PSİKOLOJİK ÇIKMAZ

PSİKOLOJİK ÇIKMAZ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

 

Son günlerde bir fırtınadır kopmuş gidiyor sosyal medya üzerinden. Dalga dalga büyüyen insanların çeşitli itam ve isnatlarıyla birbirlerine karşı; kimilerinin üstenci tavrı, kimilerinin enaniyeti, kimilerinin ise hayal ve umutlarının birer yansımaları adeta.

İstanbul Üniversitesi resmi sitesinden yayınlanan ve henüz oluşum evresinde olan 2020-2021 eğitim öğretim yılında Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi'nde bazı yeni bölümlerin açılacağı belirtilmiş. Bunca ihtilafa neden olan bölüm ise; açılması planlanan psikoloji bölümü.

Malumunuz ülkemizde uzun yıllar öncesine dayanan ve ilk olarak Anadolu Üniversitesi bünyesinde açılan Açık Öğretim Fakültesi daha sonraları Uzaktan Eğitim Fakültesinin de eklenmesi ayrıca  Atatürk Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve son olarak da Ankara Üniversitesi'nin bu kervana katıldığı. Hem üniversite sınavına girip tercih yapılarak veyahutta  herhangi bir yüksek öğrenim mezununa sınavsız olarak tanınan ikinci üniversite imkanı olarak eğitim hizmetleri sunuluyor bu üniveristelerde.

 

Tabi ülkemizde örgün eğitim mezunlarının iş kaygısı ile başından beri sıcak bakmadığı ve ötekileştirdiği Açık ve Uzaktan Eğitim Fakülteleri artık neredeyse her kesimden insanın umutlarını besleyen, süsleyen ve de artık her birey için ikinci bir üniversite okumanın neredeyse zaruret halini almasıyla eski yargı bir nebzede olsa kırılmış ve bu eğitimlere rağbet de gün geçtikçe artmış. Ki her geçen gün yeni oluşumlarına şahit oluyoruz.

 Bu üniversitelere kayıtlı olan insanların çoğu zaten ya ikinci ya da üçüncü yüksek tahsil yapan öğrencilerden oluşuyor.   Tüm dünyada yaşanan Covid-19'un eğitim öğretime olan olumsuz etkisini bertaraf edebilmek için online eğitimler, uzaktan eğitimler tıpkı birer can simidi işlevi gördü.  Yine bunun etkisiyle olacak ki; eğitim öğretim faaliyetlerinin aksamadan  uygulanabilmesinin en  etkili yöntemi olarak da benimsendi ülkemizde. Bu minvalde üniversiteler kendi bünyelerinde eğitim çeşitliliğini de arttırma gayretleri içerisindeler. Bizim kendimiz için,  ülkemiz adına ve  eğitim öğretim adına güzel ve beklenen gelişmeler her biri.

 Bu yazıyı kaleme almamızdaki ana unsur ise İstanbul Üniversitesi'nin Psikoloji Bölümü için almış olduğu bu karara bu alanda çalışan uzmanların, dernek ve örgütlerin itiraz gerekçeleri ile gösterdikleri tepkilerin izaha muhtaç halleri...

 

 Neymiş efendim Uzaktan ya da Açıktan  psikoloji  yani ruh bilimi okunamıyormuş; yok uzaktan ya da açıktan okuyan doktorlara kendinizi ameliyat ettirir miymişsiniz.  Lâ lâ lâ...

 

 Edebiyat Fakülteleri bünyesindeki her bölümün açık ya da uzaktan eğitim imkânı var ve yıllardır insanlar okuyor da yine Edebiyat Fakülteleri bünyesinde olan psikoloji bölümü neden okunamazmış anlayamadık doğrusu. Hele de savunma safında yer alan insan ve ruh bilimleri alanında çalışan uzmanların aşırı tepkisel eylem ve söylemleri hali hazırda bu işle iştigal eden insanların ruhsal bazı çalkantılar mı, bir psikolojik çıkmaz mı yaşadıkları intibası  uyandırmadı değil bizlerde.

 

Sevgili ruh bilimci arkadaşlar sekineten...

 

 Bakın ne güzel diyor üstad psikiyatrist Kemal Sayar "Yavaşla"yın. Biraz kulak verin üstada, işinizin ehli olduğunuzu gösterseniz ya! 

 

Yeni normal girişimleri ile dünyada daha pek çok yenilikle karşı karşıya kalınacak; alışılmış yerleşik tüm normlar belki de mazi olacak. Yalnız bize öyle geliyor ki zaten buradaki maksat ruh bilimi ile uğraşan kimselerin alışılagelmiş klişe üstenci kaygıların gayretleri. Yoksa özelliklede resmi kademelerde görevli kimselerin kopardıkları vaveylânın kurumlarında yaptıkları işler kadar ne yazık ki ses getiremediği de aşikar.

 

Bizce İstanbul Üniversitesi güzel bir adım atmış; umarız devamı da gelir ve hatta diğer üniversitelere örneklik teşkil eder.