Estetik, Sihirli Değnek Değildir!

Nisa Yılmaz/ Estetiğin bir sihirli değnek olmadığını ve belli bir dozajla, doktor ve plastik cerrahlar tarafından uygulanması gereken bir uygulama olduğuna değinen Uzman Dermatolog Dilara Turgut, son dönemde oldukça popüler hale gelen hyaluronik asit dolgu hakkında bilgi vererek, uyarılarda bulundu.

Estetik, Sihirli Değnek Değildir!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Teknoloji gelişmesiyle, estetik dünyasında da yeni uygulamalar keşfedilmeye, uygulanmaya başladı. Son dönemin en popüler estetik uygulaması arasına giren “hyaluronik asit dolgu” da bu uygulamaların başında geliyor. Uzm. Dermatolog Dilara Turgut, dikkat edilmesi gereken noktanın öncelikle estetik uygulamalarını bir doktora veya cerraha yaptırmak olduğunu söyledi. Estetiğin, bir yüzü başka bir yüze dönüştürmek gibi bir sihre sahip olmadığını belirten Uzm. Dermatolog Turgut, kişinin başka bir yüze göre değil, kendi yüz yapısına göre yapılacak olan uygulamaya karar verilmesi gerektiğini vurguladı.

Hyaluronik asit nedir?

Hyaluronik asit, cildin elastikiyetini arttırmaya, cilde nem kazandırmaya, hücresel yenilenmeye yol açar ve vücutta onarımı hızlandırmaya yardımcı olur. Fakat bu saydığımız maddelerin vücudumuza işlemesi zor olduğundan, ilave olarak ihtiyaç duyulan bölgeye uygulanır. Dolgu uygulandıktan sonra ciltteki değişimler yavaş yavaş kendini göstermeye başlar.

Hyaluronik asit uygulaması, cerrahi bir operasyon mu?

Sadece şekil bozukluğu adına varolan bozuklukların giderilmesinde, şekli düzeltmek adına bu uygulamayı yapıyoruz. Çünkü bu işlem bir ameliyat değil, sadece dıştan görüntü bozukluğunu düzeltmek amacıyla uyguluyoruz.

Dolgu uygulaması sadece iğne ile mi yapılıyor?

Dolgular yerine göre iğne uygulaması ya da kanül dediğimiz ucu küt, uzun iğneler tercih ediliyor. Sonuçlar bu şekilde daha güvenilir oluyor. Ben de işlemlerimde genellikle kanülü kullanıyorum. Olası komplikasyonları da engellemiş oluyoruz bu şekilde.

Hyaluronik asit dolgusu yüzün hangi bölgelerine yapılır?

Bu uygulama yüzün bütün alanına yapılabilir. Alın, gözaltı, çene uzatma-şekillendirme, yanak, burun kanatlarından gelen çizgilerin doldurulması, dudak dolgusu, kaşları yukarı kaldırmak ve burun eğriliğini düzeltmek için uygulanabiliyor. Kısacası yüzün her tarafına bu dolgu uygulaması yapılır. Burun dolgusunda dikkat ettiğimiz en önemli nokta, sağlık yönünden nefes alma güçlüğü ya da anatomik defektinin olmaması.

Dolgu uygulaması sonrası, ciltte yan etkiler ortaya çıkıyor mu?

Hyaluronik asit dolgu, doğru uygulandığı zaman herhangi bir sorun ortaya çıkmıyor. Bu dolgu bir bakteriden elde ediliyor sonuçta, jel kıvamındadır. Bakteriden elde edildiği için çok nadir de olsa bazen bir hasta boğaz enfeksiyonu veya sinüzit geçirdiğinde dolgularda hafif bir şişme olabiliyor. Bu durumda biz gerekli tedaviyi yapıyoruz. Ama hastalara da bunun uyarısında bulunuyoruz.

Hyaluronik asit dolgusu için yaş sınırlaması var mı?

18 yaş ve üzerindeki kişiler ihtiyacı varsa eğer hyaluronik asit dolgusu yaptırabilir. Fakat bu uygulamalara çok erken yaşta başlamak doğru değil. İnsanlar gençlik döneminde kendinde çok fazla kusur bulabiliyor. Yüzü bir anda çok değiştirmek de doğru değil. Kişilerin kendine ait güzelliklerini korumaları gerekli bence. Belli bir yaştan sonra ise ihtiyaç doğrultusunda yüze güzel bir şekil kazandırabiliriz.

Dolgu uygulaması ne sıklıkta yapılıyor? Dolgu sıklığını belirleyen unsurlar neler?

Bu sıklık, ürünün uygulandığı bölgeye göre değişiyor. Örneğin; burun dolgusu en uzun süre kalan dolgudur. Çünkü burun bölgesi hareketsiz bir dokudur. Hiç hareket yoktur. Dudak dolgusu ise kalıcılığı en az olan dolgudur. Yemek yediğimiz, konuştuğumuz, öptüğümüz bir doku olduğu için sürekli hareket halindedir. Bu nedenle kalıcılık, kullandığımız ürünün molekül ağırlığına ve uyguladığımız bölgeye göre farklılık gösteriyor. Hiçbir zaman dolgunun, 1,5 yıl, 2 yıl kadar kalacağını iddia etmemek lazım. Birde şöyle bir şey var, siz uygun yere uygun dolguyu koysanız dahi, bu malzemeyi eriten bir madde var, Hyaluranidaz dediğimiz bir madde. Bazen bir sorunla karşılaştığımızda bu madde ile dolguyu eritebiliyoruz. Bu enzim vücudumuzda da bulunuyor. Bazı insanlarda fazla olabiliyor. Bu nedenle o bölgeye dolgu uyguladığımızda diğer bireylere göre daha çabuk eriyebiliyor. Dolgularda ortalama aralık dudak dolgusu hariç, ilk başlayanlarda 4 ayda bir yaptırmak gerekiyor ama ortalama 6 ay ile 1 yıl arası bazen 14 ay arası dolguların kalıcılık özelliği var.

Dolgu uygulamasında doz miktarı neye göre ayarlanıyor?

Bu, hastanın ihtiyaç duyduğu miktara göre değişir. Uygulanacak bölgenin ihtiyacına göre doz ayarlaması yapılır. Dudak dolgusunda doz ayarı değişkendir mesela; dudakları ince olan bir kişiye uygulanan dozla, kalın dudaklı bir kişiye uygulanan arasında çok fark vardır. Kalın dudaklar sadece biraz daha belirginleştirilip, şekillendirilir. Fakat çok ince dudaklı kişilerde öncelik dudağı dolgunlaştırmaktır. Bunun doz miktarı ve uygulama aralığı da ona göre belirlenir. Fakat gözaltına uygulanan dozların belli bir miktarı vardır ve o miktarı aşmazsınız. Gözaltına fazla uygulandığı takdirde gözde şişme yapar, dolgunun eritilmesi halinde bile o şişlik kalıcı olabiliyor. Yanak dolgusunda ise şekillendirmeyi yapabilmek adına daha bol kullanmak gerekiyor. Az koyulduğunda efektif olamayabiliyor. Bu nedenle dolgu uygulamasında miktar kısıtlaması yapmadan uygulamak gerekiyor, başarılı sonuç almak için.

Estetiğin, halk arasında sihirli değnek etkisine sahip olduğu görüşünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hastalarımdan istediğim şu, ellerinde fotoğraflarla gelmesin. Çok ince dudağı olan bir hasta, Angelina Jolie dudağı yaptırmak istiyor. Benim o dudağı şekillendirmek için 4 yıla ihtiyacım var. Çünkü dolguda uygulanan maksimum belirlenmiş belli bir doz vardır. Bu dolgunun bir hafta içerisinde yüzde 60-70’i dokuya yayılır. Ortada çok da bir şey kalmaz. 3-4 ay sonra dolguyu yenilenerek arttırılır. Buna en güzel örnek, Ajda Pekkan. Önceleri ince bir dudağa sahipken yıllar içerisinde çok güzel bir dudağa sahip oldu. Estetikte en önemli şey, yavaş yavaş uzun aralıklarda ilerlemektir. En iyi sonuca bu şekilde varılır. Örneğin büyük bir buruna sahip olan kişiler dolgu yerine cerrahi bir işlem yaptırarak istediği görüntüye ulaşabilirler. Dolguyla eğrilikler ve boşluklar düzeltilerek estetik bir görünüm kazandırılır.

Bu nedenle bir fotoğrafla hekime gitmek yerine, kendi yüzü için uygun olanın ne olacağını hekimin inisiyatifi doğrultusunda kararlaştırarak bir uygulama yapmak gerekir. Hekim, yapılacak uygulamayı ve kişinin ihtiyacını hastaya ayrıntılı bir şekilde anlatır zaten. Ama hasta bir kararla doktora gidip, ısrarla uygulamayı yaptırdıktan istediği sonucu alamıyor. Örneğin; gözaltı problemi olan bir hasta gelip, yanak dolgusu yaptırmak istiyor. Asıl problemin gözaltında olduğunu göremiyor. Fakat ihtiyacı olan bölgeye işlemi yaptıktan sonra, ‘işi bilene bırakmak lazımmış’ diyor.

Bir uygulamada kendimize ait bir şey kalmayacaksa o uygulamayı yapmam. Kendi hastalarıma da aynı şeyi söylüyorum; bir uygulama yaptırırken mutlaka size ait bir şey kalsın.

Estetik operasyonlarda merdivenaltı uygulamalar yapılıyor ve sonuçları oldukça ağır olabiliyor. Sizin estetik uygulamaları yaptırmak isteyen kişilere bu konudaki önerileriniz nelerdir?

Kozmetik ve estetik uygulamalarını bu işi bilen kişilere, yani dermatologlara, cildiye uzmanlarına veya plastik cerrahlara yaptırmak gerekiyor. Çünkü kimin eline iğneyi verirseniz o kişi iğne yapar. Ama mevzu iğne yapmak değil. Benim için en hassas nokta bu. Onun dışında herhangi bir eğitimi olmayan kişilere güvenip bu uygulamaları yaptırmasınlar.