TAHİR ÖZTÜRK'Ü DİNLERKEN

Milletvekillerimiz mazbatalarını aldılar, meclise kayıtlarını yaparak Salı günü gerçekleştirilecek yemin töreni için bugün Ankara'ya gittiler

TAHİR ÖZTÜRK'Ü DİNLERKEN
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Milletvekillerimiz mazbatalarını aldılar, meclise kayıtlarını yaparak Salı günü gerçekleştirilecek yemin töreni için bugün Ankara’ya gittiler. Yeminden bir gün sonra hükümeti kurma görevinin verileceği ve zaten listesi çoktan tamamlanmış hükümetin de kısa süre içerisinde açıklanarak “haydi bismillah” denerek hizmetlere başlanması bekleniyor.

Hükümet kurulmadan bile asgari ücret başta olmak üzere birçok alanda çalışmayı başlatan hükümetin, güvenoyu almış yeni hükümet ile seçim vaatlerini yerine getirmek için 100 günlük eylem planı çerçevesinde hareket edeceği biliniyor.

Yeni hükümette Elazığ’ın ve Elâzığ milletvekillerinin nasıl bir konumda olacağı, hangi komisyonlarda görev alacakları, hangi bakanlık nezdinde daha etkin rol üstlenecekleri, 100 gün içerisinde şehre somut olarak hangi hizmetleri sunacakları, uzun vadede hangi konuda çalışmalar yaparak halkın beklentilerine cevap vereceklerini önümüzdeki süreçte göreceğiz.

Bizler işte bu tür sorularla zihnimizi meşgul ederken beklenen açıklamaları ilimiz milletvekili Tahir Öztürk’ün dilinden öğrendik. Kanal Fırat ekranlarında deneyimli ve usta gazeteci Zeki Akbık’ın programına konuk olan Tahir Öztürk, gelecek 4 yılın yol haritasını ve uygulayacakları ekip çalışmaları hakkında önemli bilgiler verdi.

Öztürk’ün bize göre en önemli mesajı ve hareket kaynağı “ben” değil “biz” anlayışının hâkim kılınacağını ifade etmesi oldu. Geçmişin keşmekeş ve anlamsız öne çıkma gayretleri yerine her bir adımın 4 milletvekili, il başkanı ve belediye başkanının görüşmelerinden çıkan ortak kararla hayata geçirileceğini belirtmesi yeni dönemde göreceğimiz tablo hakkında da bilgi verdi. Tahir Öztürk açıklamasında kendi tecrübelerini de aktararak bu mekanizmanın dışında kalan ve ferdi kararlar alan milletvekilinin kendisinin kaybedeceğini çünkü geçmişte hep öyle olduğunu söylemesi geçmişten de ders alındığının göstergesi oldu.

Tahir Öztürk’ün dikkat çektiği en önemli konulardan biri de bazı art niyetli ve birtakım mahfillerin değirmenine su taşıyarak kaostan rant devşirmeye alışmış birtakım çevre ve şahısların bu ekibin arasına fitne sokma girişimleriydi. Siyaset bezirgânları olarak adlandırdığı bu tür şahısların şehirde her zaman var olduklarını ancak bu dönem milletvekili arkadaşları ile parti teşkilatlarının bunlara asla itibar etmeyerek doğru bildikleri yoldan şaşmayacaklarını ifade etmesi oldukça manidardı.

Gazeteci Zeki Akbıyık’ın bu soruyu sorması ve Tahir Öztürk’ün de gayet açık yüreklilikle buna cevap vermesinin altında elbette geçmişte yaşanmış olumsuz örneklerin izi vardı. Her biri farklı bir âlemde, her biri kendi çevresini bürokrat atama peşine düşmüş, her biri farklı bir mahfil ve grubun pençesine düşmüş, her biri kendini birilerinin çıkarlarına hizmet etmekle görevliymiş gibi tavır takınmış, birilerinin telkin ve tavsiyelerini emir telakki etmiş milletvekili, il başkanı, alt birim başkanlarının varlığını bu şehir ve bu taban ne yazık ki hep görmüştü.

Tahir Öztürk’ün beyanları da gösterdi ki artık geçmişin yerel vesayet dönemi de son bulmuş gözüküyor. Yeni vekillerimiz, il başkanımız, belediye başkanımız ve teşkilatların ortak akıl ve istişare ile aldıkları kararlar uygulanacak. Peki, bu olmazsa nasıl bir sonuç ortaya çıkacak? Bu sorunun cevabını da yine Tahir Öztürk veriyor. “Kendi kaybeder”