlüğümüzdeki arkadaşlarımız gece gündüz çalışarak bu aşamaya geldik. Orman oluşturmak uzun bir süreç. Bir ekosistem oluşturmuş oluyorsunuz. Bitki örtümüz de orman olmadığı için büyüme hızı biraz yavaş ilerliyor. Toprak ve iklime bağlı bir oluşum bu fakat 5-10 sene içerisinde yeşillik alanlarda yaşanan değişim gözle görünür hale gelecek. Elazığ’ın tüm ilçelerinde fidan dikimi yaptık. Es geçtiğimiz hiçbir ilçe olmadı. Bu bölgelerde ormanlı alanlar oluşmaya devam ediyor. Harput’un arkasına geçen yıl 1 milyon 250 bin fidan diktik. Ağaçlandırma çalışmalarımız devam edecek. Yeşil alanların sayısı artacak” dedi.