Okula Alışma Sürecinde Ailelere ve Öğretmenlere Büyük İş Düşüyor!

Nisa Yılmaz/ Okula yeni başlayacak olan çocuklarda sıklıkla görülen 'okul korkusu' çocuğun aileye olan bağlılığı ve sosyal etkenlerden kaynaklanıyor. Psikiyatrist Dr. Ömer Deniz, çocukların okula alışma sürecinde ailelerin nelere dikkat etmesi gerektiği ve okul korkusuna neden olan faktörler hakkında bilgi verdi.

Okula Alışma Sürecinde Ailelere ve Öğretmenlere Büyük İş Düşüyor!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Özellikle ilkokula başlayacak olan çocuklarda görülen okul korkusu, ciddiye alınması gereken ve aile-okul-uzman psikiyatrlar ekseninde çözüme kavuşturulması gereken bir konu. Psikiyatrist Dr. Deniz, çocukların sağlıklı bir şekilde okula alışma süreci ve okul korkusunu yenme hakkında önemli bilgiler verdi. Psikiyatrist Dr. Deniz:

“Okul Korkusunda En Büyük Etken: Çocuk- Ebeveyn İlişkisi”

Okul korkusu, daha çok küçük çocuklarda gördüğümüz, çocuğun aile içerisinde yetiştirme tarzından kaynaklanan ve genellikle anne ve babayla sürekli birlikte olan çocuklarda gördüğümüz bir durum. Çocuklar aslında okul öncesinde ebeveynlerinden ve ev ortamında bakım veren kişilerden çok ayrılmıyor, ev içerisinde ebeveynleri takip ediyor ve tek başlarına kalamıyor. Okul başladığı zaman bu çocuklar okula ilk adım attıklarında okulu, evin dışında farklı ve yabancı bir ortam olarak görüyorlar. Bu ortama karşı çocuklarda kaygı oluşuyor; anne ve babalarını kaybedeceklerini düşünüyorlar. Aslında çocuklar okula heyecanla başlamak istiyor, kitaplarını alıyor ve hazırlık yapıyor. Fakat çocuklar, okula gittiklerinde anne ve babayla birlikte sınıfa girdiklerinde annelerinin elini tutuyor ve sınıfa girmeleri için ısrar edilmesi halinde ağlayarak tepki göstermeye başlıyor. Ancak annelerinin de yanında bulunması halinde sınıfta kalmayı kabul ediyorlar. Bu durum çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir. Bazı çocuklar hiç okula gidemez, okulun içine dahi girmek istemez. Okul bahçesinde ağlar ve yere atmak isterler kendilerini. Bazı çocuklarda yanında ebeveyni ile okulun içerisine girmek isteyebilir, ama ebeveyni olmadan duramaz.

Okul Korkusu Ortaokul, Lise ve Üniversitede de Ortaya Çıkabilir

Genellikle okul korkusu okula ilk başlayan çocuklarda sıklıkla görebildiğimiz bir şey. Endişeli olmak, kaygı duymak normalde görebildiğimiz bir şey. İlk bir hafta içerisinde aşılabilen durumlar bunlar. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni sisteminde bir ‘uyum haftası’ bulunuyor. Uyum haftasında okula yeni başlayan çocuklar, diğer öğrenciler henüz okulda yokken uyum sağlasınlar diye bir hafta erken başlıyorlar. Yeni uygulama, ortaokul 1. sınıf ve lise 1. Sınıfta da uygulanıyor aslında. Genellikle biz küçük çocuklarda okul korkusu olur diye bilir fakat ortaokul, lise ve üniversiteye başlayan çocuklarda da okul korkusu görülebiliyor. Okul korkusu, temelde bir “ayrılık anksiyetesi”. Ayrılık anksiyetesi, anne babadan,  ev ortamından ayrılma ile tetiklenen bir kaygı durumu. Sürekli annesinin yanında büyüyen bir çocuk, üniversiteye başladığında yapamayıp tekrar ailesinin yanına dönmek isteyen üniversite öğrencileri var. Okul korkusunun, lisede ve üniversitede görülme olasılığı, ilk kez okula başlayacak olan çocuklarda görülme olasılığına göre daha az. Bu durum daha çok anasınıfı ve ilkokul 1. Sınıf kayıt döneminde başlayan bir durum.

“Okula Alışma Sürecinde Öğretmenlerin Rolü Çok Önemli”

Öğretmenlerde, çocukların yeni tanıştığı kişiler. Bazı öğretmenlerin tutum ve davranışları, konuşma üslubu, yüksek ses tonu, sert ifadeleri okul korkusunu tetikleyebilir. Çocuk, sınıf ortamında öğretmenin yüksek sesle bir çocuğa sert ifadelerde bulunması sonucunda bundan etkilenip korkabiliyor. Her çocuğun ailesinden ayrılma sonucu gösterdiği tepki birbirinden farklı. Ayrılık ankiyetesi dediğimiz okul korkusu, her çocukta olmuyor fakat her sınıfta 3-5 çocukta bu durumu görebiliyoruz. İlk günler ağlamayla sonuçlanıyor, yavaş yavaş arkadaşlıklar ediniyor ve uyum sağlamaya başlıyor. Bazen anne ve babalar çocuklarını okuldan geri alıyor. “Bir sonraki sene gönderirim, çocuğum o zaman alışır” diye düşünüyor. Fakat çocuk bir sonraki sene okula başladığında yine aynı tepkiyi gösteriyor ve okula gitmek istemiyor. Eğer bir tedavi, destek alınmamışsa, çocuğun ayrılma anksiyetesine göre göstereceği tepki çok değişmiyor. Anne ve babaları bu konuyla ilgili destek almalarını öneriyoruz. Çocuk- ergen psikiyatristi ve ya uzman psikiyatrlara başvurmalarını öneriyoruz. Gerek davranışsal psikoterapi, gerekse ilaç tedavisi ile bu korku durumunu azaltıp, çocuğun okula uyum sağlamasına yönelik önerilerde bulunuyoruz. Burada tabi öğretmenlere de çok iş düşüyor. Okulda disiplini sağlayan, eğitim ve öğretimden sorumlu kişi öğretmenler. Öğretmenlerin, çocukların bu ayrılık hassasiyetini anlaması ve ayrılık anksiyetesinin ne olduğunu bilmesi lazım. Öğretmenin sınıfta tutmak için zorlayıcı tepkisi, durumu uç noktaya taşıyarak daha travmatik hale getirebilir. Bu noktada rehber öğretmenlerinde devreye girmesi ve gerektiğinde bir uzmana danışılması gerekir. Aile, öğretmen ve uzman eşliğinde bir ekip çalışması yapılmalı.

“Okul Korkusu, Fobiye Dönüşmeden Aşılmalı”

Okul korkusunu zorlayıcı ve baskıcı davranışlarla aşamayız. Sadece korkuyu kalıcı hale getiririz bu durumda. Okul korkusunun bir rahatsızlık olduğunu anlamamız ve bu konuda gerekli desteği almamız gerek. Nasıl ki ateşimiz çıktığında bir ateş düşürücü ve antibiyotik alıyoruz, bu durumda da korkuyu aşmak adına bir tedavi veya destek almamız gerekebilir.

“Okul Korkusu, Çocuklukta Meydana Gelir ve İleriki Yaşlarda Devam Edebilir”

Okul korkusu sonradan da meydana gelebilir fakat çocukluktan gelen Bir şeydir. Okul korkusu olan çocuk, korkuyu ortaokulda, lisede ve üniversitede de yaşıyor. İlkokulda ortaokulda, ortaokuldan liseye, liseden üniversiteye geçen çocuklar yeni ortama girdikleri ve sosyal çevrelerini değiştirdikleri için korkuyu yaşamaya devam edebiliyor. Uyum sağlama sorunu ortaya çıkıyor. Bu geçiş dönemleri her zaman önemlidir. Sosyal anlamda çekingen olan çocuklarda biz bu kaygıyı çok daha sık görüyoruz. Çocuk, kendisine iyi davranılmayacağını, dışlanacağını veya anne- babasının kendisini bırakacağını, evini kaybedeceğini düşünüyor.

Okul öncesi kreş ve anaokulu, çocukları okul ortamına hazırlar. Bu yüzden okula başlamadan çocukların mutlaka kreş veya anaokuluna gitmeleri önem taşıyor. Kreşe ve anaokuluna giden çocuklarda okul korkusunu çok daha az görüyoruz.

Okul Korkusu İçin Nasıl Bir Yol İzlenmeli? Çocuk-Aile –Okul İlişkisi Nasıl Olmalı?

Çocuk anneye aşırı bağımlı ise, annenin sınıf içerisinde başlangıçta çocuğun yanında, bir süre sonra arka sıralarda, bir süre sonra sınıf dışında, bir süre sonra okul bahçesinde olmak üzere ‘sistematik duyarsızlaştırma’ yöntemiyle ufak ufak uzaklaştırmamız gerekiyor. Bu şekilde çocuğun güvenini sağlayarak, annesinin yanında olmamasına rağmen onu bırakmayacağını bilmesi gerekiyor. Davranışsal olarak, okul yönetimi ve öğretmenle bunu sağlamaya çalışıyoruz. Bu tek başına ailenin veya doktorun sağlayabileceği bir şey değil. Aile, öğretmen, okul ve uzman hekim tarafından bir ekiple halledilebilecek bir şey. Eğer çocuğun çok yoğun kaygıları varsa, ilaçla bu kaygıları azaltarak uyum sürecini kolaylaştırılabilir. İlaçların toplumda bilinenin aksine bir yan etkisi veya uyuşturucu etkisi yok. Tamamen çocuğun kaygısını azaltmak amacıyla, uyum sürecini azaltıyor ve çocuk daha kolay süreci atlatıyor.

Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliği

Okula uyum konusunda okul korkusu tek sorun değil, okula yeni başlayan öğrenciler arasında hiperaktivite ve dikkat eksikliği de oldukça önemli bir sorun. Hiperaktivite söz konusu olduğunda, çocuk yerinde oturmak istemiyor, sürekli bir hareket halinde oluyor. hiperktif çocuklar, genellikle öğretmenleri tarafından azarlanıyor. Sert tepkiler işe yaramadığı gibi sorunu da çözmüyor. Çocuk o zaman bundan zarar görüyor. Çocuğa gösterilen tepkiden, okul korkusu olma potansiyeline sahip çocuklarda etkileniyor. Onlarında korkuları tetiklenmiş oluyor. eğer bir çocuk okula başlama sürecinde ayrılık anksiyetesi konusunda zorluk yaşıyor, ağlama tepkileri gösteriyorsa, ya da sınıf içerisinde uyum sorunu yaşıyor, söz dinlemiyor ve kurallara uymuyorsa destek almamız gereken bir durum söz konusu demektir. Öğretmenlerin bu konuda bilinçli davranması aile ve hekimle tedavi arayışına girmesi gerekiyor.

Yeni eğitim- öğretim yılına başlıyoruz. Bu hafta, uyum sağlama konusunda riskli olan 1. sınıflar, 5.sınıflar ve 9. sınıflar eğitime bir hafta erken başladı. Önümüzdeki pazartesinden itibaren okula başlayacaklar. Yeni eğitim ve öğretim döneminde tüm öğrencilere başarılar diliyorum.