AYRIŞMAK VE DÜŞEN RUS JETİ

Gerilim, ayrıştırma, kutuplaştırma politikası bizi farkında olmadan öyle bir noktaya getirmiş ki; Düşürülen Rus jetinin ardından içimizden bir çok kimse iktidara olan kızgınlığından dolayı Putin'e sevgi gösterisinde bulunup ismini ön plana çıkararak övgüler yağdırabiliyor. Belki zaman zaman takınılan gerilim lisanı seçim kazanma noktasında başarılı bir strateji olmuş olabilir ama görünen manzara o ki, ülkeyi içten içe kaybeder hale gelmişiz. Ülkenin doğusu SEROK OBAMA diyor! Ülkenin batısı ise I LOVE YOU PUTİN diyor! Böylesi önemli bir gün ve dönüm noktası sayılacak anda bile kenetlenemeyip ayrışıyor isek herkesin durup düşünmesi gerekir. Akıllı toplumları acıları birleştirir, ama biz kendi acımızda bile ayrışıp bölünüyoruz. Fatih'e İstanbul'u kazandıran; Bizans'ın içinde olup Fatih'i bağrına basmak, Osmanlının adaleti ile tanışmak isteyen ayrışmış halkların var oluşuydu. Ortodoksların '' Başımızda kardinal külahı görmekten ise Osmanlı sarığı görmeyi arzu ederiz '' söylemi içeriden hançer vurmanın, Fatih'e İstanbul'un kapılarının aralanışının en belirgin örneğidir. Irak'ı 2 günde ABD'ye teslim eden; Saddam'ın baskısından kurtulmak isteyip, özgürlük hayal eden Irak'ta, ABD'yi Saddam'a tercih etmek isteyen kişilerin çok oluşuydu. Bugün Irak'ın hali ortada. Her daim ayrılıkta azap birliktelikte rahmet vardır. Tarih bunun örnekleri ile doludur. Bölge ve ülke olarak çok kırılgan ve hassas fay hatlarından geçiyoruz. Dört bir yanımız ateş çemberi ve sorun yumağı. PKK içten kangren yaramız, daha bu yaraya neşter atamamış iken, Suriye, IŞİD, İran, derken şimdide başımıza Rusya çıktı. Belli ki Bu jet olayı bölgedeki dengeleri yeni baştan tanzim edecek ve ülke olarak daha sıkıntılı keski virajlardan geçeceğiz. Durum böyle iken hepimizin Aklı selim ile hareket etmesi gerekiyor, ayrışma lüksümüz yok, başka Türkiye yok. Bütün ülkeler sırtlan sürüsü gibi ağzını açıp ülkemizin düşeceği, başımıza üşüşecekleri anı kollar iken pireye kızıp ev ateşe verilmez. Bir daha o evi inşa edemeyebilirsiniz, sadece uzaktan enkazını izlemek nasip olur. Neyi ne ile değiştiğimize dikkat edelim, mevcut yönetim beğensekte BİZİM beğenmesekte BİZİM. BİZİM olanı ONLARA değişemeyiz, ONLAR kelimesinin içi BİZ kelimesi ile kıyaslanamayacak kadar tehlikelidir, bunun idrakini iyi yapalım ve oyunlara gelmeyelim. Bir olalım İri olalım, diri olalım. Bizi içimizden yıkamadıkları sürece dışarıdan bir etki ile Allah'ın izni inayeti ile asla yıkamazlar. Bu duygu ve düşünceler ışığında konu JET hadisesinden açılmış iken haklı-haksız kim boyutunu acizane yorumlayayım; Atatürk 2. cihan harbinden hemen sonra dünya büyük elçi ve ateşeleri onuruna İstanbul'da bir yemekli resepsiyon tertiplemiştir. Gece gayet güzel ilerler iken İngiliz ateşesi sürekli gergin bir surat ifadesi ile Atatürk'ü gece boyunca taciz etmektedir. Bu durumdan rahatsız olan Atatürk yaverini çağırır ve durumu öğrenmesini ister. Az sonra yanına gelen yaver '' Paşam Çanakkale'de babasını öldürmüşsünüz '' Bundan dolayı size kızgındır der. Atatürk'te bunun üzerine '' Sor bakalım, babasının Çanakkale'de ne işi varmış? '' Der. Şimdi ağzını yüzünü ekşiten Putin'e biz soruyoruz; Sizin jetinizin Suriye'de ne işi vardı, kaldı ki Türkiye hava sahasının içinde ne işi vardı!!!