GERÇEĞİN KURBANI

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Ayasofya Camii'nde kılınan ilk namazda verdiği hutbede 'Vakıf malı, dokunulmazdır. Dokunanı yakar. Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar' sözlerinin yankıları sürüyor.

GERÇEĞİN KURBANI
TAKİP ET Google News ile Takip Et

 Erbaş'ın bu sözlerle Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü kastettiği öne sürülmüş ve eleştirilerle birlikte İYİ Parti’nin girişimleriyle olay yargıya bile taşınmıştı.

Her ne kadar  DİP Başkanı Ali Erbaş, konuyla ilgili eleştirilere verdiği yanıtta; "Genel olarak vakfiyelerin sonu, vâkıfın bedduasıyla biter. 'Bu vakfımı kimler amacı dışında kullanırsa Allah'ın, meleklerin, peygamberlerin, tüm Müslümanların laneti onların üzerine olsun' şeklinde. Ben de hutbede buna atıfta bulundum. Sadece Ayasofya'yı değil tüm vakıf mallarını kastettim. Geçmişi değil, bundan sonrasını kastettim. 'Uğramıştır' demedim, 'Çiğnerse lanete uğrar' dedim." Dese de konu uzun süre tartışılacağa ve konuşulacağa benziyor.

İşte bu tartışmalara ünlü tarihçi-yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı'da katıldı ve durumdan vazife çıkartarak yaptığı paylaşımda  "Kimsenin şüphesi olmasın; hukukunu müdafaa edemeyecek tarihi büyüklerimizin savunmasını tarihçiler ve tarih bilenler yapacaktır" ifadelerini kullandı.

Öncelikle DİP Başkanı Ali Erbaş, hep doğruları söylemenin eleştirini almak gibi bir kaderi yaşıyor.  Geçtiğimiz aylarda eşcinselliği yasaklayan ayeti okuduğu için eleştirilmiş ve tüm baroların önce açıklama yapmasına sonra da ayaklanmalarına sebep olmuştu.

Aynı Erbaş bu kez de Fatih’in vakfiyesin okuduğu için eleştiri oklarının hedefi oldu. Aslında yaptığı tek şey birincisinden ilahi mesajı görevi gereği topluma ulaştırmak ve duyurtmak, ikincisi de tarihi bir vakada tarihi belgeyi okumak ve hatırlatmak ve Fatih’in manevi ruhuna selamlamaktı.

Yanlış yok yaptığında aslında ama bize sorarsanız birçok kesimin takdirini kazanan, siyasi görüşlerinin esiri olmaktan kendini korumasını bilmiş her vicdan sahibi insanın olumlu baktığı bir açılışta keşke yanlış anlama ve yorumlamalara kapı aralayacak sözlerden uzak kalınsaydı. En azından böylesine görkemli ve anlamlı bir açılış, bir tartışma ve polemiğe kurban gitmemiş olurdu.

Gün ve vakit farklılıkları giderme, kalın çizgileri yok etme ve aradan kaldırma günüdür. Bu konuda adım atmak ve insanlarımızı birbiriyle barışık ve kardeş olarak yaşatmak iktidarın ve insanlığa huzur ve saadet getirme misyon ve görevini üstlenen dini liderlerimize düşmektedir.

Siyasi görüşlerimiz  gibi ortak değerlerimizi de yarışır ve birbirine düşmanmış gibi sunmamak gerek. Her biri bu ülke için mücadele etmiş, yanlış ve eksikliklerine rağmen bu vatan toprağının her bir taşında emeği, kanı ve mücadelesi olmuştur. Biraz dikkat ve özen lütfen. Çünkü bazı şeyler vardır ki bir kesimin kanına dokunabiliyor. İzzet-i nefsini yaralayabiliyor. Zoruna gidiyor ve kahredebiliyor insanı.