'EVET, RAHATSIZ ETTİN!'

Olay bizzat yaşanmış ve eskilerin deyimiyle ayniyle vaki. İlimizde enerji sektöründe yatırım yapan ve bu süreçte resmi işlemler için birçok resmi kurumda işlerini takip etmek zorunda kalan iş insanı, yaptığı yapacağı işe kör pişman süreci sağ-salim tamamlamanın derdindedir.

'EVET, RAHATSIZ ETTİN!'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Birçoğuna bizzat gittiği resmi kurumlarda da işler yürümemektedir. Pandemi sürecinin rahatlığını yaşayan personeli yerinde bulmak ve imzalanması gereken evrakı imzalatmak cihan harbini kazanmaktan zordur.

Bir evrak için üç gün resmi kuruma giden ancak evrakının hazırlanmadığı cevabını alan iş insanı, dördüncü gün de aynı hayal kırıklığını yaşamamak adına bu kez kurumun dâhili telefonundan ilgili memura ulaşır. Yaşadıkları ya daha doğrusu yaşatıldığı onca zorluk ve meşakkate rağmen devlet kurumu ve memuruna olan saygısı gereği; “rahatsız ettim ama benim şu evrakta bir gelişme var mı? Cümlesini kurmayı düşünmüş ve daha “rahatsız ettim ama…” kelimelerini ifade eder etmez karşı taraftan “evet, rahatsız ettin!” cümlesini duymasıyla dünyası yeniden başına yıkılmış.

İş insanının kendisi anlatıyor bundan sonraki ruh halini: “Benim nezaketen ve saygı gereği “sizleri rahatsız ettim, kusura bakmayın” cümlesinin ardından karşıdan gelen “evet rahatsız ediyorsun” cümlesiyle hem yıkıldım hem de devletim adına üzüldüm. Bir an “kardeşim ben sana bu cümleyi nezaketen kullandım, yoksa senin yapmak zorunda olduğun görev için sana kul köle olacak değilim” demek istedim ama yine de ya sabır çekip kendime yakıştıramadığım için yuttum o yakışıksız cümleyi.”

Kıssadan hisse; Ey il yöneticileri ile kamu kurumlarının müdürleri. Her şey zannettiğiniz gibi güllük gülistanlık değil. Kamu kurumları tam anlamıyla felç. İstisnaları dışında personeller işi tam anlamıyla salmış. Vatandaşı dinlemek ve derdine çare olmak yerine “nereden de çıktı şimdi bu vatandaş” dercesine gelen herkese şartlı ve angarya olarak bakıyorlar.

Çok kolay çözülmesi gereken konu ve evraklar günlerce çıkmıyor. Ve şunu iyi biliniz ki insan yaşatılmıyor ki devlet yaşasın. İnsanlar mustarip. Bürokratlar bıkmış, bitkin ve heyecansız. Böyle giderse ve önlem alınmazsa siyasiler için patlayan vatandaşlar bürokratlar ve yöneticiler için de patlayacak. Demedi demeyin…