Adnan Üstün

Aldatmanın En Alçakçası...

Adnan Üstün

* Bu toplum, bu ümmet aldatılır...  Aldatmanın en alçakçası Allah ile aldatmaktır! 

* Allah'ın kitabı ölçümüz olmazsa, Peygamber Efendimizin yaşadığı örneklik bizim için vazgeçilmez değer olmazsa, insanların uydurduğu şeyler baştacı edilir, din gibi yaşanır ve algılanırsa, insanlar bunlarla kurtulacaklarını zannederse; Allah ile aldatanlar bitmez...   

* Bu millete; hainleri, sahtekarları, art niyetlileri ve dini duyguları istismar edecekleri tanıtacak bir bakış açısını kazandırmak lazımdır...  

Öyle ki; iyi zannettiği, güzel gördüğü bir kişi veya gurupta en ufak bir sapmayı veya yanlışı hissettiğinde uyaracak, uyarmanın fayda etmediğini gördüğünde yollarını ayıracak bir bakış kazandırmak gerekir. Değilse; fetö biter, bir başkası başlar... 

* Doğru bakış açısı; Allah'ın kitabını ve bu kitabın hayata-pratiğe dönüşmüş şekli Peygamber Efendimizi tanımakla kazanılır. 

* Bugün din istismarı deyince; ilkokul çocuklarının dahi duyup bildiği "sadece" "fetö" üzerinden konuşmak, din istismarına karşı ciddi, gerekli ve yeterli bir duruş sergilemek değildir.  

* Din istismarına karşı ciddi ve samimi bir duruş; istismar edenler hayatta ve toplum içinde olsalar da, müntesipleri-taraftarları ne kadar çok da olsa, ekonomik güçleri ve "siyasi ağırlıkları-oy potansiyelleri" ne kadar fazla da olsa, birileri gücenir diye susarak değil, muhatabı kim olursa olsun yanlışın karşısında durarak sergilenir. 

* İstismarın karşısında durmak kolay değildir, bedel ister... Fetö gibi bir belanın bu milletin başına musallat olmasının en büyük sebebi; milleti eğitmek, uyarmak ve yol göstermekle görevli ve sorumlu kişi ve kurumların korku, menfaat, gaflet ve benzeri nedenlerle susması, topluma yön verenlerin-ilim ehlinin ve kanaat önderlerinin seslerinin çıkmaması veya en ufak farklı ve haklı bir ses çıkaranın sesinin kısılması, toplumun da buna göz yummasıdır... 

* Bu millete; sorgusuz ve sualsiz bir beşere-insana itaat etmenin yanlış olduğu, mutlak itaatin sadece Allah'a olduğu, Peygamber Efendimize vahiy ve onun uygulaması dışında sahabenin farklı görüşler sunabildiğini öğretmeliyiz... 

* Bu millete; bir guruba veya cemaate mensup olmanın kişiye cenneti garanti etmediğini, her zaman ümit ile korku arasında yaşamak gerektiğini, Peygamber Efendimizin kendi kızına, halasına ve eşlerine dahi garanti vermediğini anlatmalıyız... 

* Bu millete; peygamberlikten sonra rüyanın başkası için delil olmadığını ve dini sahada bağlayıcı olmayacağını, rüya ve gizemler üzerine dini bir yaşam-anlayış kurulamayacağını, dinin temel kaynağının Allah'ın kitabı Kur'an ve bu kitabın uygulaması olan Peygamberimizin örnekliği olduğunu anlatmalıyız... 

* Bu millete; Kur'an ve sünnet ilkeleri içerisinde cemaat, meslek ve meşrep sahibi olsanız da, ümmetin-milletin menfaatini cemaat ve grup menfaatinin önünde tutmak gerektiğini, asıl meselenin "cemaat veya guruba adam devşirmek değil" ümmete adam yetiştirmek olduğunu öğretmeliyiz... 

* Bu millete; hak ve hakikatin inhisar-tekel altına alınamayacağını, dinin ve dini değerlerin yegane sahibinin hiçbir özel veya tüzel kişi ya da resmi kurum olmadığını, hakikatin sabık olana değil, "yalnız da kalsanız" sadık olana ait olduğunu öğretmeliyiz... 

 

* Bu millete; "kem alatla kemalatın olmayacağını" yanlış-haram yol ve yöntemlerle, dinin-şeriatın emirlerinin çiğnenerek, birilerine hoş görünerek Allah'ın dinine hizmet edilemeyeceğini anlatmalıyız... 

* Bu millete; dinin sahibinin Allah olduğunu, biz olmasak da, birileri olmasa da bu dinin kıyamete kadar yaşayacağını, bu dine ufacık bir hizmetimiz geçerse onunla şeref bulacağımızı, Allah'a minnet borcumuzun olduğunu, bu dinin bize değil, bizim Allah'a ve dinine muhtaç olduğumuzu anlatmalıyız... 

* Bu millete; dinin bir sömürü aracı olmadığını, dinin üzerinden servet ve şöhret kazanan ve bunu hazza-şehvete dönüştürenlerden uzak durulması gerektiğini, Peygamber Efendimizin ve hiçbir peygamberin din üzerinden zenginleşmediğini, dini ve dini duyguları ranta dönüştürmediğini anlatmalıyız... 

* Bu millete; dinin tam ve kemale erdiğini, dine ekleme yapmaya da, çıkarma yapmaya da kimsenin hakkının olmadığını anlatmalıyız... 

* Bugün "bazı çekincelerle" kişi, gurup veya sözlü-yazılı eser ismi verilmese de, isim verilmeyerek de olsa bunlarda olan yanlışlar, has-katışıksız din olan islama aykırı fikir ve düşünceler ortaya konulmalı, işin ehli olan kişi ve kurumlar tarafından ilmi-bilimsel bir temele dayanarak millet uyarılmalıdır. 

Yoksa; din istismarını sadece fetöden ve fetönün yazılı-görsel eserlerinden ibaret sanmak ve öyle sunmak, onun dışında hiçbir somut "kişi, eser veya fikire" ilmi bir temel ile dokunmamak dünya ve ahirette işin ehlini sorumluluktan kurtarmaz! 

* Hayat bir imtihan... Aldatanlar da hep olacaktır, aldananlar da... 

Bize düşen ve yakışan aldatan da, aldanan da olmamaktır. 

Rahman ve Rahim olan Allah, Hakim ve Kerim kitabında şöyle buyurur: "Ey insanlar! Şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Sakın çok aldatıcı (şeytan), Allah hakkında sizi aldatmasın." (Fâtır Sûresi 5. Ayet) 

* Çok aldatıcı olan şeytanın bir özelliği de insanı "Allah ile" yani "Allah hakkında" aldatmaktır. Allah'ın ismini kullanarak, rahmetini ve merhametini istismar ederek insanı aldatmaktır.  

Bu da aldatmanın en tehlikelisidir. En tehlikelisi, yani en alçakçasıdır... Çünkü en değerli olanı istismar etmiş, insanı en umulmaz yerinden vurmuştur... 

* Allah; bu milleti ve ümmeti dini değerleri, mukaddesatı ve insanların "değer olarak kabul ettiği her ne varsa" bunları istismar ederek aldatanların şerrinden korusun. Bizlere, hepimize de aldanmayacak bir basiret ve feraset-öngörü nasib etsin... 

Yazarın Diğer Yazıları