SİZİ GİDİ İYİ GÜN DOSTLARI!

SİZİ GİDİ İYİ GÜN DOSTLARI!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Malum 24 Ocakta 6.8’lik bir depremle sarsılmakla kalmadık adeta yıkıldık. 41 hemşerimizin vefatı yanında yüzlerce bina binlerce hane yıkıldı.

Türkiye, anında harekete geçti. Devletimiz tüm varlığını ve gücünü anında ortaya koydu. Devletimizle birlikte birçok sivil toplum örgütleri, vakıf, dernek ve gönüllülerden oluşan binlerce insanımız sahadaydı.

Sadece ilimizden değil, ülkemizin dört bir yanından hem yardım malzemeleri hem insan gücü hem de gönül köprüsü inşa edildi.

Adı yardım hizmetleri ile duyulmuş onlarca kurumun yanında tüzüğünde yardım gibi bir madde olmamasına rağmen yüzlerce vakıf ve dernek ya  yardım ya nakdi yardım ya da bizzat gelerek belirli alanlarda çalışmalar yaptılar.

Bu süreçte dikkatimizi çeken ve sahada olmamak  gibi bir ihtimali bile düşünmediğimiz kurumların anlamsız yokluğu ve hiçliği bir kesimi ciddi yaraladı ve çok düşündürdü.

Kimdi bu dernekler? Kadınların sol gurup be feminist çevreler tarafından kullanılmasına rıza gösteremeyip gerçekten de ulvi gayelerle ve samimiyetle kurulmuş, ülke meseleleri ve halkımızın yaşadığı sorunlara karşı  hassasiyeti ve duyarlılığı olan KADEM…

Gençlerin milli ve manevi duygularla yetişmesi yanında müktesebatımızın bize yüklediği yardımseverlik, diğerkâmlık, halkın yaşadığı sorunları çözmede aktif rol alması gereken ve genç beyin ve zinde güçlerin bulunduğu TÜGVA…

Vatandaşın halkın ihtiyaçlarının giderilmesi, afet ve başka sebepler sebebiyle yaşanan acı, yoksulluk, perişanlık ve farklı taleplerin karşılanması için bir ibadet şuuru ile Kızılay’a bağışlanan paraların yurt dışında yurt yapımında kullanılmak üzere akıtıldı Ensar Vakfı,

Yukarıda saydığımız ve her biri en üst seviyede devlet katkısı alan, yerel yönetimlerden hemen ihtiyaçları karşılanan bu anlı şanlı kurumlarımızın üst düzey yetkililerini 24 Ocakta yaşanan depremle birlikte yanımızda göremedik.

Ülkedeki tüm siyasi parti genel başkanları, birçok bakan, milletvekili, hemen her partiden belediye başkanı, üst düzet bürokrat, sendika genel başkanları ve daha nice vakıf dernek ve STK başkanları… Hepsi bu şehre ve şehrin insanına duyarlılık gösterip geçmiş olsun ziyaretleri yaptı ancak kurumlardan asla ses çıkmadı.

Şimdi bu dernek sorumluları “olur mu efendim çadır kent ziyaretleri ile çekilen resim ve paylaşımlarımız var, yardım faaliyetlerinin içinde bizzat bulunduk” demesinler KADEM’ciler.  Depremden bir ay sonra öylesine ve lütfen bir çadır ziyareti yapıp bunu sosyal medyadan yayınlamak herkesin aklıyla alay etmektir.

Kendi şahsi gayreti ve gelecek tasavvuru gereği yardım çalışmalarında görev alan Ensar Vakfı Elazığ temsilcisinin,  başkanının çabaları da bu köklü vakıftan hele hele adı Ensar olan vakıftan bekleneni vermedi.

TÜGVA’yı konuşacak ve değerlendirecek en küçük bir emare bile bulamadık bu süreçte. Sırra kalem basmış kendi sırça köşklerinde devletten iş kovalayan 10—12 gence  seminer ve kurslar vermek gibi daha önemli işlerle meşgul oldular sanırız bu süreçte.

Şimdi arkanız güçlü ya… İstediğiniz önünüzde istemediğiniz arkanızda ya… Kamunun tüm imkanları sırf tepe yöneticilerinizden dolayı hep arkanızda  ya..

Bizce sizi bu rahatlığa ve duyarsızlığa iten de belki bunlardır. Oysa sizlere tüm imkânları sunan tepe yöneticileriniz, halkımız ile ilgili hemen her konuda çok duyarlı ve çok hassas. Şehrimiz halkının çektiği acılara onlar da ortak olmak istemişlerdir mutlaka. Ama sizlerden böyle bir talep, böyle bir istek ve bir niyet bir niyet göremedikleri için uzaktan izlemek zorunda kalmışlardır mecburen.

Yapmayın arkadaşlar.. Ne amaçlar ve ne ulvi gayelerle kuruldunuz. Kendi alanlarınızla ilgili çalışmalar yapmak ki bu konuda da beklentilerin çok gerisindeyiz, halkın sorunlarına duyarsız kalmayı gerektirmez.

Bu dernekleri kuran irade, “doğuda bir kardeşinin eline bir diken batsa batıdaki bunun acısını hisseder” felsefesinden hareket eden bir yüksek iradedir.

Bu dernekleri kuran irade, insanların dertleriyle dertlenmeyi salık veren bir misyona gönül bağlayan bir iradedir.

Sizlerden daha aktif olmayı ve gönüllere girmeyi bekleyen yüzbinlerin olduğunu bilesiniz diye yazdık bunları. Amacımız birçoğunun gözünden kaçsa da bizlerden kaçmayan bu yalın gerçeği sizlere hatırlatmak.