ŞİMDİ NE YAPACAĞIZ?

6.8 ŞİDDETİNDE GERÇEKLEŞEN VE 41 HEMŞERİMİZİN HAYATINI KAYBETMESİ İLE SONUÇLANAN DEPREMİN ARDINDAN KISA SÜREDE YARALAR SARILMAYA ÇALIŞILIYOR. BİNLERCE BİNANIN AĞIR VE ORTA HASARLI OLDUĞU, HASAR OLMASA DA DEPREMLE OLDUKÇA YORULAN VE YIPRANAN BİNALARIN DÖNÜŞÜMÜ İÇİN ZAMAN KAYBEDİLMEDEN HAREKETE GEÇİLMESİ GEREKİYOR. VATANDAŞLA MÜTEAHHİDİN ANLAŞMASI  İSE OLDUKÇA ZOR. BU SEBEPLE DEVLETİN YASAL BİR STATÜYLE DEVREYE GİRMESİ VE TAKDİR KIYMET KOMİSYONLARI MARİFETİYLE SÜRECİ HIZLANDIRMASI BEKLENİYOR

ŞİMDİ NE YAPACAĞIZ?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

24 Ocak cuma günü yaşanan depremin bıraktığı olumsuz etkileri bir bir telafi ediliyor. Depremin daha ilk saatlerinde üç bakanın şehrimize gelmesi ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile diğer bakan ve üst düzey yetkililerin ziyaret ettiği ve çalışmaları bizzat inceleyerek gerekli tüm yardım ve desteklerin gelmesini sağladıkları ve bu konuda kayda değer hiçbir sıkıntının olmadığı ifade ediliyor.

Acıda ve zor anlarda hiçbir siyasi görüş ve etnik kimlik gözetmeyerek anında birlik olan ve her türlü desteğini esirgemeyen Türk halkı, Elazığ depreminde de bu özelliğini ortaya koydu ve duygulandıran bağış ve yardımlarda bulundular.

EKİPLER FEDAKÂRCA ÇALIŞTI

Ülkenin dört bir yanından gelen ve çok değişik kamu kuruma ait arama- kurtarma, sağlık, gönüllü insanlar ile yine ülkemizin her bir köşesinden yağmur gibi gelen yardımlar AFAD koordinesinde gerekli yerlere dağıtıldı.

Yardımların depremzedelere ulaştırılmasında ilimizdeki STK’ların da önemli gayreti ve çalışmaları oldu.

ŞİMDİ NE YAPACAĞIZ?

Depremin yıkıcı ve öldürücü yüzünü bir kez daha gören Elazığ halkını  asıl şimdi büyük görev bekliyor. 2000’li yıllardan önce yapılmış, daha doğrusu 1999 Marmara depreminden sonra çıkartılan deprem yönetmeliğinden önce inşa edilmiş tüm binalar hem risk altında hem de uzun yılların ve son depremin verdiği yorgunlukla güvenli olmaktan çıkmış durumdalar.

Eğer bir daha böylesine bir depremde çok sayıda yıkım ve hayat kaybının yaşanmasını istemiyorsak 2000 yılı öncesinde inşa edilen tüm yapıları dönüştürerek güvenli ve yeni binalar yapmak durumundayız.

YENİ İMAR REVİZE PLANI BÜYÜK KOLAYLIK SAĞLIYOR

İlimizde 2017 yılında yapılarak kabul edilen imar revize planı, özellikle Nailbey, Kültür, Akpınar, Sarayatik, Rüstempaşa, Mustafapaşa, Aksaray, Sanayi, Rızaiye, İcadiye, İzzetpaşa, Yeni Mahalle, Zafran, Üniversite, Yıldızbağları, Esentepe, Ulukent mahallesi gibi eski yerleşim bölgelerinde bulunan yapı sahiplerine önemli imkân sağlıyor.

Ada bazlı düşünülen imar revize planında kat artırımı yapılmak suretiyle o adaya imar rantı verilmiş ve müteahhitlerin girerek yapıların dönüştürülmesi amaçlanmıştı. Ada bazlı yapılan imar revize planında mevcut olan dar yollar da 10 metre daha genişletilmiş, ada içerisinde kapalı otopark, oyun park alanları, spor sahaları ve yeşil alan bırakılmıştı.

 

ANLAŞAMIYORLAR

Bugüne kadar ilimizde eski binaların yıkılarak tüm ada bazında yeni yapıların inşa edilmesinde en önemli engel tüm kat sahiplerinin bir görüş etrafında buluşamaması, anlaşamaması ve bir mutabakata varamamasıydı. Ancak son deprem de gösterdi ki hayatta kalmak,  çok fazla daire sahibi olmaktan daha önemli ve daha gerekli

DEVLET KOMİSYON KURMALI

Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuda yaptığı konuşmada eski binaların kentsel dönüşüm kapsamında yeniden yapılmasında en önemli sorunun vatandaşların uzlaşamaması olduğuna dikkat çekmişti.

Vatandaşın kendisine ait olan ve yaklaşık 40-50 yıl oturduğu, gerek dönemin yapı yönetmeliği gerekse yapım materyalleri ve tekniği ile inşa edilmiş binasından güvenlik ve konfor olarak memnun olmadığı da bir gerçek.

Kendi binasını yapıp yıkmak için ya tüm apartman sakinlerinin anlaşması,  ada bazlı yapılacak dönüşümde de tüm ada içerisinde bulunan binalardaki kat maliklerinin anlaşması gerekiyor. Bu konuda da iki yol var. Kat malikleri vardıkları anlaşma gereği ya bizzat kendileri yeni binayı inşa edecekler ya da anlaşacakları bir müteahhit marifetiyle inşaatı yapmaları gerekecek. İşte bütün mesele de düğüm de burada başlıyor. Hatta bu konu uzun yıllarımızı kaybettiğimiz bir kördüğüme dönüşüyor.

TAKDİR KIYMET KOMİSYONU

Bu kördüğümünü açmak için uzmanlar şu teklifiyle çözüme ulaşılabileceğini ifade ediyorlar.

Birinci Adım: 

Öncelikle başkanlığını bir vali yardımcısının üstleneceği; Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, Elâzığ Belediyesi, İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği, Fırat Üniversitesinden alanlarında uzman bir mühendis, Mühendisler Oda temsilcisi ve Müteahhitler derneği temsilcilerinden oluşan bir Takdir Kıymet Komisyonlarının kurulması gerekiyor. Bu komisyonlar,  hiçbir baskı altında kalmadan tamamen reel parametreler üzerinde giderek  çalışmalarını yürütecek.

İkinci Adım:

 Kurulan komisyon, ada bazlı dönüşüm yapılacak alanın öncelikle metrekare bazında arsa değerini tespit edecek. Her mahalleye göre arsa değeri değişeceği için komisyon alanın çevreyle eşdeğer bir birimi belirleyecek ve bunu ilan edecek.

Üçüncü Adım:

Komisyon, ada içerisinde bulunan her bir işyeri ve daireyi mevcut metrekaresi, bina üzerindeki konumu, ön cephesinin hangi yöne baktığı, görüş mesafesi, yapının yaşı, sonradan yapılan yenileme ve yapılan masraflara göre metrekare birim değerini çıkartacak. Bu çalışma çok hassas ve adil yapılmalı ve ön cephe ile arka cephelerde olan dairelere farklı puanlar verilmeli.

 

Dördüncü Adım.

Tüm bu çalışmaları yapan komisyon, hazırladığı raporla her bir dairenin metrekare bazında birim değerini çıkartacak ve bir karne olarak bunu ilan edecek ve muhataplarına verecek. Bu aşamada vatandaşlardan gelen bir şikâyet olursa da üst bir komisyon konuyu ele alacak ama kesin bir karara bağlayacak.

Beşinci Adım.

Komisyon bu adada yeni deprem yönetmeliğine göre yapılacak yeni ve binaların imar revize planının sağladığı rantı da ekleyerek metrekare birim fiyatını çıkartacak. Bu arada komisyon bu adada uygulanacak projeleri de tip olarak belirleme yetkisini de kullanabilir.

ANLAŞMAYI KAT SAKİNLERİ YAPACAK

Kendi mevcut yapılarının arsa bedeli ile kat bedelini metrekare bazında resmi bir belge ve karne olarak eline alan kat malikleri, kendi alanlarında binalarını yeniden yapacak müteahhitle pazarlık yapacaklar.

 Müteahhidin yeni yaptığı binanın metrekare birim değeri ile kendi eski binalarının metrekare bazındaki birim fiyatları karşılaştırılacak. Yeni binanın değeri daha fazla ise kat malikleri müteahhide, eski binanın değeri daha yüksek çıkmışsa müteahhit kat malikine aradaki bedeli ödeyecek.

İMAR REVİZE PLANI NEDEN ÖNEMLİ

Kat maliklerinin kendi evlerini yıkıp yeniden yapma imkânlarının olmadığı gerçeğinden hareket edilerek yapılan yeni imar revize planı vatandaşlara büyük avantaj sağlıyor. Müteahhitlerin kat maliklerinden yüksek bedeller talep etmesinin önüne geçmek için eski mahallelere mevcut imar durumundan daha fazla kat yapma imkânı verilmesinin amacı da vatandaşın lehinde bir dönüşümün yaşanması.  Oluşan bu imar rantı, hem dönüşümü hızlandıracak hem de müteahhitlerin kentsel dönüşüme  girmesini daha da kolaylaştırıyor.

YÜKSEK BİNA TAKINTISI

Yaşanan son depremde de görüldü ki yeni deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa edilmiş binalarda herhangi bir sorun yaşanmadı. Tam tersi 4 ya da 5 katlı binalar çöktü. En çok eleştiri alan 28 katlı binada bile herhangi bir olumsuzluk görülmedi.

Dikey mimari diyerek eleştiri konusu yapılan binalar 60-70 katlı binalar. İlimizde de bu tür yapılar yok. Dolayısıyla yanaşık düzey değil de ada içerisine blok sistemiyle yapılacak ve 10-12 kat olarak inşa edilecek yeni binalar hem kentsel dönüşümün hızını artıracak hem de kat maliklerinin çok para  vermeden hatta mevkiine göre hiç para vermeden yeni bir ev sahibi olmalarını sağlayacak.

DEVLET OLMADAN ASLA

Uzmanlar, yukarıda kısaca özetlediğimiz ve yeni ilavelerle genişletilecek bu formülle Elazığ’ın eski yapılarının kısa sürede dönüştürüleceğini ifade ediyorlar. Devletin müdahil ve aracı olmadığı sürece büyük çaplı bir dönüşümün asla gerçekleştirilemeyeceğini ifade eden uzmanlar bu konuda kurumların inisiyatif alması gerektiğini ifade ediyorlar.

VATANDAŞ HAZIR

Yukarıdaki formülle ve devlet kurumlarının belirlediği metrekare birim fiyatlarına göre bedeli belirlenmiş kendi evinin yerine, depreme dayanıklı bir dairenin yine devletin belirlediği bir metrekare birim fiyatından kendisine verilecek olmasına oldukça sıcak bakacaklarını   ifade eden uzmanlar, depremin şiddetini yaşayan herkesin bunu yapmasından başka bir seçeneğinin olmadığını belirtiyorlar.