MİLLETVEKİLİ EROL, 'MADEN BAKIR İŞLETMESİNİN TEKRAR KAMULAŞTIRILMASI İÇİN KANUN TEKLİFİ VERDİK'

MİLLETVEKİLİ EROL,  'MADEN BAKIR İŞLETMESİNİN TEKRAR KAMULAŞTIRILMASI İÇİN KANUN TEKLİFİ VERDİK'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

 

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, TBMM basın bürosunda  gazetecilere açıklamalarda bulundu. Özellikle Maden’de yaşanan heyelan sorununu değinen Milletvekili Erol, Maden Bakır İşletmesinin tekrar kamulaştırılması için kanun teklifi verdiklerini ve her zaman Maden halkının yanında olduklarını söyledi.

“Elazığ Tunceli’den bile daha sorunlu ve sahipsiz bir kent”

19 Mayıs’ın 100. yılını kutlayacaklarını belirten CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, “19 Mayıs’ta emperyalist güçlerin ülkemiz üzerinde yaratmak istedikleri kurguya yönelik Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak bir direniş hikayesi başlattığı Kurtuluş Savaşıyla ülkemizin bağımsızlığını kazanmasını 100. yılını kutluyorum.  O değerlere de sahip çıkmayı da, bir siyasetçi olarak kendime görev ediniyorum. Bugün basın toplantısı yapmamızda ki amaç, Elazığ’da yaşanan bir yerel sorunla ilgili. Hem Türkiye genelinde bir kamuoyu oluşturmak hem bu sorunla ilgili Elazığ’da neler yaşanıyor konusunda basınımızı bilgilendirmek. Ben bundan önceki dönemde Tunceli milletvekiliydim. O dönemde Türkiye’nin en sorunlu kentlerden birisi olarak Tunceli’yi bilirdik. Ama Elazığ’a  aday olunca, adaylık süresi içerisinde ve seçildikten sonra köyleri, beldeleri, ilçeleri, mahalleleri gezince görüyorum ki Elazığ Tunceli’den bile daha sorunlu ve sahipsiz bir kent” dedi.

“Elazığ’ın en kıymetli değerleri yer altı kaynakları ve zenginlikleridir”

Elazığ’ın bulunduğu konum itibari ile eskiden doğunun Paris’i olarak adlandırıldığını aktaran Milletvekili Erol, “Güney ile Kuzey’i Doğu ile Batı’yı bağlayan bir kavşak noktadır. Yüzyıllara dayanan bir geleneği, kültürü ve ​ tarihi misyonu olan bir kent. Ama şuanda bölgede son derece geri kalmış bir kent. Türkiye ortalamasında en fazla işsizlik oranın yüksek olduğu kentlerden bir tanesi Elazığ’dır00. Bunların yanı sıra yaklaşık 3 yıl önce Elazığ’ın Maden ilçesinde başlayan bir süreç var. Elazığ’ın en kıymetli değerleri yer altı kaynakları ve zenginlikleridir. Orada daha öncede oradaki işletmelerin devlet tarafından işletildiği dönemde Elazığ’da işsizlik sorunu yoktu. İstihdam  ve yatırım sorunu da yoktu. Bu ocaklarda çalışanların hepsi Elazığ idi. Bu ocaklardan elde edilen gelirle ilgili de Elazığ’da yatırım yapılırdı. Ama özelleştirme politikası ve özelleştirme politikasının üretime değil kar amaçlı olması nedeni ile bugün Elazığ’da ciddi sorunlar yaşanır hale gelen bir ilçemiz var. Maden ilçesi Osmanlı döneminde en eski belediyelerinden ve yerleşim bölgelerinden olan bir yer. Maden ve bakır işletmesinin olduğu bir yer. Asurlular döneminden işletilmesi başlanarak daha sonra Osmanlı döneminde devam eden ve Cumhuriyet dönemimizde de devam etmiş bakır işletmesi. Maden de çıkan bakırın bir özelliği var. Dünyada silah sektöründe kullanılan 2 tane bakır işletmesi var. Bunlardan birisi Maden’de diğeri ABD’de. Yumuşak bakır. Özellikle silah sektöründe kullanılıyor” diye konuştu.

“İşletme hafriyat alanı olarak ilçe merkezinin üstünü ilan etmiş”

Bakır işletmesinin devlet elinde olduğu zaman Maden’de yaklaşık 4 bine yakın personel çalıştığını hatırlatan Erol, “Özelleştirmeden sonra şuanda bakır işletmesinde çalışan personel sayısı 100 ile 150 arası değişiyor. Yani sosyal bir proje değil. Ülkenin kaynaklarını, madenlerini ekonomiye kazandıran, devlet kaynaklarına kazandırılan bir proje değil. Şimdi tamamen kar amaçlı işletilen bir yer haline dönüştü. Maden’de  işletmenin özelleştirilmesinde sonra hem istihdam politikalarından hem de işletme politikasından kaynaklı sorunlardan dolayı Maden’in şuanda heyelan riskine karşı boşaltılmakla yüz yüze. İşletme hafriyat alanı olarak ilçe merkezinin üstünü ilan etmiş. Oraya yıllardır hafriyat dökmüş. Milyonlarca metre küp hafriyat dökmüş ve bu hafriyatın baskısından kaynaklı zeminde heyelan riski oluşmuş. Bu hem Fırat Üniversitesinin hem AFAD İl ve Genel Müdürlüğünün  hem de Türkiye genelinde çeşitli üniversitelerde yapılan bilimsel zemin etütlerinde ortaya çıkan bir durum. Bir heyelan riski ile karşı karşıya. Bunun nedeni de düzensiz dökülen hafriyattan kaynaklı olduğu ifade edilmekte” diye konuştu.

 

 

Maden ilçesindeki vatandaşların yüzyıllardır o topraklarda yaşadığını ve Maden Bakır İşletmesinin kamulaştırılması için kanun teklifi verdiklerini aktaran Erol konuşmasında;

“Babalarının dedelerinin atalarının topraklarına sahip çıkmak için orada yaşamışlar. O toprakların tüm mağduriyetlerini yaşamışlar. Ama işletmenin kendine yeni rezerv alanları yaratmak için döktüğü hafriyattan kaynaklı yaşanan heyelan riskinden dolayı, devlet tabi ki yurttaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamakla sorumludur.  Tüm heyelan riski içerisinde olan evlere ve iş yerlerine tebligat yapılarak 5 gün içerisinde boşatılması, boşaltılmaması halinde elektrik ve su ihtiyaçlarının kesileceği, bunun da yapılmaması halinde kolluk kuvvetleri ile ilçenin boşaltılacağına dair oradaki mülk sahiplerine tebligat var. Şimdi doğal olarak  devlet vatandaşların can ve mal güvenliğinin alınmasıyla ilgili sorumluluk hissedebilir. Yasal olarak bu yazışmalar yapabilir mi yapabilir. Ama işletmeye yeni alanlar açmak için, işletmenin yarattığı mağduriyetten kaynaklı devletin tek başına sorumluluk alması da yeterli değil. Belki de özelleştirme politikası Türkiye’de yaygınlaştıktan sonra ilk defa bir kanun   teklifi verdik bugün meclise. Bu kanun teklifimiz maden bakır işletmesinin tekrar kamulaştırılmasıdır.  Yani devletleştirilmesi. Eğer orada bir kaynak varsa, yeni maden rezervleri varsa oralar devletin olmalıdır. Ayrıca özelleştirilen bakır maden işletmişinin devlet tarafından geri alınması sonuncunda da devlet bugün orada ki iş yerleri ve konutların, vatandaşların mağduriyetlerini tespit etmelidir. Bunlara da işletmenin işletme bedelinden kesmelidir. Bu mağduriyeti yaratan işletme  ise, bunun orada ki sorumluluğunu da işletme üstlenmelidir.  Ama oradaki vatandaşlara bir teklif var. Teklif şu; sen afet yasasından dolayı burayı boşaltacaksın biz sana yeni bir konut yapacağız. Ama bu konutun düşük faizde uzun vadeli yapılandıracağız. Bende diyorum ki eğer doğal bir afetten kaynaklı bu heyelan riski varsa devletin tabi ki bu kanun kapsamında bu öneriyi getirmesi doğrudur. Ama burada doğal bir afet yok. Bir işletmenin kar amaçlı mantığından kaynaklı bir heyelan riski var. orada yaşayan insanların  mağduriyeti varsa sorumlusu orada ki işletmedir. Bu işletme orada yaşayan bu riski taşıyan tüm iş yerleri ve konutların bedeli bu işletme tarafından karşılanmalıdır. Bunun la ilgili kanun teklifi verdik. Hem Maden Bakır İşletmesinin kamulaştırılaması, devletleştirilmesi bedelinden de bu vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin buradan karşılanmasıyla ilgili ve ayrıca araştırma komisyonunun kurulmasıyla ilgili bir kanun teklifi verdik. Bugün uygun olurlarsa siyasi partilerin gurup başkan vekilleriyle ve AK Parti’nin gurup başkanı ve meclis başkanı ile görüşüp Maden halkının bu mağduriyetini ileteceğim.  Tüm vatandaşlarımızın devlet karşısında devletin onlara karşı sorumluluklarını adil olarak yerine getiresi, şirketleri koruma yerine vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini koruması yönelik düşüncülerimi paylayacağım. Maden halkının her koşulda ve  şartta yanında olduğumuzu onlara deste olacağımızı buradan TBMM Basın brosundan ifade etmek istiyorum”