Belki de tüm umutlar özleme dönüşür yeniden

Yeni bir yıla adım attı sona doğru yürüyenler, eskimiş adımlarını artlarında bırakarak, yenilerini eskitmek için… Yeni bir umut doğdu rengarenk havai fişeklerin aydınlattığı

Belki de tüm umutlar özleme dönüşür yeniden
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Yeni bir yıla adım attı sona doğru yürüyenler, eskimiş adımlarını artlarında bırakarak, yenilerini eskitmek için… Yeni bir umut doğdu rengarenk havai fişeklerin aydınlattığı sonsuz karanlığın derinliklerinden. Çığlıklarla doğan bir umut… Bir annenin ilk evladını kucağına almadan önce yaşam müjdeleyen çığlıkları gibi. Yarın aynı güneşin aydınlatacağı yeni bir güne uyanacak bir öncekine kapanan gözler. Yarın her zaman umuttur yarınlarını eskiten bizler için. Her zaman yarını bekleriz umutla… Bazen yarın, bir yıl kadar uzaktır; bazense bir yıl, yarın kadar yakındır.

Yeni bir yılı karşıladı sayısız insan geçmişin eşiğinde. Kimileri hüzünle yaşlandı bir yıl daha, kimileri ise sevinçle kucakladı yeni doğmuş körpe umutlarını. Peki, körpecik bir umut kadim bir özleme dönüşebilir mi? Kirpiklerimiz arasında sakladığımız insanlar ya geçmişinde kalıp kendini eskitiyor ya da geleceğin belirsiz esintisine kapılıp körpecik bir umutla büyümeyi bekliyor… Ama hepsi körpe umutlarını geçmişinde büyütüyor koskoca bir özlemle…

Ne kadar uzaksa insan geçmişine, o kadar artıyor özlemi ve ne kadar yakınsa geleceği, o kadar büyüyor umudu. Tek yönlü tezat köprüsünde sık sık arkasına bakarak adımlıyor hayatını bir sonraki adımının hayalini kurarak. Eskimiş olanı özlüyor ama aldığı her nefesi hızla üflüyor vücudundan yenisini eskitmek için. Dünü bu kadar özlerken yarını şimdilemek. Yarını umut ederken dünü sırtında yük etmek… Dün mü çok kötü yarın mı? Bütün yarınlar şimdileştiği için mi bozuluyor büyüsü ve bütün şimdiler dünleştiği için mi özlem duyuluyor geçmişe…  

Umut doğmamış bir çocuktur, özlem ise gömülmüş umutlar… Göz yaşıyla sulanan geçmiş toprağından yeşeren eski bir umuttur özlem. Umut yaşanmamışlıktır, özlem ise tüm yaşanmışlığına rağmen, anılarla her gün yeniden doğan bir yaşlı bir çocuk. Peki ya bugün? Bugün ise yaşanmış olan özlem, yaşanmamış olan umuttur.

Yeni yıla umutla girenler, daha yenisini umut etmek için eskitecek bu yılı. Umutlar eskiyecek ve geçmişin yıpranmış özlemine dönüşecek. Gün gelecek ve geleceğe dair umut kalmadığında aldığı nefesi teslim edecek insan. O zaman koca bir yaşanmışlığın özlemine dönüşmüş olacak tüm umutları. Bir başkasında yaşayacak artık. Bir başkasının özlemi olacak.

Geçmiş sadece özlem midir? Bazen insan geçmişinden koşarcasına kaçar geleceğe. Tüm şimdilerinden vazgeçer, geçmişinden uzaklaşmak için. Gelecek ise sadece  bir umuttur ona göre. Geçmişine özlem duyabileceği bir umut. Özleme dönüşebilecek bir umut…

Gelecek sadece umut mudur? Bazen insanın geçmişi gelecekten kaçmak istemesine neden olur… Geçmişine kaçmak ister, onu düzeltmek için. Ama boşuna çırpınır. Tek yapabildiği şimdiye dair tüm saniyeleri tek tek ayıklamaktır, umutsuzca… Elekten geçirmektir tüm hayatı, birkaç güzel şeyin şimdiye takılıp kalabileceği ihtimaliyle…Geleceğe dair umudu kalmadığı için özlem duyabileceği bir geçmişi de olmaz. İşte o vakit, ayıkladığı saniyeler arasında ufacık bir umut kırıntısı bulur ve geleceğiyle yüzleşecek cesarete kavuşur. Artık geçmişi de vardır. Eskitilmiş bir geleceği olacaktır onun da…

Yeni yıl bir öncekine özlem, bir sonrakine umut beslememize neden olacaktır. Umarım tüm umutlarınız geçmişinize özlem olur. Tüm özlemleriniz ise geleceğe umut… Belki sizin de umutlarınızı yeşertir bu yeni yıl. Belki de yeşeren umutlarınız geçmişinizde koca bir özlem çınarına dönüşür zamanla…