OSMANLI'NIN UNUTULAN İNCELİĞİ ''SADAKA TAŞI''

BAŞAK MERAL GÜNDÜZ/Osmanlı döneminde şehirlerin belirli noktalarına konulan 'sadaka taşları', İslam dininin, insanlar arasındaki gelir eşitsizliklerinin giderilmesi için emrettiği yardımlaşmanın, büyük bir incelikle yerine getirilmesini sağlıyordu.

OSMANLI'NIN UNUTULAN İNCELİĞİ ''SADAKA TAŞI''
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü Öğretim Görevlisi Rüçhan Keçeci yaptığı Sadaka Taşı hakkında gazetemize açıklamalarda bulundu.

 

METAL VE AHŞAP MALZEMEYİ BİR ARADA KULLANDIM;

Keçeci,’’Sadaka Taşı yukarıdan bir insanın kolu sığacak şekilde yaklaşık 10-15 cm çapında deliğe sahiptir.Alt tarafta açılan bir oyuk vardır.Bu taşları beyaz renkli olarak görüyoruz.Silindir,dikdörtgen şeklinde yapılabilir.Ortada havuz şeklinde alan vardır.60-90-1,5 metre civarında olabilir.Ben bir benzerini yapmaya çalıştım.Metal ve ahşap malzemeyi bir arada kullandım.Biraz daha modernize ederek ilgi çekmeyi hedefledim.İki parçadan oluşan yapı üst tarafta ahşap ve içi oyulmuş olan kayısı ağacı yer alıyor.Alt tarafta metal yer alıyor.

Ağacı ararken çok zorlanmadım diyebilirim mahalledeki fırınımızın kullandığı kütük vardı.Bir  sincabın iki yeri oyduğu kayısı ağacı onu kullandım.Almış olduğum  kütüğün içini oymaya başladım.Matkap ve aparatlarla içi iyice oyuldu..Bu kütüğü zımparaladım.Metal malzemeylede birleştirip doğal yapıya dönüştürdüm.Alt tarafta atık endüstriyel malzemelerden metallerden parçalar kullandım.Yapmış olduğum tasarım bir yerde kendi sanatsal tarzıma uygun niteliğe büründü.Doku olarakta üzerine farklı motiflerde yaprakları serpiştirip metal ve ahşabı birleştirdim.Koruyucu malzemeler kullandım üzerine birtakım boyalar ve vernikle nesneyi doğal hale dönüştürdüm.

Bir hafta on günlük zaman zarfında bitirdim.Sadaka Taşımız 1.60.1.70 cm yüksekliğindedir.Genişlik olarakta 60-70 cm çapında genişliğe sahip.Yukarıdan aşağıya para atabileceğiniz bir boşluk yer almaktadır.Altta ise geniş haznesi bulunmakta elinizi sokup parayı alabileceğiniz bir oyuk var.

Yapmış olduğum eseri Elazığ İlimizde bulunan Şehit Eyüp Oğuz Proje İmam Hatip Lisesine bağışladım.Gençler inşallah ihtiyaç sahipleri için para atarlar diğer taraftan da alınır.Geçmişte de bu böyleydi ihtiyacı olanlara yardım yapılırdı.Sizler yardım yaptığınızda bir elin verdiğini diğer el  görmüyor.Günümüzde çok önemli içimizden gelerek yapılan yardım.Yapmış olduğum yardım için çok mutluyum.’’dedi.

 

SANAT HER ZAMAN GÖRSELİ İFADE ETMEZ

Rüçhan Keçeci ,’’Sanat her zaman görseli ifade etmez.Sanatla beraber insanların yararına dokunmamız gerekiyor.Yok olan değerlerimizi kurtarmaya çalışıyoruz.İnşallah herkes üzerine düşen görevleri yerine getirir.İnsanlar arasında gelir açısından, bulundukları konum açısından mutlaka farklılıklar vardır. Zenginler ve fakirler mutlaka olacaktır. Fakirlerin bu toplumda, ezik, kimsesiz, unutulmuş hale düşmemesi, zenginlerin de kendi zenginlikleri içerisinde kendilerini kibirli görmemeleri adına sadaka verilmesi, onları birbirine yaklaştırır, aralarındaki sevgi bağını kurar. Bunun da en güzel örneği, Osmanlı'da gelenek haline gelen sadaka taşlarıdır.’’diye konuştu.

İncelik ve tok gözlülük

Keçeci "sadaka taşı" geleneği ile ihtiyaç sahiplerine yardımın büyük bir incelikle yapıldığını, yine aynı şekilde yardıma muhtaç kişilerin de bunu büyük bir tok gözlülükle karşıladığını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Zengin yardım etmek istediği zaman, özellikle gece karanlık vakitler seçiliyor, sadaka taşına parasını bırakıyor. Fakir de yine o sadaka taşından sadece kendi ihtiyacı olduğu kadarını alıyor. Yani zenginimiz anlayışlı, düşünen insan; kibirli değil, gururlu değil. Zekatını, sadakasını verirken gözünün içerisine bakarak fakiri incitecek bir yapıda değil. Tamamen mütevazi ve işin hiç reklamına kaçmadan gizli yardım ediyor. Fakirimiz de bencil değil, diğergamlığı üzerinde ve geliyor, 'Benim ne kadar ihtiyacım var? 1 kuruşa', o 1 kuruşu alıyor. Kendisinden bir başka fakiri de düşünecek anlayışta."dedi.

 

Kültürel bozulma uyarısı

Rüçhan Keçeci, insanların her zaman bu anlayışta olması gerektiğini ancak istenmeyen şekilde kültürel bozulmalar yaşandığını söyledi.

Tarihte böylesi güzellikler yaşanmışken yaşanan bu bozulmanın üzücü olduğunu dile getiren Keçeci, "İnşallah, sadaka taşlarının anlayışı yeniden günümüze yansır ve fakir ile zengin arasında yeni bağlar kurulur, yeni atmosferler oluşturulur ve veren el de alan el de mutlu olur" dedi.