Peki, Amaç Ne?

Türkiye de yaşayan her fert şuan Türkiye üzerinde oynanan oyunların  farkında…

Bu oyunların dünyadaki dengeleri kendi lehlerine değiştirmeye çalışan o

Peki,  Amaç Ne?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Türkiye de yaşayan her fert şuan Türkiye üzerinde oynanan oyunların  farkında…

Bu oyunların; dünyadaki dengeleri kendi lehlerine değiştirmeye çalışan oyun kurucu bir yapının, ülkeleri kaos ve kargaşa ortamına sürükleyip, güçlenmelerine engel olarak; kendi denklemlerini oluşturma çabalarından kaynaklandığını da çok iyi biliyoruz…

Ne yazık ki uzun ve kısa vadeli hedeflerini gerçekleştirmek için hiçbir sınırları olmayan, vicdan yoksunu bu denge kurucular, öyle bir Sirayet edip bulaşıyorlar ki devletlerin omurgalarına…

Gün oluyor darbe olup balyoz gibi iniyorlar hükümetlerin başına,

Gün oluyor gezi parkında devlete karşı ayaklanıyor ve ayaklandırıyorlar insanları,

Gün oluyor memleketin bir köşesinde hizmet için çabalayan yatırımcıların araçlarını yakıyorlar,

Gün oluyor kütüphane kurma bahanesiyle insanları sınırlara toplayıp bombalayarak insanların ölmelerine sebep oluyorlar,

Gün geçmiyor ki yeni bir kargaşa ve yeni bir kaos planı devreye sokuluyor…

Yeri doldurulmaz çok değerli ehli takva bir büyüğüm “MÜSLÜMAN UYANIK OLMALIDIR, MÜSLÜMAN UYANIK OLMAK ZORUNDA” derdi. Allah ona rahmet etsin…

Evet Müslüman uyanık olmaya mecburdur, şuurlu ve gayret sahibi olmak zorundadır…

Bu denge kurucular, ülkemizin güçlenmesine nihai surette ayağı yere basan, kendinden emin Güçlü bir Türkiye’ye izin vermiyor.

 Çünkü onlarda çok iyi biliyorlar ki, bu millet yüzünü özüne çevirir aslına dönerse, 623 sene adaleti ve adil olmayı, merhameti ve sevgiyi bütün dünyaya öğretir…

Peki; Osmanlı gibi 623 yıl bütün bir dünyaya hüküm sürmüş, köklü bir medeniyet ve müthiş bir kültür mirası, ne oldu…

 Varisi durumunda bulunan Türkiye; terekeden payına düşeni alabildi mi, almasına izin verildi mi… ?

Osmanlıdan sonra bizlere ne mi yaptılar…

 Hiç hissettirmeden imanımızdaki samimiyeti yok ettiler…

 Tabiri caiz ise neslimizin DNA’sıyla oynadılar, amaç edinme bilincini günübirlik hevesler ile gençliğimizin yüreklerinden sıyırdılar…

Peki; amaç neydi… Derslerine bu kadar çok çalışmalarındaki sebep neydi…

Tabi ki “Şuursuz” bir nesil… 

İmansız, amaçsız , ahlaksız ve geleceğini imar etme duygusundan yoksun, bencil bir nesil…

Çünkü onlar da çok iyi biliyordu ki bir devleti güçlü yapan ne topu, ne tüfeği, ne de teknolojisidir. Bunlar gerekli değil demiyorum elbette, gerekli gerekli ancak; yeterli değil…

Devleti güçlü yapan şuurlu bir nesil …

 Devleti güçlü yapan; imanlı, inançlı, bilinçli, saygılı, amaçları olan ve bu amaçları doğrultusunda çaba harcayan, geleceğini imar edebilecek, gayretli bir nesil demek istiyorum…