ŞİMDİ DE ELAZIĞSPOR…
Sahipsizlik duygusu o kadar hücrelerimize işlemiş, o kadar derunumuza nakşedilmiş ki, bir hafta içinde 'sahipsiz Elazığ'dan 'sahipsiz Elazığspor'a' döndü yörünge. Zaten 'sahipsiz Elazığ' sloganının da 12 yıl öncesindeki ilk temelinde de yine Elazığspor vardı.
Şimdi yeni sezonun başlaması arefesinde gündem yine ve yeniden Elazığspor oldu. Bizim klasik türkümüz ve hatta 500 bin mısradan oluşması özelliği ile dünyanın en uzun metni olan Kırgızların milli destanı Manas ile yarışacak hale gelen yerel destanımız oldu.
Kimler konuşmadı, yazmadı, çizmedi ki... Nice fırtınalar esti, estirildi Elazığspor etrafında… Kar, tipi oldu, bora oldu. Bazen zemheri bazen de elini değdireni yakan ateş oldu. Ama her defasında şehrin birinci gündemi yanında üzerinde ahkam kesilen bir alan ve zemin oldu.
Sonunda bulunduğu ligden düşme tehlikesi baş gösterince ligden çekilme kararı ile halkla bir nebze korundu ama pandemi süreci ile süreç tıkandı.
Şimdi Elazığspor şahlanmak istiyor ve önüne bir hedef koymak istiyor. Ama bunu sağlayacak bir adım atamıyor, atılmıyor. Yerel aktörlerin ve yöneticilerin katılımıyla bir toplantı yapılacağı duyuruldu ancak bu toplantının yapıldığına dair bir ipucu yok.
Toplantı yapılsa bile sadra şifa olacak bir kaynağın çıkma ihtimali çok düşük ve hatta imkansız gibi. Talep edilen ve proje olarak takdim edilen gelir kaynakları, bunu sağlayacak ve aracı olacak her bir kurum ve buna onay verecek her bir yönetici ve idareci için yasal anlamda büyük riskler taşıyor.
Elazığspor’un taşıma su ile değirmenini döndürememesi gibi yalın bir gerçek var.
Görünen o ki Elazığspor’un kurtuluşu güçlü bir firmayla anlaşacağı forma reklamı ile bağışlar. Deprem ve pandemi sürecinin ardından reklam verecek firma bulunur mu bilinmez ama Elazığspor’un bu sezonda ciddi desteklere ve sahiplenmeye ihtiyacı var. Umarız bu konuda acele edilir.
